"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1304 E., 2023/1709 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/354 E., 2022/322 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Dosya içeriğine göre davacı kadın vekilinin temyizine konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin diğer, davalı erkek vekilinin tüm yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; balayına erkeğin ailesi ile birlikte gittiklerini, düğünde kız tarafından hiçbir takı takılmadığı gerekçesiyle ailesinin istenmediğini, kadının elindeki telefonun alındığını 9 yıl boyunca cep telefonu kullanmadığını, kadının ailesini kayınvalidesinin telefonundan izin alarak arayabildiğini, erkeğin ailesi ile birlikte yaşadığını, erkeğin annesinin evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin ve ailesinin kadının kıyafetlerine müdahale ettiğini, ortak çocuğun okumasına erkeğin ailesinin izin vermediğini, ortak çocuğu davacı kadına benzeterek hakaret edildiğini, erkeğin kadına hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, ziynetlerin erkek tarafından elinden alındığını ve iade edilmediği iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 500,00 TL tedbir- iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilemesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu , kadının aile apartmanında yaşayacağını bilerek evlendiğini, kadının annesinin dolduruşuna gelmemek ve huzursuzluk çıkmaması için telefonunu bıraktığını, erkeğin kredi kartının kadında olduğunu, kadının cep telefonu alabilecek durumda olduğunu, kadının ailesinin ortak çocuğun doğumunda ve erkeğin babasının vefatında gelmediğini, savunarak davanın reddine , ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, davacı kadının tazminat, nafaka ve ziynet alacağı taleplerinin reddine karar verilesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ailesiyle telefonla görüşmesinin, ailesini ziyaretinin sınırlandığı ve erkeğin ailesiyle aynı binada oturmaya zorlanma ve bu oturma neticesinde erkeğin aile bireylerinin tarafların mahremiyetine aykırı şekilde eve fazlaca girip çıkmaları ve evde konaklamaları hususlarının sabit olduğu, kadının ortak konutu terkte haklı olduğu, belirlenen kusurlu davranışlarla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun annenin yanında kaldığı, çocuğun bakımı ve gözetimi ile davacı tarafın ilgilendiği, sosyal inceleme raporu, tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları, 5 adet bileziğin evlilik birliği içerisinde bozdurulduğu ve kadına iade edilmediği, diğer takıların kadının yanında götürmediği hususunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının aylık 500,00 TL iştirak nafakasının, tarafların gelirleri birbirlerine denk olduğundan kadın lehine hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının 28.04.2022 tarihi itibariyle kaldırılmasına, 30.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 5 adet 15'er gram 22 ayar bileziğin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmadığı taktirde 10.000,00 TL nin dava tarihinden bakiye 7.662,50 TL nin ıslah tarihi olan 01.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulmaması, maddî tazminat, manevî tazminat miktarları, ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmü, kusur belirlemesi, iştirak nafakası, maddî tazminat, manevî tazminat ve miktarları, velayet, kabul edilen ziynet alacağı bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında davanın kabulü tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, davacının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında davacı lehine maddî manevî tazminat takdir edilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, ilk derece mahkemesince davacı lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile ortak çocuk için takdir edilen tedbir - iştirak nafakalarının miktarlarının makul olduğu, ortak çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların mevcut gelir durumları dikkate alındığında kadın lehine yoksulluk nafakası takdir edilmemesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın kısmen kabulüne dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine, ziynet alacağı yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir .
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulmaması, ziynet alacağının reddedilen kısmı ile lehine hükmedilen tazminatların miktarları bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma hükmü, kusur belirlemesi, iştirak nafakası, maddî tazminat, manevî tazminat ve miktarları ve velayet bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, bulunması halinde geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, ve çocuk yararına iştirak nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, yoksulluk nafakası ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı, 190 ıncı, 297 nci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm , davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Hâkim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Ayrıca, hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince, kadının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
b.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
c.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Ebru'ya iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.