"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1586 E., 2024/227 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/117 E., 2021/540 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı - karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin eşine şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, eşini aldattığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, kendisi için 1000,00 TL, müşterek çocuk için aylık 1500,00 TL olmak üzere toplam 2500,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, 50.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evliliklerinin başından itibaren eşinin annesine kötü davrandığını, annesi ile kavga edip silah çektiğini, eşini küçük düşürmek zor durumda bırakmak ve ayrıca açacağı boşanma davasına delil oluşturmak kastıyla 6284 Sayılı Kanunun sağladığı hakları kötüye kullanarak koruma talep ettiğini, çocuklarının da doğum günü olan 05.10.2015 gecesi davacının hiçbir sebep yokken müvekkili ve müvekkilinin annesine küfür ve hakaretler ederek üzerlerine silah doğrulttuğunu, sizi öldürürüm dediğini, kadının ciddi psikolojik sorunlarının olduğunu, hiçbir neden yokken sürekli kavga çıkardığını, çocuğunu da göstermediğini belirterek kadın tarafından açılan davanın reddine, boşanmaya karar verilecek ise manevî tazmınata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 27.03.2018 tarihli, 2015/734 Esas, 2018/212 Karar sayılı kararı ile tarafların karşılıklı olarak açtıkları boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuk ....'in velâyetinin davacı-davalı anneye verilmesine, çocuk yönünden aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı-davalı kadının kendisi için tedbir ve yoksulluk nafakası istemlerinin reddine, davacı-davalı lehine 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, davalı-davacının manevî tazminat talebinin reddine, ziynet eşyası yönünden açılan davanın tefrikine karar verilmiş, davacı-davalı kadın vekili maddî, manevî tazminat, nafaka ve karşı boşanma davası yönünden, davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, tazminatlar ve miktarı, nafakaların miktarı, velâyet yönünden istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/521 Esas, 2020/91 Karar sayılı kararı ile her ne kadar mahkemece verilen kararda tarafların karşılıklı açmış oldukları davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı-davacı tarafın karşı dava dilekçesinde boşanma talebinde bulunmadığı, davalı- davacı taraf bağımsız karşı dava ile 50.000 TL manevî tazminat talebinde bulunduğundan bu talebi yönünden nispi harç yatırmak zorunda olduğu, davalı-davacıdan başvurma harcı ve maktu peşin harç alınmasına rağmen talep ettiği manevî tazminat miktarı üzerinden Harçlar Kanunu'nun 30-32. maddeleri uyarınca peşin nispi harcın tamamlanması için süre verilmesi, harç tamamlandığı takdirde işin esasına girilip tüm deliller birlikte değerlendirilip karar verilmesi, harç tamamlanmadığı takdirde ise ilgili kanun maddesi çercevesinde hüküm verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilmesi doğru olmadığından davacı- davalının istinaf talebinin kabulü ile esası incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, diğer istinaf sebepleri ile ilgili bu aşamada inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş, davalı-karşı davacı erkek tarafından hüküm temyiz edilmiş, Dairenin 08.02.2021 tarihli, 2020/7042 Esas, 2021/1065 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların kesin nitelikte olduğu gerekçesi ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına karşı şiddet uyguladığı, erkeğin annesinin tarafların evliliğine müdahalede bulunduğu, buna karşılık kadının, erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı taraflar arasındaki evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğu sabit olup , asıl davada davacı kadının boşanmaya dair davasının kabulü gerektiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı - karşı davacı erkeğin daha fazla kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davada davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı - davalı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL olarak hükmedilen ve önceki kararla aylık 500,00 TL'ye çıkartılan tedbir nafakasının, karar tarihinden geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine, bu miktar üzerinden karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesi ile birlikte aylık 750,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı - davalı kadının kendisi için tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL maddî, 15.000 TL manevî tazminatın hükmün kesinleştiği tarihten işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı - davacıdan alınarak davacı - davalıya verilmesine, karşı davada davalı-davacının manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf sebepleri olarak; kusur tespiti, lehine hükmedilen maddî, manevî tazminat ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı ile tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi bakımından istinaf etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf sebepleri olarak; kusur tespiti, karşı davasının reddi, davacı-davalı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası bakımından istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların sosyo-ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, ortak çocuğun ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmakla birlikte miktarının az olduğu, ayrıca ıslah dilekçesi ile iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılması da talep edildiği halde bu hususta olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de hatalı olduğu, tarafların sosyo-ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, boşanmaya neden olan kusurlu davranışların niteliği ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde hükmedilen maddî ve manevî tazminat az olduğu gerekçesi ile davacı-davalı kadının iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazninatların miktarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, diğer istinaf talepleri ile davalı-davacı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, ortak çocuk Mustafa Emir Karahan için tahsilde tekerrüre neden olmamak ve boşanma hükmünün kesinleştiği 09.11.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına, ilk artışın dairemiz kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl sonra uygulanmasına, davacı-davalı kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerice temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat miktarları, tedbir ve iştirak nafakası miktarları, yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar ve miktarı, nafaka miktarları, nafakaya her yıl artış uygulanması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, tazmınatlar ile iştirak nafakası miktarlarının ve velâyetin anneye verilmesinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.