Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4333 E. 2024/7075 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur durumlarının belirlenmesi ve davanın reddine ilişkin istinaf incelemesinin kapsamı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davacı erkeğin daha önce hoşgörüyle karşıladığı olayları sonradan kadının kusuru olarak değerlendirmesinin ve istinaf sebepleri dışında kalan hususları dikkate alarak davanın reddine karar vermesinin hatalı olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/583 E., 2024/558 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/262 E., 2023/994 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının erkeğin ailesiyle görüşmesini istemediğini, tarafların evliliğin başlarında Ankara ilindeyken davalının sürekli müvekkiline ailesinin yanına gitmek, bu olmaz ise onların yanlarına gelmesini istediğini beyan ettiğini, bu hususta sürekli olarak müvekkiline baskı yaptığını, taraflar Ankara ilinde ikamet ederken müvekkilinin davalıyı ailesinin yanına götürmek istediğini, davalının ise "Ben Sivas'a adım atmam, aileni çok görmek istiyorsan ancak benden habersiz gidebilirsin ben senin ailenden haz etmiyorum." şeklinde beyanda bulunduğunu, müvekkilinin ailesi ile konuşması durumunda sürekli kavga çıkardığını, müvekkilinin anne ve babasının müşterek konuta tüm evlilik süresince sadece bir defa gelebildiklerini, davalının bu duruma izin vermediğini, 2019 yılının Kasım ayında çocuğu görmek için müşterek konuta gelen müvekkilinin anne ve babasını davalının konuta sığdırmaz ettiğini, müvekkiline "Anne ve babana söyle ben rahat edemiyorum, evlerine gitsinler çocuğu çok görmek isterlerse sen görüntülü arar gösterirsin" dediğini, evlilik süresince davalının ailesinin müşterek konuttan hiç çıkmadıklarını, davalının ailesinin evliliğe olumsuz müdahalelerde bulunduğunu, davalının müvekkilini küçük düşürdüğünü, üzerinde baskı kurduğunu, maaş kartını bırakacaksın sen şimdi ana babana para gönderiyorsundur diyerek müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, çocuğu bir daha göstermemekle tehdit ettiğini, tüm bunlara müvekkilinin ortak çocuk için katlanmak zorunda kaldığını, davalının anne ve babasının her fırsatta müşterek evliliğe, müşterek konuta ve ortak çocuğa, müşterek konuta giren maaşa karıştıklarını, davalının evliliğin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, onur kırıcı sözler kullandığını, psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, kız kardeşi nedeniyle kredi borçları olduğunu, evlendikten bir ay sonra davacının annesinin para için açtığı ilk telefonla huzursuzluklarının başladığını, davacının esnek hesap açtırıp para gönderdiğini, davacının annesinin evliliklerini bitirmek için uğraştığını, Ankara da ikamet ederken kendisinin ailesinin evlerine hiç gelmediğini, aksine davacının ailesinin geldiğini, davacının ailesi ile 2 ay sonra görüşmeyi bitirdiğini, Şubat 2019 tarihinden sonra ailesinin evine hiç gelmediğini, davacının doğum için ayırdıkları parayı kız kardeşine gönderdiğini, davacının ailesinin davacıdan para istediği için tartıştıklarını, davacının evi terk ettiğini, bir telefon konuşmasında davacının ailesinin "Sen gelmezsen gelme parayı gönder yeter ev boyatacağım." dediğini, davacının evi terk etmesinden 4 gün önce çocuğun ateşlendiğini, 2 gün uykusuz kaldığı için kendisinin hastalandığını, davacının evi terk ettiğini, bir daha gelmediğini, boşanma davası açacağına ilişkin mesaj attığını, davacının beyan ettiği gibi bütün ailesinin değil sadece annesinin yanında kaldığını belirterek davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, erkeğin ailesi ile görüşmesini istemediği, erkeğin ailesi müşterek konuta gittiğinde kadının odasından çıkmadığı, ortak çocuğu erkeğin ailesine vermediği, bu süreçte yemek yapmadığı ve böylece erkeğin ailesini müşterek konutta istemediğini belli ettiği; erkeğin ise evi terk ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin az kusurlu, kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, her ne kadar davalı ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakası talebinde bulunmamış ise de, çocuğun üstün yararı gereğince Mahkemece resen hükmedilebileceğinden ortak çocuk için aylık 3.500,00 TL tedbir ve 4.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davalı kadına "davalı kadının davacı adamın ailesi ile görüşmesini istemediği, davacı adamın ailesi müşterek konuta gittiğinde davalı kadının odasından çıkmadığı, ortak çocuğu davacının ailesine vermediği, davalı kadının bu süreçte yemek yapmadığı ve böylece davacının ailesini müşterek konutta istemediğini belli ettiği" kusur olarak yüklenmiş ise de; kadına yüklenen kusurlara ilişkin tanık Firdes'in anlattığı olayların 2018 yılında tarafların ortak çocuğu iki aylıkken gerçekleştiğini belirttiği, dosya kapsamından tarafların 2022 yılı Ocak ayına kadar birlikte yaşadıklarının anlaşıldığı, davacı asilin 06.10.2023 tarihli sosyal inceleme raporu düzenlenirken 2020 yılında davalı ile 6 ay ayrı kaldıktan sonra bir araya geldiklerini, 2022 yılı Ocak ayına kadar birlikte yaşadıklarını beyan ettiği gözetildiğinde 2018 yılında gerçekleşen olayların davacı tarafından affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığı, bu nedenle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, dinlenen davacı erkek tanıklarının diğer sözlerinin evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan soyut beyanlardan ibaret olduğu gerekçesiyle kadına yüklenen kusurların kaldırılmasına, Mahkemece erkeğe yüklenen "Evi terk ettiği" şeklindeki kusur istinaf yoluna başvurulmayarak kesinleştiğinden mevcut durumda davacının tam kusurlu olduğuna, gerçekleşen bu durum karşısında, davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davanın reddine, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, ortak çocuğun yaşı gözetilerek çocuk yararına Mahkemece hükmedilen aylık 3.500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleriyle sınırlı inceleme yapılması gerektiğini, davacının sosyal inceleme raporundaki beyanlarının ve davalının süresinde ve istinaf itirazında ileri sürmediği hususlar dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasında davalının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek; davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf itirazlarıyla sınırlı inceleme yapıp yapmadığı ve kusur belirlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.