"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/814 E., 2023/1857 K.
DAVA TARİHİ : 20.06.2020
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/266 E., 2022/859 K.
Taraflar arasındaki torunla kişisel ilişki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun .esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı babaanne dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlu Anıl ile davalı ...'nın İstanbul 2. Aile Mahkemesinin 2014/686 Esas 2015/844 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile baba...ile çocuk....arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, müvekkilinin bu süreçte torununu görmek istediğini, ancak davalı ...'nın velayet hakkını kötüye kullanarak hiçbir somut delil ve dayanak olmaksızın sırf torunu ile eski kayınvalidesi arasındaki iletişimi koparmak için müvekkili aleyhine koruma kararı verilmesini sağladığını ve kararın uzatılması için tekrar mahkemeye başvurduğunu, itiraz üzerine İzmir 3. Aile Mahkemesi tarafından kararın kaldırıldığını, müvekkilinin oğlu ile birlikte torununu göremediğini, müvekkilinin torununa son derece bağlı ve sevgi dolu olduğunu belirterek müvekkili ile torunu Beran arasında en az haftada bir görüntülü ve sesli telefon görüşmesi, senede 2 defadan az olmamak üzere yaz tatili döneminde ve sömestr (yarıyıl) tatilinde 1 haftadan az olmamak üzere ve mahkemece resen takdir edilecek şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı anne cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, babanın istediği görüşme tarihlerinde çocuğu her yıl yatılı olarak aldığını ve tatilin çoğu bölümünde çocuğu babaaneye bıraktığını, davacının çocuğun kendisinde kaldığı Ağustos ayında anne ile iletişim kurmasına izin vermediğini, çocuğun davacı yanında kaldığı zaman sürekli hastalandığını, bu hususunda kendisinden gizlendiğini, çocuğun sağlıksız olan bu iletişimden kaçma isteğini müvekkili ile konuştuğunu, babası ve babaannesi hakkında sürekli olumsuz şeyler söylediğini ve babaanneyi görmek istemediğini belirterek, davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, mümkün olmaması halinde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının talebinin kabulüne ilişkin olağanüstü bir hâlin yada çocuğun menfaatine ilişkin bir durumun söz konusu olmadığı, hali hazırda İstanbul 2. Aile Mahkemesinin 2014/686 Esas 2015/844 Karar sayılı dosyası ile çocuk ile baba arasında düzenli kişisel ilişki tesis edildiği, hayatın olağan akışı göz önüne alındığında baba ile çocuğun görüş günlerinde babaannenin de küçük Beran'ı görebileceği ve zaman geçirebileceği anlaşılmakla, davacının ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili özetle; kararın gerekçesiz olduğunu, sosyal inceleme raporu alınmadan ve çocuğun dinlenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, babayla küs olması ve ayrı illerde yaşamaları sebebiyle olağanüstü hal şartının gerçekleştiğini belirterek davanın kabulü yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...Davacı babaanne ile dava dışı babanın ayrı bir illerde yaşıyor olmaları ve küs olmaları TMK'nun 325/1. maddesindeki olağanüstü hal kavramı içine girmez. Boşanma kararıyla baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki yeterli olup, davacı babaanne babaya tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahiptir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmadığından, mahkemece küçük çocuk dinlenmeden ve sosyal inceleme raporu alınmadan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir". gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili özetle; istinaf sebeplerini tekrarla davanın reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, babaanne ile tarafların ortak çocuğu arasında kişisel ilişki tesisi edilmesi için olağanüstü halin gerçekleşip gerçekleşmediği, davanın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı, 182 nci ve 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.