"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2066 E., 2023/1780 K.
DAVA TARİHİ : 07.12.2020
KARAR : Başvurunun kısmen esastan reddi, kısmen karar verilmesine yer olmadığı
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ceyhan Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/723 E., 2021/354 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin başvurusunun kısmen esastan reddine kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiklerini ve bu evliliklerinden ortak dört çocuklarının bulunduğunu, davalının kadını Suriye uyruklu ... isimli kadınla aldattığını, davalının ailesi ile ilgilenmediği halde birlikte olduğu kadının her türlü giderini karşıladığını, davalının davacıya fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, davacı kadına harçlık dahi vermediğini, çocuklardan ...'ın 17 yaşında ve lise öğrencisi olduğunu, ortak çocuk ...'ın velâyetinin davacıya verilmesini, ortak çocuk ... için aylık 1500,00 TL tedbir-iştirak nafakası talep ettiklerini, ayrıca davacı için aylık 1500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası talep ettiğini, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat talep ettiklerini belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmaktadır.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının 07.02.2020 tarihinde boşanma davası açtığını, bu davasından feragat ettiğini , tarafların barıştıklarını ve kadının aldatma olayını affettiğini, fiili ayrılık sürecinde başka kadınla ilişkinin olduğunu, kadının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, kadının evi sebepsiz yere terk ettiğini, çocukları davalıya karşı doldurduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacı ile resmi evli iken bir başka kadınla birlikte yaşayarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu durumun nüfus kaydında davalı tarafından tanıma senedi ile tanınan ... ismindeki kadın tarafından dünyaya getirilen 29.09.2020 doğumlu ... adındaki çocuk ve davacı-davalı tanıklarının beyanları ile sabit olduğu ,meydana gelen geçimsizlikte davalının tam kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu, davacının evi sebepsiz yere terk ettiği iddia edilse de; davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeni ile ortak konutun haklı sebeple terk edildiği, davacı kadının evlilik birliğini devam ettirmek için gerekli özen ve yükümlülükleri yerine getirdiğinin tanık anlatımları ve mevcut dosya kapsamı itibariyle açık olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin anneye verilmesine , baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmesine, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra 750,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadın yararına hükmedilen 500,00 TL. tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 750,00 TL. yoksulluk nafakası olarak devamına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL. maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL. manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu, nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince iştirak nafakası dışındaki yönlerden esastan reddine, iştirak nafakasına yönelik istinaf isteminin ise ortak çocuk yargılama sırasında ergin olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu, nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz kanun yoluna başvurarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun hangi eşten kaynaklandığı, nafakalar, tazminatlar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 169 uncu maddesi, 174 üncü 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.