Logo

2. Hukuk Dairesi2024/446 E. 2024/8503 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1122 E., 2023/1507 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 24. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/12 E., 2022/247 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; kadının eşinin ailesi ile görüşmesini istemediğini, eşinin ailesi ile sosyal ilişki içinde olmadığını, hakaretler ettiğini, tayininin çıktığı şehirlere gitmediğini, boşanmakla tehdit ettiğini, ...'ın Bahçelievler'de bulunan ikamete gelip gittiğini belirterek tarafların zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL manevî tazminata , 15.07.2019 tarihli dilekçesi ile; dava tarihinden itibaren ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; evliliklerinin 7-8 yılını yalnız geçirdiğini, ortak çocuğun tüm ihtiyaçları ile kadının ilgilendiğini, eşinden yardım görmediğini, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, ...'ı ailecek tanıdıklarını, ...'dan yardım alması gerektiğini sürekli dile getirdiğini, beyanlarında samimi olmadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve toplanan deliller, tanık beyanları, 03.05.2017 tarihli olay tutanağı, kamera görüntüleri dikkate alınarak; kadının tanık beyanlarında da ismi geçen ... isimli şahıs ile çeşitli tarihlerde kadının yaşadığı binaya girip bir veya birkaç gün sonra binadan birlikte çıktıklarının görüldüğü, 18.04.2017 tarihinde yine ... isimli şahsın elinde çiçekler olduğu halde binaya tek başına giriş yaptığı, birlikte kadının evine girdiklerinin kabulünün gerektiği, eşlerden birinin yakın akrabası olmayan bir kişiyle zorunluluk bulunmadan yalnız olarak aynı evde gecelemelerinin zina sayılan davranışlardan olduğu; tüm bu hale göre kadının zinasının sabit olduğu, kadının eşine hakaret ettiği, eşine karşı 'buna sen mi karar vereceksin, ... lan " gibi sözlerle sert tutum ve davranışlarda bulunduğu, devamlı olarak eşinin babasına ait olan taşınmazları sattırıp kendine taşınmaz aldıracağını söylediği, erkeğin ise eşine "gerizekalı, salak, aptal" gibi sözler söyleyerek hakaret ettiği, "sen ne anlarsın ki" gibi sözler ve davranışlarla eşini küçümseyici tutum ve davranışlarda bulunduğu, gerçekleşen bu duruma göre tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılmasında kadının kusurunun daha ağır olduğu gerekçesi ile asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası karşı davanın ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince

kabulü ile ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına 07.03.2022 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir, kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, manevî tazminatın miktarı, asıl davada iki ayrı vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2-Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, iştirak nafakasının miktarı ve gelecek yıllarda artırıma karar verilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; velâyeti kendisine verilmeyen baba çocukların bakım, korunması ve eğitimlerine ilişkin giderlere katılması gerektiğinden çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği, talep olmasa dahi iştirak nafakasına hakim tarafından re'sen hükmedilebileceği bu itibarla, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası az olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacıya atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında erkek yararına takdir edilen manevî tazminat az olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin maddî tazminat talebi bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince talep olmadığı halde davacı-karşı davalı erkek lehine maddî tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkeğin manevî tazminatın miktarına yönelik, davalı-karşı davacı kadının ise, iştirak nafakasının miktarı, davacı-karşı davalı erkek lehine hükmedilen maddî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, ortak çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasının davacı-karşı davalı erkekten alınarak, velâyeten davalı-karşı davacı kadına ödenmesine, gelecek yıllarda artırım konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı erkeğin maddî tazminat talebi bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 60.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacı kadından alınarak davacı-karşı davalı erkeğe ödenmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur değerlendirmesi, kadının boşanma davasının kabulü, velâyet, iştirak nafakası miktarı, manevî tazminat miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı,erkek tarafından kadının zina eylemine yönelik iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı, erkek yararına manevî tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının tazmınat taleplerinin reddi ile ortak çocuğun velâyetının anneye verilmesi ve iştirak nafakası mıktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.