"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/39 E., 2024/437 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/918 E., 2023/1350 K.
Taraflar arasındaki çocuk mallarının yönetiminin kayyıma atanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil ...'ın eşi ... oğlu ... ve yeğeni ...'ın 27.07.2021 tarihinde, davalı gelini ...'ın babası ... tarafından korkunç bir şekilde katledildiğini, müvekkilin müteveffa oğlu ... ile davalı ...'ın henüz sekiz aylık ... adında bir kızlarının olduğunu, ...'ın tüm ailesinin geçiminin ... et unvanlı kasap dükkanı üzerinden sağlamakla olduklarını, ...'a ait ailesinin katkısı ile alınan bazı menkul ve gayrimenkullerinde bulunduğunu ve bu malvarlığını dava dilekçesinde sunduğunu, ayrıca, müvekkil davacı tarafından muris ...'a ait mirasçılık belgesi talebi ile mahkemeye başvurulmuş olduğunu ve İstanbul 6. Sulh hukuk Mahkemesinden verilen mirasçılık belgesi ile murisin 4 pay kabul edilen mirasının 1 payının da torunu ...'a ait olduğunun hüküm altına alındığını, davacının torunu ...'e hem babasından hem de dedesinden intikal edecek olan menkul ve gayrimenkullerin ekonomik bütünlüğünün korunmasının müşterek çocuk yönünden büyük önem taşıdığını, davalının babası tarafından öldürülmüş olmasını, davalınında azmettiren olarak hüküm giyme ihtimalinin yüksek olduğunu, ...'in velayetine sahip olan davalının, çocuğa ait varlığı üzerindeki tasarruf yetkisini kötüye kullanma ihtimalinin müvekkil nezdinde endişe uyandırdığının ve bu nedenle menkul ve gayrimenkul malların müşterek çocuk adına intikal edecek payları üzerine tedbir konulmasını ve çocuk mallarının yönetimin bir kayyıma devredilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil ... eşi ...' dan kalan borçları kendi imkanları ile ödediğini ve borçları kapattığını, ödeme dekontlarını dilekçe ekinde sunduklarını, açılan bu davanın hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın amacının, müvekkilin kızı ...' a intikal eden ve edecek olan mirasın kendi tasarrufları altına geçmesini istemesi ve kendi tasarruflarında olan kullanımın devamlılığını sağlamaktan ibaret olduğunu, ...'ın hem dedesi ...'dan kalan mallarında ki miras payı hem de babası ...'dan müvekkil ve çocuğa kalan malların tasarrufunun halen davacıların kullanımında olduğunu, 2 seneyi aşkın süredir işbu malların semerelerinin tamamıyla davacılar tarafından kullanılmakta olduğunu, hem çocuk ... hem de çocuğun velisi olan müvekkilin bu hakların mahrum bırakıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;"Dava, çocuk mallarının korunması istemine ilişkindir.
"Ana ve baba, velayetleri devam ettiği sürece, çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler. Kural olarak hesap ve güvence vermezler. Ana ve babanın yükümlülüklerini yerine getirmedikleri durumlarda hakim müdahale eder "(TMK m. 352).
"Ana ve baba, çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermezlerse hâkim, malların korunması için uygun önlemleri alır.
Hâkim, özellikle malların yönetimi konusunda talimat verebilir; belirli zamanlarda verilen bilgi ve hesabı yeterli görmezse, malların tevdi edilmesine veya güvence gösterilmesine karar verebilir. "(TMK m. 360).
"Çocuğun mallarının tehlikeye düşmesi başka bir şekilde önlenemiyorsa hâkim, yönetimin bir kayyıma devredilmesine karar verebilir. "(TMK m. 361/1)
Türk Medeni Kanunu'nun 360. ve 361. maddesi koşulları bulunmadıkça; başka bir ifade ile ana ve babanın çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermemeleri durumu mevcut olmadıkça; hakim, çocuk mallarının korunması konusunda ana ve babanın yönetme hakkına müdahale edemez, bu sonucu doğuracak bir karar veremez.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde, davalının babasının davacının eşi ve davalının eşinin öldürdüğü, İstanbul 39. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı, davacı babaannenin müteveffa oğlu Berk Enes'in kızları ...'a babasından intikal edecek olan menkul ve gayrimenkul mal varlığının olduğu, davalının babasının eşini ve oğlunu öldürmesi nedeniyle davalının da azmettiren olarak hüküm giyme ihtimalinin yüksek olması nedeniyle çocuk mallarını yönetim için kayyım atanmasını talep ettiği, yargılama devam ederken davacının talep ettiği mal varlıklarına tedbir konulduğu, toplanan deliller incelendiğinde davalı adına herhangi bir ceza yargılamasının yapılmadığı, herhangi bir suçtan hüküm giymediği, davalının İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde mirasın reddine ilişkin dava açtığı, sonrasında davadan feragat ettiği, feragat nedeni ile davanın reddedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu haliyle toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarıyla davalı velayet hakkına sahip olan annenin çocukların mallarını yönetmekte yeterli özeni göstermediği iddia ve ispat edilmemiştir. Tek başına davalının babasının davacının eşini ve çocuğunu öldürmesi, çocuk mallarının kötüye kullanıldığını ya da ağır bir biçimde ihlal edildiğini ispata yeterli değildir. Velayet hakkına sahip olan annenin çocuk mallarını yönetmekte yeterli özeni göstermediği iddia ve ispat edilmediği" gerekçesiyle yasal koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; huzurdaki dava ikame edilirken intikal işlemleri gerçekleştirilmediğinden bu yönde herhangi bir işlem yapılmadığının Mahkemece göz önünde bulundurulmadığını, zira, davalı tarafından 21.11.2023 tarihinde kızı ...'e velayeten dedesinden intikal eden Mercedes marka araç, Bakırköy, Tuzla ve Beyoğlu ilçelerinde mukim taşınmazlar hakkında "ortaklığın giderilmesi" istemi ile arabulucuya başvurulduğunu, küçük ...'in henüz kendi mallarına sahip çıkma ihtimali bulunmadığından uzun vadede babasına ve dedesine ait malların değerinin katlanarak artacağını, bu durumda annesi davalı ...'ın yangından mal kaçırırcasına arabulucuya başvurması ve ortaklığın giderilmesini talep etmesi çocuğun mallarını büyüyene kadar kendi menfaatleri doğrultusunda tüketerek yok etmeye yönelik olduğunu, davalı tarafından çocuğun üstün yararı veya ihtiyaçları gözetilerek değil, sadece müvekkil ve ailesinin cezalandırılması duygusu ile hareket edildiğini, davalı tarafından küçüğün mal varlığı değerleri sadece müvekkil ve ailesine olan kin ve husumet nedeni ile satışa çıkarıldığını, bu nedenle küçüğün mallarının bütünlüğünün korunması ve haklarına zarar gelmemesi adına çocuk mallarının yönetimi için 18 yaşına kadar kayyum atanması büyük önem arz ettiğini, aksi takdirde çocuk mallarının davalı tarafından tasarruf işlemine konu edilmesiyle, küçüğün mülkiyet hakkına halel geleceğini, taraflar arasında var olan durum nedeni ile atanacak bir kayyım bu konuda önem taşımakta olup küçük ...'in aile mallarını koruyabileceğini ileri sürerek kararın kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine dair karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla mahkeme kararına karşı yapılan istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan davalanın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 2 nci, 352 nci maddesi, 360 ıncı ve 361 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.