Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4580 E. 2024/7808 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin ailenin ekonomik varlığını tehlikeye düşürdüğüne veya evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçındığına dair yeterli delil bulunmadığı gözetilerek, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/265 E., 2024/413 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/1124 E., 2023/962 K.

Taraflar arasındaki tasarruf yetkisinin sınırlanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının Akerpen isimli kendisine ait dükkanı işlettiğini, çok kez davacıya şiddet uyguladığını, her defasında davacıya çok ağır küfürler ettiğini, küçük düşürdüğünü, davalının ekonomik durumu ile ilgili hiçbir zaman davacıya bilgi vermediğini, maddîyata çok önem verdiğini, davacıyı sürekli tehdit edip kendisine yönelik olur olmaz küfür ve hakaretlerde bulunarak davacıyı manevî olarak çok yıprattığını, evlilik içinde ortak edinilen taşınır ve taşınmaz malların davalı adına ayıt gördüğünü, kararlarında davacının hiçbir şekilde rızasını almadığını, davalının bir çok defa sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davalının ortak haneyi terk ettiğini ve bir daha dönmediğini, daha sonra sürekli olarak davacıya "ben olmasam sen bir hiçsin, benim param var, senin hiçbir şeyin yok, evi satsam ne yapabilirsin ki" demeye başladığını, davacıyı bu konuda tehdit ettiğini, çevreden de davalının sahip olduğu mal varlığı değerlerini özellikle ortak konutu satacağı bilgisini alan davacının bunun üzerine ortak haneye aile konutu şerhi koydurmak için tapu müdürlüğüne gitse de davalının ikametini başka bir yere aldırmasından ötürü ortak konut üzerine şerh koyduramadığını, davalının davacıya zarar verme kastı ile hareket edip üzerine kayıtlı mal varlığını satma hazırlığı içinde olduğunu, sürekli olarak davacıyı bu konuda tehdit ettiğini iddia ederek, davalı adına kayıtlı bulunan tapu ve banka kayıtları üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlanması, bu tasarrufların ancak davacının rızası ile yapabileceğinin ilgili kayıtlara şerh verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle iddiaların gerçeği yansıtmadığını, açtıkları boşanma davasının derdest olduğunu, davacının davalıyı ortak çocuklara karşı ilgisiz, kötü muamele yapan bir eş ve baba gibi göstermeye çalıştığını, davacının aşırı kıskanç olduğunu, davalıyı küçük düşürdüğünü, davalının çocuklarının maddî ve manevî tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, halen de ortak çocukların ve evin ihtiyaçlarını karşılamaya devam ettiğini, davalının kaçma tehlikesi olmayıp neredeyse yıllarca emeğinin karşılığı olan tüm mallara tedbir konulmasının hukuka ve hakkaniyete uygunluk taşınmadığını, verilen tedbir kararının hakkaniyete uygun olmadığını belirterek, açılan davanın reddine, ihtiyati tedbir kararının da kaldırılmasına, aksi halde teminat mukabilinde değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanıklarının beyanlarının davanın ispatı için yeterli olmadığı, bu halde yasada aranan şartların oluşmadığı, davalı erkeğin ailenin ekonomik varlığının korunmasını gerektirecek veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmak amacına yönelik bir davranışının, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerine yerine getirmediğinin, ailenin ekonomik varlığını tehlikeye düşürdüğünün, üzerine kayıtlı taşınmazları satmak girişiminde bulunduğu iddialarının ispat edilemediği gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili özetle; yerel mahkemece dosya bir bütün olarak değerlendirilmeksizin karar verildiğini, ayrıca gerekçede hiçbir yerde mahkemeye ibraz ettikleri ve davalının sürekli olarak tehditlerini içeren whatsapp konuşma ve kayıtlarına hiçbir şekilde yer verilmemesinin hatalı olduğunu, Mahkemece delillerin eksik ve hatalı değerlendirildiğini belirterek, davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davalı tarafın ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik istemin reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, davanın reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı kadının tasarruf yetkisinin sınırlanmasına yönelik talebin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.