"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3005 E., 2023/2658 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli (Konya) 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/246 E., 2022/60 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın gerekçede belirtiler eksikler giderilmek ve yapılacak yargılama sonrasında karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince, tazminatların miktarlarına, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaya ve nafaka artış talebine ilişkin olarak verilen hüküm davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise reddedilen yönler dışındaki yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2007 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, alkol kullandığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, hakaret ettiğini, iftira attığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2021 tarihli 2019/400 Esas 2021/319 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, alkol kullandığı, zaman zaman kadına fiziksel şiddet uyguladığı, ortak konuta geç saatte geldiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadını istemediğini söylediği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, ortak çocukların fiilen anne yanında yaşadığı dikkate alınarak velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına hükmolunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 30.06.2022 tarih ve 2021/1825 Esas 2022/1302 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince, 16.02.2021 tarihli celsede davacı tanığı ...'in ortak çocuk olması sebebiyle yeminsiz dinlenildiği, ancak yaş küçüklüğü gerekçe gösterilerek tanığın tutanağa yazılan sözlerinin imza altına alınmadığı, dinlenen tanığın yaşının küçük olması halinde imzasının alınmayacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer istinaf itirazları incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve numarası belirtilen kararıyla; erkeğin, alkol kullandığı, ortak konuta geç saatte geldiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadını istemediğini söylediği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, ortak çocuk ...'in beyanlarının çelişkili olduğu anlaşıldığından beyanlarının hükme esas alınmadığı, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ise ispatlanmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, ortak çocuk ...'nin anne yanında, ortak çocuk ...'in baba yanında kaldığı, ortak çocuk ...'nin yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında anneye ihtiyacı olduğu, bu sebeple ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesinin uygun olduğu, ortak çocuk ...'in ise baba yanında kaldığı dikkate alındığında velâyetinin babaya verilmesinin uygun olduğu, ortak çocuk ... ile baba arasında, ortak çocuk ... ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası, 350,00 TL iştirak nafakası, kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu, kadının davasının reddine, erkeğin davasının ise kabulüne karar verilmesi gerektiği, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin ve velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince erkeğe, ortak konuta geç geldiği kusur olarak yüklenmişse de dinlenen tanık beyanlarından işi gereği ortak konuta geç geldiği ve bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların ise ispatlandığı, kadının kusurlu davranışlarının ise ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, ortak çocuk ... yararına takdir edilen tedbir nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının ortak çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında isabetli olduğu, ortak çocuk ...'in ise 12.09.2022 tarihinden itibaren baba yanında yaşamaya başladığı, velâyetinin de babaya verildiği dikkate alınarak 12.09.2022 tarihinden itibaren ortak çocuk ... yararına hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının kaldırılmasına, taraflar hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanaklarına göre, erkeğin çiftçilik ile uğraştığı, kira giderinin bulunmadığı, kadının ise fabrikada işçi olduğu, kira giderini bulunmadığı, bu kapsamda kadının düzenli gelirinin olduğu ve yoksulluğa düşmeyeceği ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının isabetli olduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesinin kusura ilişkin karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir nafakasının 12.09.2022 tarihi itibariyle kaldırılmasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğu, günün ekonomik şartları dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının çok az olduğu, ortak çocuk ... yararına hükmedilen nafaka miktarının çok az olduğu ve nafakanın ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesi gerektiği, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 6 ıncı maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince kadının, fabrikada işçi olduğu, düzenli gelirinin olduğu ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının fabrikada asgari ücretle çalıştığı, asgari ücret düzeyindeki gelirin kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı (HGK 24.12.2014 tarih 2013/2-1364 Esas - 2014/1082 Karar sayılı kararı) gözetildiğinde yoksulluk nafakası koşullarının somut olayda kadın yararına gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda erkeğin sosyal ve ekonomik durumu da göz önüne alınarak kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin tazminatların miktarlarına, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaya ve nafaka artış talebine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
b)Davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.