"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1995 E., 2024/276 K.
DAVA TÜRÜ : Tapu İptal ve Tescil - Aile Konutu Şerhi Konulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Cizre 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2023/22 E., 2023/284 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı kadın vekili tarafından ve dahili davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekili ve dahili davalı ...'ün aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacı kadın; davalı eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, icra takibi, ihale ve satış işlemleri sonucu taşınmazın davalı banka adına tescil edildiğini, ipotek tesisi işlemlerine rızasının olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptaline ve gayrimenkul üzerine aile konutu şerhi konulmasını istemiş; İlk Derece Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Davacı kadın vekili ve davalı ... tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Karar davacı kadın ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 193 üncü maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez. Bu işlem ancak "diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir.
Eldeki dava konusu taşınmazın aile konutu olarak özgülendiği tartışmasızdır. Hak sahibi olan dahili davalı ... tarafından taşınmaz üzerine Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. lehine ipotek tesis ettirilmiştir. Davalılardan Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. ipotek tesisine davacı eşin muvafakatinin alındığını ileri sürmüştür. “Eş Muvafakatnamesi” başlıklı belgedeki davacının ismi altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı 25.08.2021 tarihli adli tıp raporu ile tespit edilmiştir. Banka, davacı (kadın)'ın rızasını gösteren muvafakatname istediğine göre taşınmazın aile konutu olduğunu biliyor demektir. Aile konutu niteliğinde duraksama bulunmayan taşınmaz için davacı (kadın)'ın bilgisi ve onayı dışında, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak malik olan eş tarafından diğer eşin açık rızası alınmadan aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması durumunda yapılan bu işlemin “geçerli” kabul edilemeyeceği emredici hüküm gereğidir. Diğer yandan taşınmazın aile konutu niteliği gerek iradi temliklerle, gerekse cebri icra sonucu (ihale yoluyla) mülkiyetin kazanılmasıyla kaybedilmektedir. Ne var ki bu durum geçersiz olan işleme geçerlilik kazandırmaz. Diğer bir anlatımla ölü olan bir işlem diriltilemez. Nitekim illilik prensibi gereği asıl işlem baştan itibaren geçersiz olduğu için buna bağlı olarak davalı banka adına cebiri satış sonucu yapılan tescil de yolsuz tescil niteliğindedir. Bu itibarla, aile konutu niteliğinde olan taşınmaz için konulan ipotek yönünden davacı eşin açık rızası alındığının ispat edilemediği ve ipotek işleminin geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken geçersiz ipotek nedeniyle yapılan icra takibi sonucunda cebri satış ile davalı banka adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile dahili davalı ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.