Logo

2. Hukuk Dairesi2024/498 E. 2024/6922 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, yoksulluk nafakası talebinin reddinin uygunluğu, hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile çocuklara hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler gözetilerek, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1498 E., 2023/1502 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 09.08.2019-30.09.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/735 E., 2021/417 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, kadının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının kabul etmediğini, erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü maddesi uyarınca boşanmalarına, işbu talebin kabul edilmemesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuk/çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı-davalı erkeğin eşini aldattığı tam olarak ispatlanamasa da davalı tanığı ve davacının iş arkadaşı F. E., E. A. ile M. B.'nin beyanlarından aynı iş yerinde pazarlamacı olarak çalışan V. K. isimli kadın ile samimi olduğu, V. K. isimli kadının mernis adresi olarak tarafların ortak konutun nüfusta tescil ettirirken davacının bu konuda beyanda bulunduğu böylelikle güven sarsıcı hareketler içinde olduğu, davacının geliri yüksek olmasına rağmen genellikle kendisi için harcadığı, kendi isteklerine değer verdiği, istediği şeyleri almaktan çekinmediği, bu konuda savurgan olduğu, ancak evine karşı bu kadar cömert olmadığı, bu nedenle de tarafların maddi olarak sıkıntı çekmeleri halinde davalı kadının ailesinin sürekli olarak taraflara yardımcı oldukları, davalı kadını davacının ailesinden borç alması konusunda zorladığı, bu hususun davalı tanığı H. C.'nin beyanı ile doğrulandığı, kendi isteklerine karşı cömert olan davacının evin su, doğalgaz ve elektrik faturalarını ödememesi nedeniyle çoğu kez kesildiği, bu nedenle davalının ailesinden yardım istemek zorunda kaldığı, bu hususun davalının kardeşi V. D.'nin beyanları ile doğrulandığı, davalının evde olduğu süre zarfında cep telefonu ve bilgisayarda uzun süre vakit geçirdiği, geç vakitlere kadar bilgisayar başında olduğu, kazancı yüksek olan davacı erkeğin evine maddi harcama yapmaktan çekindiği, bu konuda cömert davranmadığı gibi sıkıştığı yerde evdeki eşyaları sattığı, yaz tatilinde telefon almak için çalışıp para biriktiren oğlu ...'ın kazancını dahi elinden aldığı, bu hususun yine tanık V. D.'nin beyanı ile doğrulandığı, evde huzursuzluk çıkarmaktan çekinmediği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun tanık V. D.'nin beyanı ile doğrulandığı, bu nedenlerle davalı kadının evden ayrılmak mecburiyetinde kaldığı, ayrılık sürecinde de davacının çocuklarıyla üç kez görüştüğü ve ihtiyaçlarını karşılamadığı, davalı kadının kız kardeşi ...'la birlikte bahsi geçen V. K. isimli kadının kocasını arayıp durumu anlatmak istediğinde V. isimli kadının telefonda "orospu, sen benim kocamın üzerinde tepinmeye mi aradın" şeklinde sözler söylediği, bunu telefonun hoparlörü açık olduğu için tanık ...'ın da duyduğu, davalı kadının ise V. K. isimli kadınla ilgili olarak eşinin iş yerini arayıp eşi hakkında şikayetçi olduğu, bu hususun davalı tanığı dayısı M. B.'nin beyanı ile doğrulandığı, bu nedenle davacı erkek hakkında iş yerinde savunma istendiği, ayrıca davacının kardeşi tanık H. C.'ye "senin kardeşin iktidarsız" şeklinde telefonda sözler söylediği, davacı-davalı erkeğin daha ağır, davalı-davacı kadının ise daha az kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı karşı davacının geliri olduğu anlaşılmakla tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk ... yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ...'ın 12.06.2020 tarihinde reşit olduğundan velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ... için 25.02.2020 tarihli celsesinde belirlenen aylık 400,00 TL tedbiren iştirak nafakasının dava devam ederken ortak çocuk 12.06.2020 tarihinde reşit olduğundan reşit olduğu tarih itibariyle kaldırılmasına, davalı-davacının geliri olduğu anlaşılmakla tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, maddî-manevî tazminat ve iştirak nafakası miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, maddî-manevî tazminat ve iştirak nafakası miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak kusurun kimden kaynaklandığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı-davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyize konu kararın bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.