"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/466 E., 2024/726 K.
KARAR : Bozmaya kısmen uyularak hüküm tesisi, kısmen direnme
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya kısmen uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, iştirak nafakası yönünden ise önceki hükümde direnilmesine ve davacı kadının talebi ile bağlı kalınarak ortak çocuk yararına aylık 1.200,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiklerini, bu evlilikten 3 çocuklarının bulunduğunu, davalının, davacıya şiddet uyguladığını, kafasını duvara çarptığını hakaret ettiğini, çocukları ile ilgilenmediğini, alkol aldığını, evin geçimi ile ilgilenmediğini tarafların en son 2012 yılında bir arada yaşadıklarını, o tarihten bu yana bir araya gelmediklerini bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin müvekkiline verilerek ortak çocuk için aylık 1.200,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili için 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminata, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili, cevap dilekçesinde özetle; tarafların yurt dışında boşandıklarını, bu boşanma kararının tanınması için dava açtıklarını, apostille şerhi olmadığı için davanın reddine karar verildiğini, boşanmayı kabul ettiklerini, nafaka, maddî manevî tazminat taleplerini kabul etmediklerini, müvekkilinin yurt dışına gittiği günden beri çalıştığını, eşinin ve çocuklarının giderlerini karşıladığını, kendisine hiç para ayırmadığını, ailesi için gereken herşeyi yaptığını, müvekkilinin tüm birikimleri ile eşine restaurant açtığını, davacının bu restaurantı batırdığını belirterek kadının maddî, manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 28.10.2020 tarihli ve 2018/292 Esas, 2020/227 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin davacı kadının başını duvara vurarak, odaya kapatıp dövdüğü, telefonundan akrabalarının aradığı, telefonunu sürekli olarak karıştırdığı bu nedenle davalının aşırı kıskanç olduğu, iş dönüşlerinde arabanın kilometresini dahi kontrol edecek seviyede hareketleri ile davalının cimri olduğu, davalının davacıya küfür ve hakaret ettiği, davalının davacıyı evden kovduğu, davacıya ise kusur olarak yüklenecek herhangi bir eylemin bulunmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu bu nedenle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve fer’ilerine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında Fransa adli makamlarınca verilmiş boşanma kararının bulunduğu, bu kararın tanınması ve tenfizi için Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/317 Esas sırasına kayden dava açıldığı, konu davanın eldeki dava için bekletici mesele yapılmasının gerektiği davalı tarafından ileri sürülmüş, Mahkemece bu yönde kurulan ara karardan rücu edilerek tanıma ve tenfiz dosyasının sonucu beklenmeksizin eldeki dosyanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmakla bu hukuki durum karşısında mezkur tanıma ve tenfiz kararının boşanma davası bakımından bekletici sorun yapılması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru bulunmamış olup taraf vekillerinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın yeniden görülmesi için tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi için dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli, 2021/212 Esas, 2022/174 Karar sayılı kararıyla; asıl dava davacısının (davacının) dava açtığı anda tarafların yurt dışında boşandıkları ancak yurt dışındaki kararın tanınmasına ilişkin dava açılmadığı ve karar verilmediği, eldeki davanın yargılaması sırasında davalı tarafından yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin dava açılmış ve Emirdağ 2.Asliye Hukuk Mahkemesince 2019/317 Esas 2020/183 Karar numaralı kararı ile tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınmasına karar verilmiş ve tanıma kararı 03.11.2021 tarihinde kesinleştiğinden konusuz kalan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki tesis edilmesine, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, çocuk için aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar, kusur belirlemesi, tedbir yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi, çocuk için hükmedilen nafaka miktarı, kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; ortak çocuk ... lehine hükmedilen nafaka ile aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.01.2023 tarihli, 2022/2143 Esas, 2023/82 Karar sayılı kararıyla; dava hakkında verilen İlk Derece Mahkemesinin 2018/292 Esas, 2020/227 Karar sayılı kararı istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş, Dairemizin 2021/271 Esas, 2021/1137 Karar sayılı ilamıyla, tarafların boşanmalarına dair yabancı ilamın tanınması ve tenfizi için Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/317 Esas sırasına kayden dava açıldığı, mahkemenin 2019/317 Esas 2020/183 Karar sayılı kararıyla tanıma ve tenfiz talebinin kabulüne karar verildiği, inceleme tarihi itibariyle kararın kesinleşmediği gerekçesi konu kararın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılıp sonucuna göre karar verilmesi için istinafa konu kararın kaldırılmasına dosyanın mahalline gönderilmesine karar verildiği,tarafların boşanmalarına ilişkin La Havre Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/02002 Esas sayılı 14.03.2014 tarihli ilamının tanınmasına ilişkin Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/317 Esas, 2020/183 Karar sayılı ilamı Yargıtay denetiminden geçerek 03.11.2021 tarihinde kesinleştiği, boşanma kararının kesinleştiği tarihin 05.05.2014 olduğu tanınmasına karar verilen yabancı mahkeme ilamında taraflara kusur yüklenmediği, yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verildiği söz konusu kararın kesinleştiği, kesinleşen kusur belirlemesi karşısında taraflara kusur yüklenemeyeceği anlaşıldığından kadının kusura yönelik istinaf talebinin reddine karar verildiği, Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması halinde, ilamın kesin hüküm etkisi nedeniyle eldeki boşanma davası konusuz hale geleceğinden boşanma talebi hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığına dair karar isabetli olduğu, eldeki davanın 27.08.2018 tarihinde açıldığı, yurtdışındaki boşanma ilamının 05.05.2014 tarihinde kesinleştiği, tedbir nafakasının ancak boşanma kararı kesinleşinceye kadar verilebileceği, ancak bu davanın açıldığı tarihte yurtdışındaki boşanma kararının kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla 27.08.2018 de açılan boşanma davasında kadın lehine tedbir nafakası verilemeyeceğinden davacı vekilinin istinaf talebinin reddedildiği, çocuk lehine de tedbir nafakası verilemeyeceğinden erkeğin istinafının kabulü ile çocuk için verilen tedbir nafakasının kaldırılmasına ve çocuk için tedbir nafakası talebinin reddine karar verildiği, somut olayda kadının Fransa devlet yardımıyla geçimini sağladığı, her hangi bir çalışmasının olmadığı, erkeğin ise işçi olarak çalıştığı, kadına Fransa devleti tarafından ödenen yardım parası kadını yoksulluktan kurtaran devamlılık arz eden bir gelir olarak nitelendirilemeyeceği, kadının boşanmayla yoksulluğa düşecek olması birlikte değerlendirildiğinde, kadın açısından yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu aylık1.000,00 TL yoksulluk nafakasının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olarak belirlendiği, yabancı mahkeme ilamında erkeğin kusursuzluğunun kesinleştiği, bu bakımdan erkek aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmediği,annenin yurtdışında çocuk parası alması davalı erkeği nafaka yükümlülüğünden kurtarmayacağı, buna göre velâyeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına nazaran 1.200,00 TL iştirak nafakasının makul olduğu anlaşıldığından kadının iştirak nafakasına yönelik istinafı kabul edilerek anılan miktar iştirak nafakası olarak belirlendiği, kadın vekilinin kişisel ilişkiye yönelen istinafı ise baba ile çocuğun Fransa da yaşamaları, kurulan kişisel ilişkinin yeterli düzeyde olması babalık duygularını tatmin edici yeterliliğe haiz olması, davalı babanın çocuğa karşı ihmal ve istismarının ispatlanamaması nedeni ile yersiz görülüp reddedildiği, boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de kadının velâyet iştirak nafakası talepleri yönünden feri hususlarda haklılığı ve dava açtığında tanınmasına karar verilip tanıma kararı kesinleşmiş bir yabancı ilam bulunmaması nazara alınarak dava için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücreti takdir edilmesinde usul ve esas açısından hukuka aykırı bir yön görülmediği erkeğin aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf talebinin de esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 26.12.2023 tarihli ve 2023/2112 Esas, 2023/6545 Karar sayılı bozma kararıyla; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları dikkate alınarak ortak çocuk 2009 doğumlu ...’nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, davacı kadın vekilinin yurtdışında boşanma davası açtığı yardım nafakasının reddine karar verildiği, bu kararın tanıma kararıyla kesinleştiğinden kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına, iştirak nafakasının miktarı yönünden kadın yararına bozulmasına, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, tarafların yurt dışında boşandıkları, kadının yardım nafakasının (iç hukukumuz açısından yoksulluk nafakasının) reddine karar verildiği, bu kararın tanındığı ve kesinleştiği, kadının yoksulluk nafakası yönünden iç hukuk açısından uygulanabilir kesin hüküm niteliğinde ret kararının bulunduğu, bu itibarla kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin gerektiği, ortak çocuk 2009 doğumlu ...'nın ihtiyaçları için tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın da ortak çocuğun masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunmasına göre taleple bağlı kalınarak aylık 1.200,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verildiği ve Yargıtay bozma ilamına iştirak nafakası yönüyle direnildiği belirtilerek kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadının ortak çocuk için istediği tedbir nafakası talebinin reddine, velâyeti davacı anneye bırakılan tarafların ortak çocukları ... yararına dava tarihi olan 27.08.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.200,00 TL iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, iştirak nafakası miktarının az olduğu ve ortak çocuk yararına tedbir nafakasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek; nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğu, kadının reddedilen talepleri yönünden erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiği belirtilerek; ortak çocuk yararına talep edilen nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakasının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesi, 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 182 inci maddesi 327 inci maddesi, 328 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı ve özellikle ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 1.200,00 TL iştirak nafakasının başlangıç tarihinin boşanma hükmünün kesinleştiği tarih olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.