Logo

2. Hukuk Dairesi2024/502 E. 2024/8286 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, yoksulluk nafakasının toptan ödenip ödenemeyeceği hususunun değerlendirilmemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla diğer taraftan geçimi için süresiz nafaka isteyebileceği, yoksulluk nafakasının toptan veya irat biçiminde ödenmesine karar verilebilmesi için ise tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, mahkemenin yoksulluk nafakası yönünden toptan ödeme yapılıp yapılmayacağını değerlendirmeden hüküm kurmasının doğru olmadığı gerekçesiyle Yargıtay kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1993 E., 2023/2776 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/1037 E., 2023/476 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin karşı davasının açılmamış sayılmasına, kadının asıl ve erkeğin birleşen davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların erkeğin ailesine çok yakın yerde ortak konutlarının olduğunu, bağımsız konut sağlanamadığını, erkeğin ailesinin ortak konuta çok sık gelip gittiklerini, kadının erkeğin ailesinin evinin temizliği ve yemeğinin de yapmak zorunda kaldığını, yemeklerin erkeğin ailesinin evinde yendiğini, ortak konutu yatmak için kullandıklarını, erkeğin ailesinin evliliğe müdahalede bulunduğunu, kadının yaptığı işi beğenmemeleri nedeniyle sürekli incitici tavırlara ve hakaretlere maruz kaldığını, erkeğin ailesinin erkeği yönlendirdiğini, erkeğin kadına küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, defalarca darp ettiğini, bu eylemleri kimseye anlatmaması için baskı kurup tehdit ettiğini, darp nedeniyle kadının 2019 yılı Ağustos ayında şikayette bulunduğunu, erkeğin özürler dilemesi nedeniyle eve geri döndüğünü ancak darp eylemlerinin devam ettiğini, evin anahtarını zorla elinden aldığını, en son 13.11.2019 tarihinde darp ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, ortak konutu tutarken kadının da beğendiğini, erkeğin ailesinin kadın istemediği için tarafların evine gelmediğini, kadının da erkeğin ailesinin evine gitmediğini, erkeğin ailesinin evine sırf onlara küfür, hakaret ve tehdit etmek için gittiğini, kadının evin temizlik, yemek gibi işlerini yapmadığını, kadını kendi ailesinin etkisinde kaldığını, kadının sürekli evi terk ettiğini, psikolojik sorunları olduğunu, erkeğe sürekli bağırıp çağırdığını küfür ve hakaret ettiğini, sürekli başka odada telefonu ile ilgilendiğini, canı istediğinde erkeği evden kovduğunu, erkek hakkında asılsız şikayette bulunduğunu, erkeğin iş kazası geçirmesi nedeniyle demirli olan ayağına tekme ile vurduğunu, kadının kardeşlerinin telefon ederek küfür ve hakaret edip tehdit ettiğini, kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, evdeki eşyaları kırıp döktüğünü, son olayda kadının dışarıda bağırıp çağırıp küfürler ettiğini, erkeğin gözüne ve burnuna vurduğunu, ...'ı sevdiğini, ... olsaydı dışarı atılmayacağını, onu sevdiğini herkesin bildiğini söylediğini, erkeğin bu durumu kayıt altına aldığını, eve geldiklerinde erkeği eve almadığını, ertesi gün kadının erkeğin ailesinin evine gidip kıpıyı tekmelediğini, küfür ve hakaretler ettiğini, erkeğin babasına" şerefsiz" dediğini, sonra ortak konuta giderek evin kapısını kırdığını, erkeğe bıçak çekerek tehdit ettiğini, en son erkeğin kardeşini arayarak kendisini ailesine götürmesini istediğini, ailesinin yanına gittikten sonra "ben eşimle cinsel ilişkiye girmedim, bakireyim, erkekliği yok, ilişkiye bile giremedi" şeklinde dedikodu çıkardığını belirterek karşı davanın kabulü ile erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; karşı dava dilekçesinde iddialarını yineleyerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2021 tarihli, 2019/823 Esas, 2021/704 Karar sayılı kararı ile tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinde 450,00 TL'ye yüksemltilmesine ve yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-davalı kadın vekili karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakaların miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden; davalı-davacı erkek vekili asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminatlar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 05.12.2023 tarihli, 2021/2694 Esas, 2022/2361 Karar sayılı kararı ile erkeğin karşı davasının boşanma talebi içermediği, münhasıran 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına dayalı maddî ve manevî tazminat isteğine ilişkin olduğu tazminat talebine ilişkin olduğu, aleyhine boşanma davası açılan eşin tazminat talep edebileceği ancak bağımsız dava ile ile ileri sürülmesi halinde nispi harç yatırması gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadını darp ettiği, tanıkların kadının vücudunda morluk gördüğü, darp nedeniyle erkeğin ceza aldığı, erkeğin daha önce de kadını darp ettiği, son ayrılıklarında erkeğin kadın için "psikolojisi bozuk, deli, sevgilisi var" dediği, erkeğin annesinin "zaten gelemezsiniz, buranın kirasını biz ödüyoruz, oğlumun evi" dediği, müşterek konutun ihtiyaçlarını erkeğin babasının karşıladığı, erkeğin tam anlamı ile bağımsız konut temin edemediği; kadının ise erkeğe "şerefsiz, karaktersiz" dediği, tokat atıp ayağına tekme vurduğu, erkeğin kardeşine "sizi bitireceğim, ailenizi bitireceğim, babanıza göstereceğim, orospu çocukları" dediği,erkeğe "erkekliği yok, bundan bir şey olmaz" dediği, erkeğin babasına "şerefsiz, orospu çocukları, sizi rezil edeceğim, sizin gibi şerefsizleri istemiyorum, ...'ı istiyorum, ... olsa bana iyi bakardı" dediği, erkeği bazen eve almadığı, erkeğin parkta, arabada vs yattığı, erkeğin babasına "benim evime gelme "dediği, buna göre kadını birden fazla kez darp eden, kadına "psikolojisi bozuk, deli, sevgilisi var" diyen, yine tam anlamı ile bağımsız konut tesis etmeyen erkek ile erkeğe küfür, hakaret, darp eden, erkeğin kardeşine, babasına küfür, hakaret, tehdit eden, erkeğin babasına "eve gelme" diyen, erkek için "erkekliği yok" diyen, ... isimli birinden bahsederek güven sarsıcı davranışlarda bulunan, erkeği bazen eve almayan kadının eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın açılmamış sayılmasına, asıl ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar, reddedilen nafaka ve tazminatlar, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bağımsız konut temin etmediği ispatlanamayan erkeğe bu kusurun verilemeyeceği, erkeğe yüklenen diğer kusurların yerinde olduğu, kadının istinafa gelmemesi nedeniyle kusurunun kesinleştiği ve kadına yüklenecek başka kusurun bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların yine eşit kusurlu oldukları, erkeğin nafaka talebi hakkında hüküm kurulmamasının hatalı olduğu, geliri bulunmayan kadının nafaka ile sorumlu tutulamayacağı, erkeğin nafaka talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, erkeğin nafaka talebinin reddine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın ispat edilemediğini, bu nedenle asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kadının tanıklarının beyanlarının yanlı olduğunu, kadının yoksulluğa düşmeyeceğini, yoksulluk nafakasının haksız olduğunu, kadına eksik kusur yüklendiğini, erkeğe de fazla ve hatalı kusur yüklendiğini, kadının ağır kusurlu olduğunu, lehe tazminata ve nafakaya hükmedilmesi gerektiğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen nafaka ve tazminatlar, vekalet ücreti, yargılama gideri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen nafaka ve tazminatlar, vekâlet ücreti, yargılama gideri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre ve yaşları, yeniden evlenme şansları, çocuklarının olmayışı da dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "Toptan ödeme" yönünde karar verilip verilemeyeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.