Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5199 E. 2024/4854 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak verilen ziynet alacağı davasında hüküm altına alınan ziynetlerin değerlerinin ayrı ayrı belirtilip belirtilmediği ve kesinleşen hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında belirtilen hususa uygun olarak ziynetlerin değerlerinin ayrı ayrı belirlenerek hüküm kurulduğu, kesinleşen hususların da temyiz incelemesinin kapsamı dışında olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/621 E., 2023/889 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katılma ve ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile ziynetlerin aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 06.07.2010 tarihinde evlendiklerini, evlendikten sonra yurt dışında yaşamaya başladıklarını, taraflar arasında yaşanan geçimsizlik sebebiyle Hollanda'da 2018 yılında boşandıklarını, yabancı mahkeme kararının tanınması istemiyle Kayseri 3. Aile Mahkemesinde açılan davanın ise kabul edildiğini ve kesinleştiğini, evlilik birliği içerisinde erkeğin babası tarafından kadına tasfiyeye konu bağımsız bölümün satın alındığını, ancak tasfiyeye konu taşınmazın erkeğin birikimleri ile satın alındığını ve kadının herhangi bir katkısı olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağının kadından alınarak erkeğe verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, erkekle birlikte çalışmadığını, herhangi bir katkısı olmadığını, ziynet eşyalarının düğünde takıldığını, takılan nakit paraların düğün masraflarının ödenmesi amacıyla harcandığını, geri kalanların ise kadına teslim edildiğini, ziynet eşyalarının kadında teslim edildiğine dair 10.08.2008 tarihli belgenin de mevcut olduğunu, birleşen davaya konu taşınmazın ise erkeğin kazanımları ile alındığını, kadının herhangi bir katkısı olmadığını, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının hiçbir zaman kadından alınarak bozdurulmadığını, kadının birleşen davayı açmakta kötü niyetli olduğunu iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili asıl davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; tarafların 10.08.2008 tarihinde kadının eğitimine devam etmesi ve devletten burs alması, bursunun kesilmemesi sebebiyle dini nikah kıydıklarını, kadının eğitimin tamamlamasından sonra 06.07.2010 tarihinde resmi nikah kıydıklarını, kadının devletten aldığı burs parası ile birikim yaptığını, tarafların Hollanda'da açtıkları dükkanda birlikte çalıştıklarını, bu çalışması karşılığında erkekten herhangi bir ücret almadığını, kadına takılan ziynet eşyalarının bozdurularak ikinci bir ev satın alındığını, asıl dava konusu olan taşınmazın, taraflar evlendikten sonra kadının kişisel malı ve evlilik birliği içerisinde edinilen kazanımlarla alındığını iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların yabancı mahkeme kararı ile 2008 yılında boşandıklarını, yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkin kararın 23.05.2019 tarihinde kesinleştiğini, kadına, 15 adet tanesi 30-35 gram ağırlığında 22 ayar Adana burma bilezik, 1 adet 160-170 gram ağırlığında 22 ayar altın set, 35 adet çeyrek altın, 2 adet kolye, 1.500,00 TL, 650,00 Euro nakit para, 1 adet alyans, 1 adet beş taş yüzük ve 1 çift küpe takıldığını, belirtilen bu ziynetlerin düğünden hemen sonra erkek tarafından alındığını ve evlilik birliği içerisinde alınan ev ve masraflar için kullanıldığını, sonradan kadına iade edilmediğini, tarafların resmi nikah kıyılmadan önce dini nikah kıydıklarını, bu dönemde, kadının, aldığı bu burs paralarını biriktirdiğini, resmi nikah kıyıldıktan sonra tarafların Hollanda'ya gittiklerini, dükkan açtıklarını ve birlikte çalıştıklarını, erkeğin, kadının bu çalışması sebebiyle kadına herhangi bir ücret ödemediğini, tarafların birlikte çalışarak yaptıkları bu birikimler ile Kayseri İlinde taşınmaz satın aldıklarını ancak bu taşınmazın erkeğin babasının adına tescil edildiğini, bu taşınmazın satın alınmasından sonra tarafların yaptıkları birikimler ve düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının bozdurulması ile birleşen davada tasfiyeye konu taşınmazın satın alındığını, erkeğin bu taşınmazı kendi adına tapuda tescil ettirdiğini, yabancı mahkemede boşanma davası açılmasından sonra ise erkeğin kendi adına kayıtlı taşınmazları babası adına devrettiğini, ziynet eşyalarının da kadının kişisel malı olduğunu ve kadına iade edilmesi gerektiği iddia edilerek davanın kabulü ile tasfiyeye konu taşınmazın değerinin tespiti ile kadının mal rejiminden kaynaklanan alacaklarının belirlenmesi ve yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini, dava konusu ziynet eşyalarının ise aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL ziynet alacağı bedelinin yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiş, talebini 17.06.2021 tarihinde faiziyle birlikte ıslah etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2021 tarihli, 2019/325 E., 2021/552 K. sayılı kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın edinilme tarihi itibariyle edinilmiş mal olduğu, dolayısıyla erkeğin dava konusu taşınmaz üzerinde katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; erkeğin davasının kabulü ile 105.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadından alınarak erkeğe verilmesine, birleşen davada her ne kadar kadın tarafından mal rejiminden kaynaklı alacak davası açmışsa da aynı zamanda taşınmazları için kullanıldığını iddia ettiği ziynetler yönünden de alacak davası açtığı, kadının, ziynet eşyalarının, erkek tarafından dava konusu taşınmaz için kullanılmak üzere alındığı ve kendisine iade edilmediği vakasını ispatladığı, dava konusu ziynet eşyalarının değerinin, taşınmazın değerinden daha yüksek olduğu, dolayısıyla artık kadının, taşınmazdan dolayı bir katılma alacağı bulunmadığı gerekçesiyle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemi yönünden reddine, kadının, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının düğünde kendisine takıldığı, erkek tarafından kendisinden alındığı ve iade edilmediğini ispatladığı gerekçesiyle birleşen davada ziynet alacağı talebinin kısmen kabulü ile her biri 22 ayar 25'er gram olan 15 adet bileziğin, 22 ayar 150 gram olan bir adet setin, 32 adet çeyrek altının, her biri 14 ayar 1'er gram olan 2 adet kolyenin, 14 ayar 5 gram olan 1 adet alyansın, 1.500,00 TL ve 650 Euronun erkekten alınarak kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise 166.016,00 TL 'nin, 1.000,00 TL'sinin birleşen dava tarihi olan 11.12.2019 tarihinden itibaren, 165.016,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 17.06.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek tarafından "birleşen davanın kabulü"; davalı-davacı kadın tarafından "asıl davanın kabulü" yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.02.2022 tarihli ve 2022/172 Esas, 2022/167 Karar sayılı kararıyla; dinlenilen tanık anlatımları gözetildiğinde asıl davanın konusu taşınmazın edinilmiş mal olduğu, taşınmazın kadının kazancı neticesinde elde ettiği birikimleri ile alındığı, kadının bu taşınmazın alımı sırasında evlilik öncesi birikimlerini yani kişisel mallarının kullanıldığını ispatlayamadığı, erkeğin asıl davaya konu taşınmazdan kaynaklı katılma alacağının bulunduğu, birleşen davanın konusu olan taşınmazın ise kadının dava konusu ettiği ziynet eşyalarının satılması ile alındığı, bu evin tüm bedelinin kadının ziynetlerinin bir kısmı ile karşılandığı, kadının kişisel malları ile satın alınmış olması nedeniyle kadının katkı payı alacağının bulunduğu ve bunun evin değerinin tamamına tekabül ettiği, erkeğin bu taşınmazı kazancı ile satın almadığı, taşınmazın edinilmiş mal olmadığı, dolayısıyla kadının katılma alacağının bulunmadığı, sadece katkı payı alacağının bulunduğu, ancak kadın tarafından açılan birleşen davada ziynet alacağı yönünde de talebi olduğu, aynı alacağın farklı alacaklar olarak ileri sürülüp talep edilmesinin mümkün olmadığı, kadının, birleşen davaya konu ziynetlerin varlığını ve bu ziynetlerin erkek tarafından alındığı ve geri verilmediğini ispatladığı, her ne kadar erkek tarafından ziynetler yönünden zamanaşımı itirazında bulunulmuşsa da kadının ziynetlerin kendisine ait olması nedeniyle aynen iade talep ettiği, davanın mülkiyete ilişkin olduğu, ayrıca ziynetlerin evlilik birliği içinde bozdurulduğu, erkeğin zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, birleşen davaya konu ziynetlerin kadının kişisel malı olduğu ve evlilik birliği içerisinde erkek tarafından bozdurulduğu ve iade edilmediğinin ispatlandığı, kadına iade edilmesi gerektiği, bu kapsamda alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle her iki taraf vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 04.07.2023 tarihli kararı ile, davacı karşı davalı erkeğin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddine, birleşen dava yönünden ise; hüküm altına alınan ziynetlerin ayrı ayrı değerleri gösterilmeden hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ziynet eşyalarına ilişkin davanın kısmen kabulü ile, her biri 22 ayar 25'er gram olan 15 adet bileziğin, 22 ayar 150 gram olan bir adet setin, 32 adet çeyrek altının, her biri 14 ayar 1'er gram olan 2 adet kolyenin, 14 ayar 5 gram olan 1 adet alyansın, 1.500,00 TL ve 650 euronun aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde her biri 22 ayar 25'er gram olan 15 adet bileziğin bedeli olan 100.875,00 TL'nin, 22 ayar 150 gram olan bir adet setin bedeli olan (işçilik dahil) 43.350,00 TL'nin, 32 adet çeyrek altının bedeli olan 14.624,00 TL'nin, her biri 14 ayar 1'er gram olan 2 adet kolyenin bedeli olan (işçilik dahil) 424,00 TL, 14 ayar 5 gram olan 1 adet alyansın bedeli olan (işçilik dahil) 1.060,00 TL'nin, 1.500,00 TL ve 650 euronun (650 euronun karşılığı 4.189,00 TL) toplamı olan 166.016,00 TL 'nin, 1.000,00 TL'sinin birleşen dava tarihi olan 11.12.2019 tarihinden itibaren, 165.016,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 17.06.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; ... adına kayıtlı taşınmazın edinilmiş mal olarak kabulünün doğru olmadığını ayrıca ziynetlere ilişkin raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kadına özgü olmayan altınlar ile küçük altınların kime takıldığının araştırılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini her iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği , ziynet alacağı davasında ziynetlerin varlığının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığının anlaşılmasına göre; usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı-davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.