"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2023/753 E., 2024/266 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında bozma sonrası verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine hükmedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin evliliğin devamı boyunca kendisini namusu ile suçladığını, psikolojik şiddet ve baskı uyguladığını, aldığı uzaklaştırma kararına rağmen taciz ettiğini ve mesajlar attığını, ortak çocukların psikolojisinin bozulduğunu, zarar vermesinden korktuğunu, mevcut şartlarda evliliğin devamının mümkün olmadığını, bu nedenle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiş, davacı kadın vekili ıslah dilekçesi ile her bir ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, işinin İstanbulda olduğunu, eşinin taşınmak istemediğini, eve geldiğinde eşinin ters davranıp ayrı yattığını, daha sonra eve almadığını, eşini sevdiğini, boşanmak istemediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.07.2021 tarihli ve 2020/173 Esas, 2021/593 Karar sayılı kararıyla; tarafların 23.10.1997 tarihinde evlendikleri, dört ortak çocuklarının olduğu, tanık beyanları ve davacı kadın tarafından sunulan mesaj kayıtlarından, davalı erkeğin, davacı eşini sadakatsizlikle itham ettiği, davacı kadına karşı hakaret ve küfür ettiği, boşanmaya yol açan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evliliğin devamında taraflar bakımından korunmaya değer bir yarar bulunmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizliğin olduğu, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 6.000,00 TL maddî, 4.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2022 tarihli ve 2021/1523 esas, 2022/1575 Karar sayılı kararıyla; hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 31.05.2023 tarihli ve 2023/72 Esas, 2023/2764 Karar sayılı kararı ile; "6100 sayılı Kanun'un 243 üncü ve 244 üncü maddelerinde tanıkların dinlenilmek üzere nasıl davet edilecekleri, 245 inci maddesinde ise, usulüne uygun olarak çağrıldığı hâlde mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanıkların zorla getirtileceği ve uygulanacak yaptırımlar düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tanıklarına çıkarılan davetiyenin tebliğ edilememesi üzerine Mahkemece, 31.03.2021 tarihli duruşmada tanıklarının adresini bildirmesi için davalıya verilen kesin sürede içerisinde ve 06.04.2021 tarihinde, davalı vekili tarafından tanıkların bildirilen adreslerine usulüne uygun davetiye çıkarılmadığı gibi, Mahkemece, tanıkların zorla getirtilmesine karar verildiği, adli kolluk tarafından ise zorla getirme kararı yerine getirilmemesine rağmen, davalının "Gelmeyen tanıklarım için ihzar müzekkeresi çıkartılmasın, bir dahaki duruşmada hazır edeceğim, hazır edemezsem dinlenmelerinden vazgeçiyorum" beyanı da gerekçe gösterilerek davalı tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verildiği ve yargılama aşamasında davalı tanıkları dinlenilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Usulüne uygun bildirilen davalı tanıkları dinlenilmeden yapılan yargılama ile hüküm kurulması, iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. Ayrıca Mahkemece, tanıkların duruşmada hazır edilmeleri taraflara yüklenemeyeceği gibi, adli kolluğun zorla getirme kararını yerine getirmemesinin sonuçları da taraflara yüklenemez. Buna göre, adresleri bildirilen davalı tanıkları önce usulüne uygun davet edilip, gelmedikleri takdirde zorla getirtilerek dinlenmeleri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre, davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak, tanık beyanlarından ve davacı tarafından sunulan mesaj dökumanlarından davalının davacıyı sadakatsizlikle itham ettiği, davacıya karşı hakaret- küfür ettiği anlaşılmakla boşanmaya yol açan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 6.000,00 TL maddî, 4.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesini yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesince özetle; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık boşanma, velâyet, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 182 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.