Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5401 E. 2024/6504 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen manevi tazminat miktarının uygunluğu ve davalı lehine vekalet ücreti takdiri.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak manevi tazminata hükmedildiği ve yerel mahkemenin kararında hukuk kurallarının uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz istemlerinin reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2024/65 E., 2024/156 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma, ziynet alacağı ve çeyiz eşyası davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının manevî tazminatın miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına manevî tazminata karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 3 ay birlikte yaşadıklarını, sonrasında ayrıldıklarını, kadının hamile olduğunu, erkeğin bu süreçte kadını hiç aramadığını, çocuğunu da hiç görmediğini, babalık görevini yerine getirmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, çok kıskanç davrandığını, kadının evden tek başına dışarı çıkmasına dahi izin vermediğini, kadını ailesi ile görüştürmediğini, bu amaçla telefonunu dahi kırdığını, kadına karşı ilgisi ve evliliğin devamı için çabası olmadığını, kadının çalışmasına izin vermediğini, tarafların evinin erkeğin kök ailesinin evi ile aynı apartmanda olduğunu, erkeğin ailesinin tarafların evliliklerine müdahale ettiğini, ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak, kadın yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, ziynet eşyaları ile ev eşyalarının kadına aynen iadesine, mümkün değil ise bedeline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek, usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.05.2022 tarihli ve 2019/729 Esas, 2022/364 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, kadını ortak konuttan gönderdiği, ortak konuttan gönderdikten sonra sonra hamile olan kadını ayrılık sürecinde arayıp sormadığı, doğumda yanında olmadığı, ortak çocuğu arayıp sormadığı, ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, kadının ailesiyle görüşmesine engel olduğu, ailesinin evliliğe müdahalesine engel olmadığı, ailesinin etkisinde kaldığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle anne bakımına muhtaç olması, ayrılık sürecinde annesi ile birlikte olması, çocuğun bakım ve gözetimi ile ilgili hususlarda bir şikayetin olmaması, annenin sosyal desteğinin bulunması ve erkeğin kusurlu davranışları ile birlikte çocuğun alıştığı ortamdan ayrılmamasının menfaatine olduğu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuğun yaşı, babalık duygularının tatmini gerektiği değerlendirilerek baba ile ortak çocuk arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına ise aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ödenmesine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının ziynet alacağına ilişkin davasını kanıtladığı yönünde yapılan değerlendirme ile ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iade mümkün değilse bedelinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine, kadının çeyiz eşyalarına ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kişisel ilişkinin yatılı düzenlenmesi, manevî tazminatın miktarı, nafaka miktarları ve çeyiz eşyalarının reddi yönünden, davalı erkek vekili; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.12.2022 tarihli ve 2022/2954 Esas, 2022/3694 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili; kişisel ilişki ve manevî tazminatın miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 02.11.2023 tarihli 2023/1678 Esas 2023/5402 Karar sayılı kararı ile; davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarı yönünden ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarı yönünden davacı kadın yararına bozulmasına, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği, somut olayda davalının davacı kadını müşterek konuttan gönderdiği, müşterek konuttan ayrıldıktan sonra davacının hamile olup davalının ayrılık sürecinde davacıyı arayıp sormadığı, doğumda yanında olmadığı, müşterek çocuğu arayıp sormadığı, ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, davacı kadının ailesiyle görüşmesine engel olduğu yönündeki kusurlu davranışları kadının kişilik haklarının zedelendiği gerekçesi ile davacının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 150.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili; manevî tazminat miktarı ve lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesi yönünden hükmün bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın lehine takdir edilen manevî tazminat miktarının uygun olup olmadığı ve davalı lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.