Logo

2. Hukuk Dairesi2024/541 E. 2024/8508 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur belirlemesi, fer'i taleplerin hüküm altına alınması ve tarafların hangi davalarının kabul edileceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/775 E., 2023/1301 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzetilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/117 E., 2021/104 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, kadını rencide, mağdur edici davranışlarının olduğunu, kadına hakaret ve küfür ettiğini, onu aşağıladığını, küçümsediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kadının ailesine de küfürler edip saygısız davranışlarda bulunduğunu, sadakat yükümlülüğüne uymadığını, müvekkiline cinsel şiddet uyguladığını, eve misafir geldiğinde hakaretler ettiğini, astım hastası olan kadın ile ilgilenmediğini, evin faturalarını ödemediğini, erkek ve babasının davacı kadını evden kovduklarını iddia ederek;tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin önceki evliliğinden olan çocuklarını eve almadığını, hakaret ve küfür ettiğini, sürekli misafirlerinin olduğunu ve misafirlerin uzun süreli-yatılı olarak kaldıklarını, amacının ekonomik menfaat elde etmek olduğunu iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, davalı ...'a yönelik "orospu çocuğu, ibne, şerefsiz " şeklinde hakaret ettiği, davalı ...'ın ise tartışma esnasında "defol git bu evden" şeklinde söylemde bulunduğu, erkek eşin ise Kağıthane Devlet Hastanesi'nce düzenlenen darp ve cebire ilişkin rapor ve davalı ...'ın sosyal medya üzerinden yapmış olduğu paylaşımlarda görüldüğü üzere kadına birden fazla kez hakaret ettiği, erkek eşin, kadının akrabalarının eve gelerek yatılı misafirliğe kaldığı yönündeki iddiaları tanık beyanlarından ispatlanmış ise de kadının akrabalarının yatılı kaldığı süre dikkate alınarak akrabaların misafir edilmesi kadın eşe kusur olarak yüklenmediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kadının ise az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın tanıklarının dinlenmediğini, bu konuda erkeğin rızasının alınmadığını, dinlenilmesini istediklerini, erkeğin delil listesinde yer alan hastane kayıtları ve doktor raporlarının getirtilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını, cevap ve karşı dava dilekçesindeki kadının kusurlu eylemlerini tekrarla kadına kusur verilmesi gerektiğini, belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, kadının nafaka ve tazminatlarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek eşe "fiziksel şiddet uyguladığı" maddi vakıası yüklenmişse de, 23.11.2018 tarihli, genel adli muayene raporunu alındığı tarihte kadının bizzat emniyette verdiği imzalı şikayetinde herhangi bir fiziksel şiddet iddiasında bulunmadığı savcılık tarafından, erkek aleyhinde şikayet kapsamında kişilerin huzur ve sükunu bozma ve tehdit suçundan soruşturma yapıldığı neticede kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinden erkeğe yüklenen kusurlar arasından çıkarılması gerektiği kesinleşen ve belirlenen kusur durumuna göre erkek eşin yine ağır kusurlu olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile erkek eşin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin düzeltilmesine ve sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekil temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ve fer'îler yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadının boşanma davasının ve fer'î taleplerinin kabulü ile erkeğin davasının reddinin yerinde olup olmadığı, karşı davanın kabulüne karar verilmesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 162 nci maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.