"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1438 E., 2023/1597 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1461 E., 2022/204 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı davalı kadın vekili ve davalı davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı davalı kadın vekili ve davalı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, eşine sürekli olarak hakaret, tehdit, ağır küfürler ettiğini, süreklilik arz edecek şekilde darp ettiğini, birkaç kez boğmaya çalıştığını, böcek ilacını suya katarak içmesini istediğini, eşinin ailesini aşağıladığını, eşini soğuk suyun altına sokarak işkence ettiğini, 15.09.2020 tarihinde eşini tehdit ve hakaret edip darp ettiğini, 26 Eylül 2020 tarihinde ise eşini darp ettiğini, bu olaydan sonra müvekkilinin ailesi müşterek haneye gelerek kızlarını Ankara'ya götürdüklerini, hamilelik zamanında kocanın darp eylemi nedeniyle kulak zarının patladığını, erkek eşin müvekkiline hitaben pantolon giydiği için "Orospu" dediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, yasal faizi ile birlikte çocuk yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, belirlenen nafakanın her yıl en az %20 oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının, sürekli sinkaflı küfürler ettiğini, ablasının intiharından sonra saldırgan bir yapıya büründüğünü iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kendisi yararına 1.000.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadına karşı sürekli darp eylemlerinde bulunduğu, birkaç kez boğmaya kalkıştığı, eşinin ailesini aşağıladığı, taraflar arasında son yaşanan darp vakıasından sonra kadının ailesinin kızlarını Ankara'ya götürdükleri, erkek eşe diğer kusurlar atfedilmiş ise de; görgüye dayalı tanık beyanlarıyla ispat edilemediği, kadının ise, eşine sinkaflı olarak küfürler ettiğinin sübuta erdiği, diğer kusurunun ise ispat edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek eşin ağır kusurlu, kadının ise eşine oranla daha hafif kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın hakkında yoksulluk nafakası şartları oluşmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk İklimya Meva'nın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına yasal faizi ile birlikte dava tarihi 30.12.2020'den itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasına aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, belirlenen iştirak nafakasının kesinleşmeden itibaren her yıl TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında otomatik olarak arttırılmasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek eşin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararın 35.000,00 TL maddî 35.000,00 TL manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davadaki boşanma ve velâyet hükmü hariç olmak üzere kusur tespiti, karşı davanın kabulü, kişisel ilişki tesisi, iştirak nafakası ve tazminat miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davadaki boşanma hükmü hariç olmak üzere kusur tespiti, asıl davanın kabulü, nafaka ve tazminat takdiri ile velâyet yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davalı- davacı erkeğe yüklenen kusurlarda bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacı davalı kadına izafe edilen "eşine sinkaflı küfürler ettiği" kusurunun ispatlanamadığı, bunun kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının başkaca ispatlanmış kusurunun bulunmadığı dikkate alındığında kadının kusursuz hale geldiği ve erkeğin karşı davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, boşanma veya ayrılık vukuunda, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu amir hükmü gereğince, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların ekonomik durumları, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında belirlenen iştirak nafakası miktarının az olduğu ve ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının taleple bağlı kalınarak her yıl %20 oranında artırılmasına karar vermesi gerektiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü tarafların yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; istinaf edilmeyerek kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına, kadının istinaf başvurusunun tazminatlar ile kabul edilen erkeğin davası, iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkek eşin karşı davasının reddine, ortak çocuk yararına her ay muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte dava tarihi 30.12.2020'den itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, belirlenen iştirak nafakasının kesinleşmeden itibaren her yıl %20 oranında otomatik olarak arttırılmasına, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 60.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili, davalı-davacı erkek tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki süresi, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatların ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki, çocuk yararına hükmedilen nafakanın miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 323 üncü ve 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı- davacı erkeğin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı- davacı erkeğin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Tarık'a yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden Filiz'e iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.