Logo

2. Hukuk Dairesi2024/555 E. 2024/7544 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve tarafların kusur durumu.

Gerekçe ve Sonuç: Toplanan delillerden, erkeğin kadına küçük düşürücü sözler söylediği, kadının ise aile yükümlülüklerini yerine getirmede ihmalkar davrandığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve tarafların boşanma davası açmakta haklı oldukları gözetilerek, yerel mahkemenin davaları reddetme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/527 E., 2023/1083 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/432 E., 2020/610 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının reddine, ziynet ve araç talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli ailesine gidip gelmeyi tercih ettiğini, müvekkilinin ailesinin yanına ayak üstü uğradığını, surat astığını, ailesinin ve çevresinin yanında müvekkiline küçümseyici tavırlar sergilediğini, ev işlerinde üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini, yaklaşık bir aydır evi terk ederek miktarını bilmediği altın, para ve birikimlerini de alarak ailesinin yanına yerleştiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı karşı davacı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; 80.000.00 TL maddî, 50.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı -karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmeyerek erkeğin müvekkiline sevgi ve saygı göstermediğini, bir eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline sürekli psikolojik, sözel, fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilini küçük düşürdüğünü, son olayda taşınacakları evi bahane ederek "orada kal artık eve gelme" dediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebbeiyle boşanmalarına, aylık 1.200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle 80.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 60.000,00 TL altının aynen veya bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dava dilekçelerinde belirtilen ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirir ve karşı tarafın kusurunun ispatının yapılamadığı, bu konuda dinlenen tanık beyanlarının soyut olup görgüye dayanmadığı, duyuma dayalı olduğu, bir kısım davalı karşı davacı tanıklarının beyanlarında belirttikleri erkeğin, kadının annesine şiddet uygulayıp boğazını sıktığı ve tehdit ettiğine ilişkin olaydan sonra tarafların tekrar biraraya geldikleri, olaydan sonra yaklaşık beş yıldan fazla zaman geçtiği, bu olayın hoşgörüyle karşılandığının kabulü gerekeceğinden ispatlanamayan asıl ve karşı davanın reddine, ziynet alacağı ve araca yönelik taleple ilgili harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığından bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi ve ferileri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının reddi ve kusur belirlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflarca dilekçeler aşamasında dayanılan maddî vakıalara ilişkin dinlenen tanık beyanlarının görgüye değil duyuma dayalı olduğu, ispatlanan bir kısım maddî vakıaların eskiye dayalı olması, bu olaylar sonrası tarafların tekrar bir araya gelmeleri ve evlilik birliğini devam ettirmeleri nedeniyle bu maddî vakıaların affedildiği veya hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, bu duruma göre karşılıklı boşanma davalarının ispatlanamadığı, ziynet ve araç talebi ile ilgili harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının reddi ve feri talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının reddi ve, kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, her iki boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı ve kusur belirlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinnin birinci fıkrasında,“evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi kaçınılmazdır.

2. İlk Derece Mahkemesince, her iki boşanma davasının reddine karar verilmiş, tarafların istinaf başvuruları Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir. Ne var ki, toplanan delillerden davacı karşı davalı erkeğin, kadına "o bensiz bir hiç, bensiz hiçbir şey yapamaz, bensiz şurdan şuraya gidemez" şeklinde küçük düşürücü sözleri sürekli söylediği, buna karşılık davalı karşı davacı kadının da aile yükümlülüklerini yerine getirmede ihmalkar davrandığı, bu suretle kadının az, erkeğin ağır kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında taraflar dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülmemesine göre her iki boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde hatalı değerlendirme ile davaların reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda belirtildiği üzere temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararınına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi Kararının her iki boşanma davası yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10. 2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.