Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5581 E. 2024/6370 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eylemli ayrılığa dayalı boşanma davasının kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur durumu, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve yargılama giderlerinin paylaşımı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince, davaya konu boşanma davasında, bozma kararına uygun olarak taraf kusurları, sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin hükümlerin uygun şekilde değerlendirildiği ve hüküm altına alındığı anlaşılmakla, davalı kadının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1350 E., 2024/1033 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı eş arasında açılmış önceki boşanma davasının reddine karar verildiğini, reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelemediklerini, karşılıklı hakaret mesajlarının reddedilen davadan sonra olduğu halde o davada davalı kadın lehine değerlendirildiğini, tarafların yedi yıldır ayrı olduklarını, boşanmada davalının kusurlu olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince eylemli ayrılık sebebiyle tarafların boşanmasına karar verilmesini ve erkek lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının evlilik birliğinde kusurlu olduğunu, davacının sadakatsiz davranışlarının olduğunu, kadını darp ettiğini, kadına hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, eşi ile ilgilenmediğini, kadına kötü muamelelerde bulunduğunu, ilk dava tarihinden sonra da bu davranışlarının devam ettiğini iddia ederek öncelikle erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle davanın reddine, aksine karar verilmesi halinde kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2020 tarihli ve 2019/538 Esas, 2020/673 Karar sayılı kararıyla; davacı erkek tarafından daha önce Isparta Aile Mahkemesinin 2009/28 Esas, 2011/646 Karar sayılı dosyasında açılan boşanma davasının "...davacının başka biriyle mesajlaştığı, ilişkisinin olduğu ve davalıya küfür ettiği, ... Kusurun davacıya ait olduğu..." gerekçesiyle reddedildiği, boşanmaya ilişkin ret kararının 10.09.2012 tarihinde kesinleştiği, taraf tanıklarının alınan beyanlarından anlaşıldığı üzere reddedilen boşanma davasından bu yana tarafların ortak hayatı yeniden kuramadıkları, daha önce açılıp reddedilen davada evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığının ve erkeğin kusurlu olduğunun tespit edildiği belirtilerek davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu kadının kusurunun bulunmadığı, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davalı kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmolunması için gerekli şartların oluşmadığı kadının hizmetli, erkeğin ise işçi olarak çalıştığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, yapılan yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı kadın üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve kendisinin reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı kadın vekili tarafından ise eksik inceleme, davanın kabulü, tazminat miktarları, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.06.2022 tarihli ve 2021/868 Esas, 2022/1456 Karar sayılı kararıyla;erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmediği, kadın yararına hükmolunan tazminatların ise tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları ile hakkaniyet ilkesi gereğince az olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüne, davacı erkeğin tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin, davalı kadının ise tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bu kısımları kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, tam kusurlu erkeğin koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine hükmedilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tarafından eksik inceleme, davanın kabulü, tazminat miktarları, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden, davacı erkek vekili tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve kendisinin reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 11.01.2023 tarih ve 2022/9261 Esas, 2023/117 Karar sayılı ilamıyla, İlk Derece Mahkemesince tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına karar verildiği, davacı erkek tarafından daha önce Isparta Aile Mahkemesinin 2009/28 Esas, 2011/646 Karar sayılı dosyasında açılan boşanma davasının reddine dair kararın kesinleşmiş olup hükmün ret gerekçesinde "davacı erkeğin başka biriyle mesajlaştığı, ilişkisinin olduğu ve davalıya küfür ettiği" nin belirtildiği, eldeki eylemli ayrılık sebebine dayalı olarak açılmış boşanma davasında, yukarıda belirtilen dayanak davada erkeğe yüklenen bu kusurlu davranışlar hükme esas alınarak davacı erkeğin tam kusurlu bulunması suretiyle kusur belirlemesi yapıldığı, davalı kadın vekilinin süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde erkeğe İlk Derece Mahkemesince yüklenen bu kusurlu davranışlar yanında erkeğin kadını darp ettiği, kadına tehditlerde bulunduğu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, kadın ile ilgilenmediği, kadına kötü muamelelerde bulunduğunu da ileri sürdüğü, ilk dava tarihinden sonra da bu davranışlarının devam ettiğini beyan ettiği, davalı kadın vekilince tanık deliline dayanıldığı ve süresinde verdiği delil listesinde de tanıklarının listesini sunduğu, yasal sebep bulunmadıkça gösterilen tanığın dinlenilmemiş olmasının savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olduğu, davalı kadının yargılama sırasında dinlenilmeyen tanığı ...'ın dinlenilmesinden vazgeçmediği, davalı kadının cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde erkeğe kusur olarak yüklenen eylemler dışında bir kısım vakıalara dayandığı, bu dayandığı vakıaların eldeki davaya dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan davanın açıldığı tarihten sonra da devam ettiğini iddia ettiği, somut olayda Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 241 inci maddesi koşullarının oluşmadığı, davalı kadının yukarıda belirtilen tanığının dayanak davanın açıldığı tarihten sonra gerçekleştiği iddia edilen vakıalar yönünden 6100 sayılı Kanun'un 243 üncü ve devamı maddeleri uyarınca dinlenilerek, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tanık ...'ın talimat yoluyla ifadesi alınarak İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, mahkemece yapılan tespitlere göre "davacı erkeğin başka biriyle mesajlaştığı, ilişkisinin olduğu ve davalı kadına küfür ettiği, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı ve kocanın kusurlu olduğu" şeklindeki değerlendirmenin isabetli olduğu, erkeğin aşamalarda maddî ve manevî tazminat talebinde bulunmuş olmasına rağmen bu hususta bir karar verilmediği, tarafların kusur durumları ile ekonomik ve sosyal durumlarına nazaran kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olması neticesinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, 2009 yılında açılan davadan sonra tarafların bir araya geldiğinin sabit olduğunu, açılan davadan sonra da erkeğin kusurlu davranışlarının devam ettiğini, kadınla maddî menfaatleri nedeniyle evlendiğini, onu darp ettiğini, kadının erkekten daha düşük maaş aldığını, boşanmayla yoksulluğa düşeceğini, kadının boşanmada kusuru olmamasına rağmen aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın davanın kabulü, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eylemli ayrılık sebebiyle açılan boşanma davasının kabulü için gerekli şartların bulunup bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, mahkemece eksik inceleme yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.