"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/970 E., 2023/1300 K.
DAVA TARİHİ : 21.02.2019
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî tazminat yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın için yoksulluk nafakası ile maddî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; anlaşmalı olarak boşanma konusunda anlaşmalarına rağmen işi yokuşa sürdüğünü, çocuk sahibi olamamalarını ısrarla problem haline getirdiğini, bu nedenle suçladığını, eleştirip hakaret ettiğini, ısrarlar neticesinde tüp bebek ve aşılama tedavisi gördüklerini, eşinin çocuğunun olmamasını takıntı haline getirdiğini, ağır itham ve iftiralarda bulunduğunu, hayatında başka kadın olduğu iftirası attığını, çevresinde onur ve itibarına zarar verdiğini, cinsel hayatlarının kalmadığını, birliktelikten kaçındığını, küçük düşürücü sözler söylediğini, erkekliğine ağır sözler söylediğini, anne ve babasını ziyaret dahi etmediğini, kardeşini ceza evinden çıkarmak için hukuk dışı talepleri konusunda baskı yaptığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadını evden çıkarttığını, evin kilidini değiştirerek alt katta annesinin kullandığı dairede oturmaya mecbur bıraktığını, sonrasında dairenin aboneliklerini kapattırarak tabiri caizse kadını sokağa attığını, evden kovarak boşanma konusunda baskı yaptığını, evliliğin ilk senelerinde geçen olaylara dayanarak boşanma talep edilemeyeceğini, erkeğin öncesinde odasını ayırdığını, anne ve babasının bakımının uzun süredir kadın tarafından yapıldığını, rahatsızlıklarıyla ilgilendiğini, vefatlarından sonra da erkeğin tutum ve tavırlarının değiştiğini, evlilik birliği içinde edinilen ve müteahhide verilen taşınmazı bir arkadaşı adına tescil ettiğini, sosyal ortamlarda kadını ilk eşi olarak tanıttığını, başka kadın ile mesajlaştığını ileri sürerek davanın reddine, kadın yararına aylık 6.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faiziyle 500.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının eşini aşağıladığı, adam mısın, insan mısın gibi şahsiyetine yönelik onur kırıcı söylemlerde bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararın hükmedilen tedbir nafakasının dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak karar tarihi itibari ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, ortak kullanılan tablete gelen maillerle aldatıldığının sabit olduğunu, erkeğin ekonomik şiddet uyguladığını, evi terke zorladığını, eve geç geldiğinin sabit olduğunu, davanın kabulü, tedbir nafakasının kaldırılması, yoksulluk nafakası talebinin reddi, kadın lehine tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kabul edilen dava, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadına yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin de ortak konutun aboneliklerine iptal ettirerek kadını evden ayrılmaya zorladığı, ihtarname göndererek kadını anlaşmalı boşanmaya zorladığı, ekonomik şiddet uyguladığı, güven sarsıcı yazışmalar yaptığına ilişkin vakıaların, dinlenilen tutarlı ve somut tanık anlatımları, ihtarname ve yazışma içerikleri ile kanıtlandığı bu nedenle bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenilmesi gerektiği, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarının niteliğine göre de, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının hafif, erkeğin ise ağır derecede kusurlu olduğu, bu nedenle kusurun gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, erkeğin kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadının evlilikten mevcut veya beklenen maddî menfaatlerinin boşanma nedeniyle zedeleneceği, çalışmayan ve düzenli gelire sahip olmayan kadının ihtiyaç içerisinde olduğu ve boşanma sonrasında yoksul duruma düşeceği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasının hatalı olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile kadın vekilinin istinaf başvurusunun tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla dava tarihinden 07.11.2019 tarihine kadar aylık 3.000,00 TL, 07.11.2019 tarihinden itibaren boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte kadın yararına bir defaya mahsus 50.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 80.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 14.03.2023 tarihli ve 2022/11339 Esas, 2023/1021 Karar sayılı kararı ile; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evliliğin süresi dikkate alındığında yoksulluk nafakası yükümlüsünün, yoksulluk nafakasını uygun miktarda ve aylık irat şeklinde ödemesi yönünde hüküm kurulması gerekirken, yeterli gerekçe ve gerektirici sebepler gösterilmeksizin nafakanın toptan ödenmesine karar verilmesinin somut olay bakımından isabetli bulunmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın kısmen bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 120.000,00 TL maddî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faiziyle davacı erkekten tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri,
1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; hükmedilen aylık nafakanın fahiş olduğu gibi maddî tazminatın da zenginleşmeye yol açacağını ileri sürerek maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin ağır kusuru ve ekonomik gücü dikkate alındığında hükmedilen yoksulluk nafakasının ve maddî tazminatın miktarının çok düşük kaldığını ileri sürerek maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın için hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı ile kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla, davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücü ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat az olup, bozmanın amacına uygun bulunmamıştır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarı yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.