Logo

2. Hukuk Dairesi2024/571 E. 2024/7659 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, boşanmaya ve fer'i sonuçlarına karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, toplanan delillere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve usule uygun olduğu gözetilerek, davalı-davacı erkeğin temyiz isteminin reddine, davacı-davalı kadının temyiz isteminin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/840 E., 2023/1842 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çifteler Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/94 E., 2021/35 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-davalı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Kadının istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-davacı erkeğin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-davalı kadının vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkğin hor gördüğünü, aşağıladığını, aldattığını, hakaret ve tehdit içerikli sözler sarf ettiğini, en son Temmuz ayı içinde kendisini Çifteler ilçesinde bulunan kız kardeşine gezmeye diye getirerek sonrasında burada bırakıp çocuklarını da alarak terk ettiğini, telefon ile arayarak kendisine karşı boşanma davası açmasını yoksa onu karalar nitelikte söylemlerde bulunacağını söyleyerek tehdit ettiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 40.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata ve şu an oturduğu evin tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; %40 ortopedik engelli olduğunu, kadının hor gördüğünü, "şu haline bak, topla" şeklinde söylemlerde bulunduğunu, kadının telefonunda yabancı erkeklerle konuştuğunu gördüğünü, bunun üzerine kadının "seninle gelmiyorum, al çocuklarını nereye gidiyorsan defol git, seni istemiyorum topal" gibi sözler söyleyerek evden kovduğunu,kadının evde sürekli kavga çıkardığını, bu kavgalar sırasında müvekkilin üzerine yürüdüğünü hatta itekleyerek yere düşürdüğünü, son zamanlarda kadının çocukları da döverek evden dışarı attığını, kapıyı kilitleyerek çocukları eve almadığını, müvekkil evde yokken davacının sürekli olarak mutfakta kapı kapalı bir şekilde telefon görüşmesi yaptığını, kadının türlü bahanelerle evden çıkarak nereye gittiğinin bilinmediğini, yabancı erkeklerle ilişki yaşadığını söylediğini belirterek, asıl davanın reddi ile karş davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 10.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeği ortopedik engelinden dolayı hor gördüğü, telefonunda yabancı erkeklerle konuşmalarının olduğu, çocuklarına ve erkeğe kötü davrandığı, evde sürekli huzursuzluk çıkardığı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirtilerek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-davalı kadının davasının reddine, davalı-davacı erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar:

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri:

Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek hem kendi davasının reddi hem de erkeğin davasının kabulü yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç:

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı-davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar:

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri:

1.Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek her iki dava yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek tazminatların miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, kadının davasının reddi ve fer'îler noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk:

4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanunun 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava tarihinden sonra gerçekleşen olayların kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin ve kadının dava tarihinden önce gerçekleşen davranışlarının güven sarsıcı davranış mahiyetinde olduğunun anlaşılmasına göre; usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı-davalı kadın vekilinin temyizinin incelenmesine gelince; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar harcının Zeliha'ya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.