Logo

2. Hukuk Dairesi2024/574 E. 2024/8207 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranları, yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve manevi-maddi tazminat ile tedbir nafakası miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanma kararı, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, tedbir nafakası ve tazminat miktarlarının belirlenmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1548 E., 2023/1833 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle kısmen esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/122 E., 2022/938 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2007 yılında evlendiklerini, çocuklarının bulunmadığını, davalının evlendikten sonra Antalya'da yaşayacaklarına dair söz verdiği halde bu sözün tutulmadığını, evliliğin yalan ile başladığını, bundan sonra da sürekli yalanlar söylendiğini, davalının ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını, bütün ev işlerinin davalının ailesi tarafından kadına yaptırıldığını, erkeğin ailesinin sürekli olarak kadını aşağıladığını, hor gördüğünü, çocukları da olmayan tarafların arasındaki problemin daha da büyüdüğünü, erkeğin ailesinin kadını doktora dahi göndermediğini, erkeğin borçlarını ödemediğini sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik hayatı boyunca kötü söz ve hakaretlere maruz kaldığını, kadının evin tapusunun kardeşinin üzerine yapmasını istediğini, aksi takdirde erkeği öldürmekle tehdit ettiğini, erkeğin üzerine kaynar su döktüğünü, kadının ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak konutun erkeğe tahsisine, yasal faiziyle birlikte erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000 TL manevî tazminat ile erkek yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin aşağılama ve hakaretlerinin bulunduğu, evi ihmal ettiği, evin ekonomik durumuna uygun katkı sağlamadığı, şiddet uyguladığı, kadının ise eşine karşı aşağılayıcı, hakaret içeren sözler kullandığı, şiddetinin de bulunduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının yasal şartları gerçekleşmeyen yoksulluk nafakası talebi ile erkeğin fer'î taleplerinin de reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ile tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi ile kadın yararına takdir edilen tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında ayrıca sadakatsiz olduğu, kadının ise gerçekleşen kusurlarının yanında ayrıca aile müdahalesine ses çıkarmama şeklindeki hareketiyle de kusurlu olduğu, mevcut duruma göre yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle tarafların kusur belirlemesi ile kadının tedbir nafakası ve tazminatların miktarına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kusur gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine, gerçekleşen kusur durumlarına göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, yine kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanmaya neden olan olaylarda kusurunun bulunmadığını, erkeğin kadına şiddet uyguladığını, kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceğini, yeni bir düzen kurması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, erkeğin kusurlu davranışlarına göre maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, yoksulluk nafakası talebinin reddi ile tedbir nafakası ve tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin sadakatsiz olduğu yönünde kadının iftira attığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının erkeğe ekonomik şiddet uyguladığını, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, ekonomik durumunun erkekten daha iyi olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi ile kadın yararına takdire edilen nafaka ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davaların kabulü ile yapılan kusur belirlemesinin isabetli olup olmadığı, yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve tedbir nafakalarının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.