"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/760 E., 2024/796 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Zonguldak 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/201 E., 2023/130 K.
Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kısıtlının eşiyle boşandığını, ortak çocuk ile görüşme yapabilmek için Zonguldak 2.İcra Müdürlüğünün 2010/2131 Esas sayılı icra dosyasına talep açtığını, ancak mahkeme kararındaki görüş günleri ile ceza evinin belirtmiş olduğu günlerin farklı olmasından dolayı kısıtlı ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilemediğini, kısıtlı adına Zonguldak 2.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/190 Esas sayılı dosyasından husumet izni alındığını, davacının ceza evinde tüm kurallara uyan bir mahkum olup işçi koğuşunda cezasını infaz ettiğini, davacının ortak çocuk ile icra dışında hiçbir şekilde görüşmediğini, çocuğu ile ilgili bilgi alamadığı gibi hiçbir şekilde haberde alamadığını, bu nedenlerden dolayı davacı ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki günlerinin belirlenmesi ve belirlenecek günlere, cezaevinden istenecek görüşme günlerine göre yine davacının yattığı koğuş değişmesi halinde görüş günleri de değişeceğinden dolayı bu hususunda dikkate alınarak, davacının tekrar tekrar dava açmasına mahal vermeyecek şekilde görüşme günlerini esnek olarak belirlenmesinin isteme zorunluluğu olduğunu belirterek görüş günlerinin yeniden düzenlenmesine, ortak çocuk ile davacı arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Tarafların boşanmalarından sonra ortak çocuğun annesi yanında kaldığı, davacı babanın 13.02.2015 tarihinde ceza infaz kurumuna girdiği, koşullu salıverilme tarihinin 28.01.2056 olduğu, babanın ceza infaz kurumuna girmesinden sonra bu durumu düzenleyen kişisel ilişkiye yönelik bir karar olmamasına rağmen çocuğun ceza infaz kurumunda babası ile görüştüğü, annenin buna karşı çıkmadığı, son üç dört yıldır çocuğun babası ile görüşmek istemediği, babanın çocuğu görebilmek için bir kısım girişimlerde bulunduğu, durumun bir şekilde Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürülüğü'ne intikal ettiği, dava öncesinde kurum tarafından çalışma yapıldığı, çocuğun bu süreç dolayısı ile babasını suçladığı, sonuç olarak babasından uzaklaştığı, baba yönünden hazırlanan raporda babanın uzun süre ceza infaz kurumunda kalacak olması sebebiyle çocuğu ile zaman geçirmesinin kısıtlı olacağı, çocuğun baba, davacının çocuk sevgisine ihtiyacı olduğu bu nedenle kişisel ilişki kurulmasının her iki tarafın da yararına olacağının belirtildiği, çocuk hakkında hazırlanan raporlarda ise; çocuğun; babasının görüş günlerine gittiğinde babasının kendisi ile ilgilenmek yerine babaannesi ile konuşup annesini çekiştirdiğini, kendisine, "Annen seni sevmiyor, o çok kötü biri, onu öldüreceğim" gibi sözler söylediğini, babasını ziyarete gitmek istemediğini dile getirdikten sonra babasının değişip ilgi göstermeye başladığını, bu nedenle babasının davranışlarını samimi bulmadığını, bu olaylardan sonra bir kez görüştüğünü, bu görüşmede babasının kendisinde özür dilediğini ancak kendisinin affetmediğini, annesinin babası ile görüşmesine engel olmadığını ancak kendisinin kesinlikle babası ile görüşmek istemediğini anlattığı, mevcut durumda annenin çocuğun babası ile görüşmesine karşı çıkmadığı ancak ergenlik dönemindeki çocuğun buna zorlanmasının çocuğu olumsuz etkilediğini beyan ettiği, çocuk lehine verilen danışmanlık tedbiri kapsamındaki görüşmelerin çocuk ile baba arasındaki bağı güçlendirme konusunda başarılı olmadığı, 02.01.2023 tarihli rapora göre; çocuğun babası ile görüşmek istememe nedeninin baba ve babaannenin çocuğun güvenli alanının zaman zaman tehdit ettiği düşüncesinden kaynaklandığı, babanın şikayeti sebebiyle çocuğun kurum bakımına alınma riski ile kaşı karşıya kalması sebebiyle baba ile çocuk arasındaki güven bağının zedelendiği, çocuğun duruma ılımlı bakış açısı ile bakmadığı, sonuç olarak babanın ceza evi görüş günlerinde ilgi bekleyen çocuk ile ilgilenmek yerine annesini kötülemesi, annesi için tehdit içeren sözler söylemesi, kendisini kurum bakımına alınma riskine soktuğunu düşünmesi sebepleri ile çocuğun babaya kızgın ve öfkeli olmasının doğal olduğu, annenin çocuğun baba ile görüşmesine engel olmadığı gözetildiğinde çocuğun baba ile görüşmek istememesinin başkası etkisinden değil kendi iradesine dayandığının kabul edilmesi gerektiği, karar tarihi itibariyle 15 yaşına yaklaşan çocuğun ceza evinde bulunan baba ile görüşmeye zorlanmasının çocuğun örselenmesine ve huzurunun bozulmasına sebep olabileceği, kişisel ilişkiye dair ilamların maddî anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, koşulların değişmesi halinde her zaman yeniden kişisel ilişkinin düzenlenebileceği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları, uzman heyetçe düzenlenen rapor, ortak çocuğun baba ile görüşmek istememesi, babanın çocuğu üzerindeki baskısı tespit edildiği, Mahkemece bu yöndeki talebin reddine karar verilmesinde yanlışlık bulunmadığı gibi, İlk Derece Mahkemesince boşanmada düzenlenen kişisel ilişkinin kaldırılmasının söz konusu olmadığı da gözetilerek, davacının tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarının tekrarla; davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, baba ile ortak çocuk arasında yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yapılması koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 323, 324 üncü maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3. maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.