Logo

2. Hukuk Dairesi2024/582 E. 2024/8206 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin kusur oranı, kadına hükmedilen manevi tazminatın yerindeliği ve nafakaya ilişkin kararın temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı ve manevi tazminat için gerekli koşulların oluşmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden bozulmasına, nafakaya ilişkin temyiz isteminin reddine, diğer hususlarda ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2264 E., 2023/3245 K.

DAVA TÜRÜ : Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/593 E., 2021/627 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı, kişisel ilişki, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davacı kadın tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacının istinaf başvurusu kusur belirlemesi, iştirak nafakası ile tazminatlar yönünden kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş, sair yönlerden ise esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair kısımlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı erkek vekilinin diğer yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde erkeğin eşi ve çocukları ile ilgilenmeyerek evi sebepsiz olarak terk ettiği, kadının ise eşinin hastalığı döneminde erkekle ilgilenmediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 125,00'er TL tedbir ve iştirak, kadın yararına ise aylık 125,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, tarafların tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kadın aleyhine yüklenen vakıanın eski tarihli olması nedeniyle kusur olarak yüklenmesinin isabetsiz olduğu, erkeğin de ayrıca ailesinin ihtiyaçlarını karşılamaktan kaçınarak kadına ekonomik şiddet uyguladığı kusurunun da yüklenmesi gerektiği böylece "eşi ve çocuklarıyla ilgilenmeyerek evi sebepsiz yere terk eden, evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmeyen ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamaktan kaçınarak ekonomik şiddet uygulayan" erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadın yararına maddi ve manevî tazminat takdiri gerektiği, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuklar yararına yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî, ortak çocuklar yararına aylık 500,00'er TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiştir. Karar davalı erkek vekili tarafından kusur velirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, kişisel ilişki, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Boşanma sebebiyle manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olması gerekir. Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevî tazminata hükmedilemez. Mahkemece davalı erkeğe yüklenen vakıalar bir bütün halinde birlik görevlerini ihmal kusurunu oluşturur. Birlik görevlerini çeşitli şekillerde ihmal etmiş olan erkeğin bu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Öyleyse, davacı kadının manevî tazminat talebinin reddi gerekirken bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde davacı kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkeğin kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmamış olması nedeniyle bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Yukarıda (2) numaralı parağrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönünden davalı erkek yararına BOZULMASINA,

3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.