"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/724 E., 2023/1701 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/835 E., 2023/134 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılardan ...'ın evli olduklarını, İstanbul İli, ... İlçesi, ... Mah. 1948 Ada, 13 Parsel 'de bulunan taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş ...'ın davacı eşinden habersiz, davacının rızası ve muvafakatı alınmaksızın bu taşınmazı Türkiye Halk Bankası lehine ipotek ettirdiğini, tapuya şerh verildiğini, davacının kıymet takdirinin kesinleşmesi ile ipoteği haricen öğrendiğini iddia ederek, öncelikle taşınmazın satışını engellemek amacıyla taşınmaz üzerine tedbir konulmasına, davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz üzerinde davacının açık rızasının mevcut olduğunu, davacının muvafakatnemede imzasının alındığını, kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olan davalı eşin kefilliğine davacının muvafakatname verdiğini davacının borçlu şirketin eski ortağı olup 08.02.2006 tarihli sözleşmede kefil sıfatıyla imzasının da bulunduğunu, banka lehine ipotek edilen 06.02.2006, 16.06.2016 tarihli her iki ipotekten de davacının haberi olduğunu, kredi borcunun ödenmesi için keşide edilen ihtarnamenin davacıya bizzat tebliğ edildiğini, ipotekten haberdar olmamasının mümkün olmadığını, davalı şirkete topla 3 adet kredi kullandırıldığını, davacı ve davalı eşin kredi sözleşmelerini ortak borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davacı ve eşinin muvaazalı olarak hareket ettiklerini, basiretli tacir görüntüsüyle bankadan kredi kullandıklarını, ipoteğe itiraz etmeyip, satı kararı alındıktan sonra itirazın kötüniyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ...'a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça aile konutunun kendisinden habersiz olarak davalı kocası tarafından davalı bankaya ipotek verildiğinden bahisle dava açıldığı, bankaca dosyaya sunulan ipoteğe ve çekilen kredilere ilişkin evrakların incelenmesinde; davacı tarafça kocasının 1 milyon TL çekmiş olduğu krediye ilişkin kredi sözleşmesinin eki niteliğinde olan kefalet sözleşmesinin 02.07.2012 tarihinde imzalandığı, ayrıca 06.02.2006 ve 16.06.2016 tarihli muvafakatnamelere de imza attığı ve davacının aile konutunu ipotek ettirirken rızası ve iradesi ile hareket ettiği, her ne kadar davacı imza itirazında bulunmuş ise de imza incelemesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ve gelen rapor doğrultusunda söz konusu imzaların davacının elinin ürünü olduğunun sabit olduğu, bu haliyle bir tarafın kendi rızası ve bilgisi dahilinde yaptığı işlemin kaldırılmasını talep etmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, taşınmazın ipotek verilmesinden davacının açıkça rızası ve muvafakatinin olduğu gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın, ipoteğin tesis edildiği zaman diliminde ve öncesinde aile konutu olarak kullanıldığını, davacının ipoteğe açık rızasının bulunduğunun dosya kapsamı ile sabit olmadığını, davalı bankanın basiretli tacir gibi davranmayarak davacının muvafakatini almaksızın işlem yaptığını, bir an için belgedeki imzanın davacıya ait olduğu kabul edilse dahi davacının aydınlatılmadığını, neyi imzaladığını bilmeden imzaladığını, davalı bankanın bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin bir başka belge olmadığını, aile konutunun neye istinaden teminat olarak verildiği ve muvafakatin ne için verildiği aşikar olmadıkça yapılan işlemin kanuna uygun olduğunun kabul edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesi durumunda maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, mahkemece nispi vekalet ücreti ile yargılama giderine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkindir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, davalı banka tarafından, davalı ... Elektrik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine kullandırılan kredi sözleşmelerini davalı ...'ın müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, 08.02.2006 tarihli kredi sözleşmesini davalı ...'ın da müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, 02.07.2012 tarihli kredi sözleşmesinde eşi davalı ...'ın kefilliğine rıza gösterdiğine ilişkin imzasının bulunduğu, 08.06.2016 ve 06.02.2006 tarihli davacının imzası bulunan muvafakatnamelerde, davalı eşi ... adına kayıtlı İstanbul ili, ... İlçesi, ...'de bulunan tapuda 232 Pafta, 1948 Ada, 13 Parsel'de kayıtlı C Blok, 5. Kat, 11 No'lu bağımsız bölümü, davalı eşinin davalı şirket adına açılmış ve açılacak kredilerden dolayı ipotek etmesine izin verdiği, tapu kaydından davalı banka tarafından davalı adına kayıtlı İstanbul ili, ... İlçesi, ...'de bulunan tapuda 232 Pafta, 1948 Ada, 13 Parsel'de kayıtlı C Blok, 5. Kat, 11 No'lu bağımsız bölüm üzerine 06.02.2006 tarihinde 500.000,00 TL miktarlı ipotek tesis edildiğinin anlaşıldığı, davacının imza inkarı üzerine alınan 08.12.2022 tarihli asıl ve 06.02.2023 tarihli ek bilirkişi raporları ile muvafakatname ve kredi sözleşmelerindeki imzaların davacının elinin ürünü olduğunun tespit edildiği, böylelikle davacının ipoteğe açık rızasının bulunduğu, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu, davanın, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup, ipotek bedeli 500.000,00 TL üzerinden nispi vekalet ücretine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gibi, davanın reddine karar verilmesi nedeniyle yargılama giderlerinin davacıdan alınmasına karar verilmesinin de doğru olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile davanın reddi, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Davacı tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesine dayalı olarak açılan ipoteğin kaldırılması davasında taşınmazın aile konutu olup olmadığı, malik olmayan eşin ipotek konulmasına rızasının bulunup bulunmadığı, davanın reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 193 üncü ve 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.