Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5894 E. 2024/6483 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa gelirinin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde olup olmadığı hususlarında eksik inceleme yapılmadığı ve bozmaya uygun olarak yapılan değerlendirmede, kadının yoksulluğa düşeceğinin anlaşıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin yoksulluk nafakasına hükmeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/192 E., 2024/871 K.

KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle yeniden hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde; ekte sunulan protokol doğrultusunda davalı-karşı davacı ile anlaşmalı boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra verdiği 06.05.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; kadının sadakat yükümlülüğüne uymadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evin ortak giderlerine katılmadığını ve evi terk ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereğince boşanmalarına, 15.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3.Davacı-karşı davalı erkek 28.04.2022 tarihli duruşmada davasının 4721 sayılı Kanunun 161 inci olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olduğunu beyan etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı kadın cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, pasaport dahil herşeyinin ortak evde kaldığını, hakaret, tehdit ve şiddet gördüğünü, erkeğin sürekli borçlanıp müvekkilinin ödemesine sebep olduğunu, 2018 yılı yılbaşı akşamı bacagından bıçaklandığını, müvekkilinin evden atıldığını, mecburen güzellik salonu sahibi arkadaşlarına sığındığını ileri sürerek kişisel eşyalarının iadesine, 4721 sayılı Kanunun 166/1 inci maddesi gereğince boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadına 08.04.2022 tarihli duruşmada aylık 3000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası istediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2018 tarih ve 2018/954 E., 2018/923 K. sayılı kararı ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca anlaşmalı boşanmalarına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın anlaşmalı boşanma iradesinden vazgeçtiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.02.2019 tarih ve 2019/304 Esas, 2019/288 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar tarafların anlaşmalı boşanma iradelerinden dönmelerini engelleyen bir yasal hüküm bulunmadığı ve davanın çekişmeli boşanma olarak görülmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evlendikten sonra işe başladığı, işe başladıktan sonra alkollü vaziyette eve geç gelmeye başladığı, erkeğin ise kadına "orospu" dediği, gece eve geç gelmesi nedeniyle kadını eve almadığı, kadının arkadaşlarının evinde kalmak zorunda kaldığı, boşanmanın meydana gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin zinaya dayalı davasının ispatlanamadığından reddine, eşit kusur nedeniyle her iki tarafın tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakasına, her iki tarafın gelir durumunun aynı olması sebebiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, vekâlet ücreti ile yargılama gider yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.12.2022 tarihli, 2022/1539 E., 2022/2081 K. sayılı kararıyla; erkeğin kadının alkollü vaziyette eve geç gelme vakıasına dayanmadığı halde kusur belirlemesinde dikkate alınmasının mümkün olmadığı, kadının diğer iddialarının affedilmiş ya da dava tarihinden sonra olduğu anlaşılmakla erkeğin istinafa gelmeyerek kesinleşen kusurlarının dışında başka bir kusurunun bulunmadığı, kadının güzellik uzmanı olup sigortasız çalıştığı, düzenli işi ve geliri olmadığı, gibi arkadaşlarının yanında kaldığı, lehine yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kusur tespiti, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına yasal koşulları oluşmakla 35.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yolu ile vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 05.12.2023 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması tutanaklarında erkeğin asgari ücretle çalıştığı, daha sonra işten çıktığı buna karşılık kadının güzellik uzmanı olduğunun belirtildiği ancak geliri hakkında bir tespit yapılmadığı, diğer yandan tanıkların kadının güzellik salonunda çalıştığını, boşanma olayından sonra işten çıktığını ifade ettikleri, İlk Derece Mahkemesince tarafların geliri denk olduğundan nafaka talebinin reddine karar verilirken Bölge Adliye Mahkemesince kadının SGK'lı çalışması olmadığından yoksulluk nafakası takdiri yoluna gidildiği, gerçekleşen bu durum karşısında kadının sürekli ve kendisini yoksulluktan kurtaracak düzenli bir gelirinin olup olmadığı hususunda çelişkinin söz konusu olduğu, yeniden usulünce tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının SGK kayıtları, vergi kayıtları, Ticaret Sicil kayıtları da dikkate alınarak etraflıca araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, erkeğin sair, kadının tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru tespit edilemeyen kadının sürekli ve düzenli bir işinin bulunmadığı, her ne kadar bir güzellik merkezinde çalıştığı anlaşılmakta ise de, bu çalışmasının düzenlilik arzettiğinin ispat edilemediği, mal varlığının bulunmadığı, boşandıktan sonra yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.