"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/853 E., 2024/1020 K.
KARAR : Bozma ilamına uyularak yenide esas hakkında hüküm kurulması
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların miktarı yönünden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tazminatlara karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının davacıya şiddet uyguladığını, darp olayının sebebinin davalının davacıdan sürekli para istemesinin olduğunu, davacının ablası ve abisinden para istemesini istediğini davacı kabul etmediğinde ise sürekli davacıyı darp ettiğini, en son yine aynı nedenle davacıyı öldüresiye dövdüğünü davacının göğsüne oturup boğazına sarılıp sıkıştırdığını, kafasını deldiğini, davacını evlilik devamınca sürekli şiddet gördüğünü, davalının evlendikten sonra Ilgın Şeker Fabrikasından çıktığını, evinin hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, evin ihtiyaçlarını davacının abisinin ve ablasının karşıladığını, evlilik birliğinin bitmesinde davalının tam kusurlu olduğunu bu nedenle bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 2.000,00 TL nafaka, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalıyı darp etmediğini, davacının çeşitli hastalıklarının olduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen hususların davacının kafasında kurguladığı şeyler olduğunu, davalının eşi ve evi ile ilgilendiğini elinden geldiğince çalışıp evin ihtiyaçlarını gidermeye çalıştığını, davacının geçimsiz biri olduğunu, sürekli küfür ve hakaretler ettiğini, sürekli hoca ve medyumlar ile görüştüğünü, büyü, muska gibi işlerle uğraştığını, bu davranışları nedeniyle aile huzurunun bozulduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.09.2021 tarihli kararıyla, davalı erkeğin kadını darp ettiği, darp sonucu kadının sağlığının bozulduğu, kadını yolda bırakıp gittiği, kendisinden para istediği davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 300,00 TL karar tarihinden itibaren 600,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, kadın için yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, nafakaların miktarı,tazminatların miktarı, davalı erkek vekili kusur değerlendirmesi, açılan davanın kabulü, kadın lehine nafaka ve tazminata hükmedilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.02.2023 tarihli kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe verilen kusurların yerinde olduğu, erkeğin ayrıca kadına sürekli şiddet uyguladığı ve ihtiyaçlarını karşılamadığı yönüylede kusurlu bulunduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı anlaşılmakla kusura yönelik kadının istinafının kısmen kabulü, erkeğin istinafının reddi gerektiği, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti ile davanın kabulüne yönelik erkeğin istinafının reddedilmesi gerektiği, kadının yapılan yargılama neticesinde kusursuz bulunmasına, kadının rahatsızlığı sebebiyle yeniden evlenme ve çalışma ihtimalinin düşük olmasına hükmedilen nafakanın tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük göre nafakanın yetersiz olduğu kabul edilerek 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacı kadının üfe artış talebi olmadığı gözetilmediğinden, nafaka miktarına yönelik kadının istinafının kabulü, erkeğin istinafının reddi, üfe artışına yönelik ise erkeğin istinafının kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz kaldığı dosya kapsamına tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına ve tarafların tespit edilen kusurlarının ağırlık ve mahiyetine göre 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu değerlendirilerek tazminata yönelik davacı kadının istinaf talebinin kısmen kabulüne, erkeğin istinafının ise reddine, davacı kadının yasal faiz talebi olmadığı gözetilmediğinden faize yönelik davalı erkeğin istinafının kabulüne, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili, nafakaların miktarı, tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek vekili açılan davanın kabulü, kadın lehine nafaka ve tazminata hükmedilmesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 07.02.2024 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına , sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; tazmınatların ve nafakaların miktarı ve artış oranının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi ve tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.