Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5954 E. 2024/6505 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkemece verilen boşanma kararında kusur belirlemesi yapılmadan boşanmaya ve bu kararın Türkiye'de tanınmasına karar verildikten sonra, Türkiye'de yeniden kusur belirlemesi yapılarak tazminata hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının Türkiye'de tanınmasıyla kesin hüküm ve kesin delil niteliği kazandığı ve boşanmaya sebep olan olaylara ilişkin yeniden yargılama yapılamayacağı, bu nedenle yabancı mahkemede kusur belirlemesi yapılmamışsa Türkiye'de de kusur belirlemesine bağlı tazminat talep edilemeyeceği gözetilerek mahkemenin tazminata hükmeden kararının bozulması onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/100 E., 2022/460 K.

Taraflar arasındaki boşanmadan sonra açılan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı kadın vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.08.2010 tarihinde evlendiklerini, davalının çocuğu ile birlikte ayrı bir evde oturmaya başladıklarını mutlu bir yaşam kurduklarını, davalının anne ve babasına olan bağımlılığı nedeniyle müvekkilinin bütün zamanını kayınpederi ve kayınvalidesi ile birlikte geçirmeye başladığını, kendine bilet aldığını Türkiye ye göndereceğini söylediğinde ısrarla gitmek istemediğini söylemesine rağmen davalının Türkiye ye gönderdiğini vize başvurusunda bulunmadığını, daha sonra davalının açtığı boşanma davası sonucu tarafların boşandıklarını, Avusturya da akrabaların yanında kaçak olarak bir süre yaşadığın daha sonra Türkiye ye döndüğünü, 1,5 yıllık evliliği boyunca sürekli aşağıladığını, psikolojik olarak ezildiğini, çalışma ve oturma hakkının elinden alındığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 178 nci maddesi gereğince 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, Almanya da ikamet ettiğini Türkiye de daimi ikametgahının bulunmadığını, Türkiye geldiğinde daha çok Bakırköy çevresinde bulunan biri olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin Bakırköy aile mahkemeleri olduğunu belirterek yetkisizlik talebinde bulunarak dosyanın yetkili Bakırköy Aile mahkemelerine gönderilmesini, neticeten davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.11.2014 tarih ve 2014/155 Esas, 2014/421 Karar sayılı kararı ile “... davalını yerleşim yerinin 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesine göre İstanbul olduğu anlaşılmakla davalının yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöb. Aile Mahkemesine gönderilmesine...” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 17.12.2015 tarih 2015/15626 Esas, 2015/24337 Karar sayılı kararı ile “... Görev, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (m.118-395) kaynaklanan bütün davaların, aile mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerce bakılacağını; aynı Yasanın 2. maddesi de, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin asliye hukuk (aile) mahkemelerinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Şu halde Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir. (H.G.K. 16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı kararı) Bu açıklama karşısında; davaya “Aile Mahkemesi” sıfatıyla bakılması...” gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece bozma ilamına uyularak davaya "aile mahkemesi sıfatıyla" bakılmasına karar verilmiş ve Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin davacı kadın ile Almanya’da ilgilenmemesi, vize işlemlerini tamamlamasına yardımcı olmaması, bu nedenle kadının Almanya’da hastaneye gitme dahil pek çok haktan yararlanamaması, tanıkların bizzat davalı erkeğin annesinden davacı kadını Türkiye’ye göndermeyi istediklerini duyması, tüm tanık anlatımlarına göre davacı kadının rızası dışında evden gönderildiğinin sabit olması ve tanık Şaziye A.’nın beyanına göre davacı kadının evden gönderilmesinden sonra davalı erkeğin maddî destekte bulunmayarak davacının mağduriyetine sebebiyet vermesi, erkeğin tam kusuru ile birliğin sarsılmasına sebebiyet verdiğinin sabit olması gerekçesi ile davanın kabulüne, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 16.04.2024 tarihli ve 2024/1003 Esas, 2024/2481 Karar sayılı kararıyla, tarafların Almanya Lindan Bölge Mahkemesi Aile Davaları Bölümünün 002 F 79/12 dosya nolu kararıyla anlaşmalı olarak 14.06.2013 kesinleşme tarihli kararı ile boşandıkları, bu kararın Türkiye'de tanınmasına ve tenfizine karar verildiği ve kararın 19.12.2013 tarihinde kesinleştiği, 5718 Sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca tanıma ve tenfiz kararının, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırdığı, 5718 sayılı Kanun'un 59 uncu maddesi gereğince ise tanıma ve tenfiz halinde, yabancı mahkeme ilamının kesin hüküm ve kesin delil etkisinin, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği, diğer bir ifade ile, tarafların yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılacakları, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında davalı erkeğe ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığına ve artık yabancı mahkeme ilamı Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, eldeki davada yazılı şekilde davalı erkeğe kusur yüklenmesi ve buna bağlı olarak davacı kadının davasının kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı kadın vekili; müvekkilinin Almanya`da anlaşmalı olarak boşanmadığını, zamanaşımı dolmadan dava açıldığını, dosyadaki tanık beyanlarından erkeğin kusurlu olduğunu belirterek bozma kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yabancı mahkemece verilen boşanma kararında kusur belirlemesi yapılmadan boşanmaya ve bu kararın Türkiye'de tanınmasına karar verildikten sonra yeniden kusur belirlemesi yapılarak davacı yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi ile 285 inci ve devamı maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 178 nci maddesi. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun (5718 sayılı Kanun) 58 inci ve 59 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 2.320.00 TL para ceza ile 891.50 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.