Logo

2. Hukuk Dairesi2024/600 E. 2024/7427 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu olarak kullanılan taşınmazın, eşlerden birinin diğerinin rızası olmadan devretmesi sebebiyle açılan tapu iptal ve tescil davasında, davalı eşin yargılama aşamasında ölümü nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı eşin ölümüyle evlilik birliğinin sona ermesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinde düzenlenen aile konutu korumasının ortadan kalkması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1297 E., 2023/1601 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/398 E., 2023/195 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ... ile evli olduğunu, tarafların aile konutu olarak kullandıkları Kocaeli, Gebze ilçesi, 2. Bölge, ... Mah. ... mevkii, 43 pafta, 358 ada, 24 parsel, 55/330 arsa paylı, zemin kat, 2 nolu bağımsız bölümü, davalı ...'ın, müvekkilinin haberi olmadan davalı ...'ya değerinin çok altında bir bedelle devrettiğini, diğer davalı ...'ün bu konutun aile konutu olduğunu bilerek devraldığını ve alırken herhangi bir bedel de ödemediğini ve devrin kötü niyetli olduğunu beyanla, dava konusu Gebze ilçesi, 2. Bölge, ... mah., ... Mevkii, 43 pafta, 358 ada, 24 parsel, 55/330 arsa paylı, zemin kat, 2 nolu bağımsız bölümün davalı ... olan yolsuz tescil niteliğindeki tapu kaydının iptali ile, diğer davalı ... adına tesciline karar verilmesine, taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konularak aile konutu şerhi olarak belirlenmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ...'nin müvekkilinin eşini arayarak borcu bulunduğunu belirterek müvekkilin eşinden davaya konu taşınmazı satın almasını talep ettiğini, aralarındaki görüşme neticesinde, evin rayiç değeri olan 50.000,00 TL'nin 20.10.2015 tarihinde davalı ...'ye havale edildiğini,resmi devir işleminin 28.10.2015 tarihinde yapıldığını ,malik olmayan davacı eşin, evin aile konutu olduğunu tapuya tescil ettirmesinin bir yükümlülüğü olduğunu, aile konutu olarak kullanılan dairenin bu durumu tapuya şerh ettirmeyen, malik olmayan eşin tapuya güven ilkesi gereği taşınmazı şartsız olarak devralan yeni malikten hak talep etmesinin satışın iptali yoluna gitmesinin mümkün olamayacağını, davacı tarafın bu davayı açmak da kötü niyetli olduğunu, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın bulunduğu konum itibariyle değer kazandığını kentsel dönüşüm nedeni ile evin değerlendiğini öğrenince, satıştan 6 ay sonra kötü niyetli hareket edip evin satışını iptal ettirmeye çalıştığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte satışın iptali ihtimalinde, müvekkilin uğramış olduğu tüm zararını tazmin edilmesi gerektiğini belirterek, açılan açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 17.02.2020 tarihli kararı ile dava konusu taşınmazın maliki olan davalı eş dava açıldıktan sonra 07.03.2019 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.Hal böyle olunca,ölüm nedeniyle evlilik birliği son bulduğundan davaya konu taşınmaz aile konutu olmaktan artık çıkmıştır. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmiş, yargılama giderleri bakımından davanın başındaki haklılık durumu değerlendirilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmekle öncelikle, davanın açıldığı tarihte satış işleminin geçerli olup olmadığının, davacı eşin açık rızasının bulunup, bulunmadığının belirlenmesi gerektiği, geçerli bir satış işleminin olmadığının kabul edilmesi halinde ise, eski tapu kaydı maliki eşin ölümünün, bu işleme hukukilik kazandırmasının düşünülemeyeceği, davacının dava açtığı tarihte var olan hukuki yararının, yargılama sırasında davalı eşin ölümünden sonra da devam edeceği, bu nedenlerle, evlilik ölümle sona ermekle birlikte davanın konusuz kaldığını söylemenin mümkün olmadığı, davaya konu taşınmazın satış işleminin gerçekleştiği tarihte, aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığı ve davacının açık rızasının var olup olmadığının tespit edilmesi, dosyada bulunan tüm deliller bir arada değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava tarihindeki davalı eş ... adına tescili talebinin, ...'ın ölümü ile terekesi adına tescili talebine dönüştüğünün kabul edildiğini, dava konusu taşınmazın satış işleminin gerçekleştiği tarihte davacı ve müteveffa ...'ın çocukları ile birlikte yaşadıkları aile konutu olarak kullanıldığının sabit olduğunu, bu hususun taraflar arasında çekişmeli olmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, aile konutunun satışına davacının rızasının olup olmadığı hususunda toplandığını, davacı tarafın, haberdar olmadığını iddia ettiğini ve dinlenen davacı tanıklarının da iddiayı doğrular mahiyette beyanda bulunduklarını, davalı ...'ün ise vekili aracılığı ile davacının satıştan haberi olduğunu savunduğunu ve dinlenen davalı tanıkları anlatımlarında davacının haberdar olduğuna dair beyanda bulunduklarını, ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça davaya konu taşınmazın satış işleminin gerçekleştiği tarihte, davacının açık rızasının var olduğunun toplanan delillerle ispat edilemediğini belirterek dava konusu Kocaeli İli, Gebze İlçesi, ... Mah., 2740 Ada, 3 Parsel (Eski 358 Ada, 24 Parsel) de tapuya kayıtlı bağımsız bölümlerde davalı ... adına olan hisselerin tapu kayıtlarının iptali ile mütevvefa davalı ... terekesi adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın konusuz kalması nedeniyle reddedilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamında dinlenen tanıklar, evin satıştan önce görülmesi işlemi sırasında davacının da evde olduğunu, taşınmazın satışına açık rıza gösterdiğini beyan ettiklerini, davacının satış öncesi evin görülmesi sırasında evin satışı amacıyla emlakçı ve müvekkilin eşine gösterildiğini bildiğini, hatta eve kaç para vereceklerini de müvekkilin eşi ve emlakçıya sorduğunu, evin değerinin artmış olması nedeniyle kötü niyetli olarak ikame edilmiş olan iş bu davanın reddi yerine kabulüne dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, açıkladıkları hususlar değerlendirilmeksizin hüküm kurulduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve devrin geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci (d), (h) bendi, 115 inci maddesinin ikinci fıkrası, 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 194 üncü, 240 ıncı ve 652 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dava, aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalı ... adına devredilmesi nedeniyle, taşınmaz satışının iptali ve davalı eş adına tesciline karar verilmesi isteğine ilişkindir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (4721 sayılı Kanunun 194 üncü maddesi). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, 4721 sayılı Kanunun 194 üncü maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer. Somut olayda; dava 13.04.2016 tarihinde açılmıştır. Taşınmazı üçüncü kişiye devreden davalı eş ...'ın 07.03.2019 tarihinde, yargılama devam ederken öldüğü anlaşılmaktadır. Evlilik birliği ölümle sona ermiş ve bu nedenle 4721 sayılı Kanunun 194 üncü maddesindeki aile konutu koruması ortadan kalkmıştır. Böylece, davanın konusu kalmamıştır. Konusu kalmayan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığı" şeklinde kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde hüküm oluşturulması isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.