Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6044 E. 2024/6633 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının Yargıtay'ın daha önceki bozma kararındaki gerekçelere uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, Yargıtay'ın daha önceki bozma kararında belirtilen hususlar, özellikle de tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alınarak, maddi tazminat miktarını belirlemesi ve bozma kararına uygun hüküm kurması gözetilerek, yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2024/17 E., 2024/244 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında bozma sonrasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak maddî tazminat miktarının artırılmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde evliliklerinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sadakatsiz olduğunu, ev, eş ve çocukla ilgilenmediğini, maddî ve psikolojik şiddet uyguladığını, evi terk ettiğini ileri sürerek davanın reddine, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 15.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 25.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 3.000.000,00 TL maddî ve 3.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili 31.07.2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin zina eyleminin sabit olduğunu, sadakatsizlik ve haysiyetsiz hayat sürdüğünü, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, pek kötü ve onur kırıcı davranışlarının olduğunu ileri sürerek erkeğin davasının reddine, 4721 sayılı Kanun’un 161 inci, 163 üncü ve 166 ncı maddeleri gereğince, kendi davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 15.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 25.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE/TÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 5.000.000,00 TL maddî ve 5.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2017 tarihli kararı ile erkeğin yükümlülükleri yerine getirmediği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı-davacı kadının ise eşine hakaret içerikli mesajlar gönderdiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin kusurunun daha ağır olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 18.08.2003 doğum tarihli ... ...’in velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 350.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden; davalı-davacı kadın vekili erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2018 tarih ve 2018/281 Esas, 2018/1663 Karar sayılı kararı ile kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili boşanma, kusur belirlemesi, tedbir nafakaları ile tazminatların miktarı ile yoksulluk nafaka talebinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 03.03.2020 tarih ve 2019/8587 Esas, 2020/1765 Karar sayılı kararı ile erkek eşin boşanma davasına yönelik yargılama devam ederken, davalı-davacı kadın 31.07.2019 tarihinde, İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesi'nin 2019/1097 Esas sayılı dosyası ile 4721 sayılı Kanun’un 161 inci, 163 üncü ve 166 ncı maddelerine dayalı olarak boşanma davası açtığı ve davasının eldeki erkeğin boşanma davası ile birleştirilmesini talep ettiği, boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddî-manevî tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi; bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkün olacağı, bu nedenle, kadının birleştirme talepli açmış olduğu dava dosyasının, eldeki dosya içerisine alınarak, karşılıklı davalar birlikte değerlendirilip, her davanın esası hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile davalı- davacı kadının diğer itirazları incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesi’nin 03.03.2022 tarih ve 2020/329 Esas, 2022/144 Karar sayılı kararı ile erkeğin yükümlülükleri yerine getirmediği, zina boyutunda sadakatsizlik içeren davranışlarda bulunduğu, davalı-davacının ise eşine hakaret içerikli mesajlar gönderdiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacı kadının az kusurlu olduğu; erkeğin zina eyleminin sabit olduğu, hakaret, küçük düşürücü söz ve davranışta bulunduğu gerekçesi ile kadının 4721 sayılı Kanun’un 161 inci, 162 nci ve kadın ve erkeğin 166 ncı maddesi gereğince davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafaka talebinin reddine, kadın yararına aylık 8.000,00 TL tedbir ve 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden; davacı-davalı erkek vekili ise katılma yolu ile kusur belirlemesi, birleşen davanın kabul gerekçesi, tazminatlar ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 15.09.2022 tarih ve 2022/5670 Esas, 2022/7087 Karar sayılı ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminatın az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin 30.05.2023 tarih ve 2022/964 Esas, 2023/454 Karar sayılı kararı ile tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, ekonomik durumları, zedelenen menfaatlerin kapsamı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ( 6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri ve 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesinin gözetilmesi gerektiği gerekçesi ile kadın yararına 2.000.000,00 TL (iki milyon TL) maddî tazminata karar verilmiştir.

3. Üçüncü Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesininyukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili maddî tazminatın miktarı yönünden; davalı-davacı kadın vekili maddî tazminatın miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 29.11.2023 tarih ve 2023/8140 Esas, 2023/5783 Karar sayılı ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminatın az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, ekonomik durumları, zedelenen menfaatlerin kapsamı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ( 6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri ve 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesinin gözetilmesi gerektiği gerekçesi ile kadın yararına 5.000.000,00 TL (beş milyon TL) maddî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî tazminatın tutarının erkeğin ekonomik durumu, boşanma ile kadının zedelenen menfaatleri dikkate alındığında hak ve nefaset kurallarına aykırı olduğunu, kadının mal varlığının ve emekli aylığının bulunduğunu, tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek maddî tazminatın miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.