Logo

2. Hukuk Dairesi2024/609 E. 2024/5473 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların istinaf incelemesi devam ederken davalarından feragat etmeleri üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin kadın yönünden verilen boşanma hükmünün kesinleştiği gerekçesiyle karar vermeyi reddetmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların istinaf incelemesi devam ederken davalarından feragat etmeleri ve istinaf başvurularıyla hükmün tüm yönleriyle kaldırılmasının talep edilmiş olması nedeniyle, kadının davasında verilen boşanma hükmünün feragat tarihinden önce kesinleşmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1409 E., 2023/1705 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 30. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/132 E., 2022/345 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Davacı karşı davalı kadın vekilinin 15.11.2023 tarihli dilekçesi ile her iki tarafın davalarından feragat ettiklerini bildirmesi üzerine, 20.11.2023 tarihli ek karar ile 6100 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin asıl hükmünün kaldırılmasına, kadının davasında kesinleşen boşanma hükmü yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanma davası ve fer'i taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.11.2023 tarihli ek kararı davacı karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle ;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tazminat talebi olmaksızın tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacı karşı davalı kadın vekili, karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, kadının kusurlu davranışları ile birliğin temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 veya 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı karşı davalı kadının davalı karşı davacı erkeğe '' sen erkek misin '' şeklinde sözler söyleyerek aşağılamak suretiyle erkeğe hakaret ettiği, kadının işe giderken başka bir erkeğin aracına bindiği, o erkekle el ele oturduğu anlaşılmakla kadının bu davranışının güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, davalı karşı davacı erkeğin ise davacı karşı davalı kadına '' sen kimsin, adam mısın'' şeklinde sözler söyleyerek küçümsemek suretiyle hakaret ettiği, kadının maaşını elinden almak suretiyle kadına ekonomik şiddet uyguladığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 850,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.300,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı ile reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin kadın aleyhine verdiği kusurlardan "sen erkek misin" şeklinde hakaret eylemine, erkek tarafından açıkça dayanılmadığından, kadın aleyhine kusur belirlemesinden çıkarılması gerektiği, Mahkemenin taraflar aleyhine belirlediği diğer kusurlu eylemlerde isabetsizlik olmadığı, tarafların kusurlu eylemlerinin kıyaslanmasında yine de eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği, kadının dava dilekçesinde tazminat talebi olmaksızın boşanmalarına karar verilmesini talep ettiği, kadının bu beyanı boşanmasının feri niteliğindeki maddî ve manevî tazminat talebinden vazgeçme niteliğinde olduğu, bu sebep ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin feragat sebebi ile reddine karar verilmesi gerekir ise de tazminat ret kararını sadece kadın istinaf ettiğinden ve istinaf eden aleyhine karar verilemeyeceğinden kadının daha lehine olan maddî ve manevî tazminat taleplerinin eşit kusurdan kaynaklı reddine ilişkin kararda sonuç olarak isabetsizlik bulunmadığı, gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, gerekçenin değiştirilmesine, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair, davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. Davacı karşı davalı kadın vekili tarafından 15.11.2023 tarihli dilekçe ile tarafların karşılıklı olarak boşanma davalarından feragat ettikleri bildirilerek, ek karar verilmesi talep edilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.11.2023 tarihli ek kararı ile; tarafların karşılıklı feragat dilekçeleri dikkate alınarak, feragat tarihinden önce istinaf edilmeksizin kesinleşen kadının davasında kurulan boşanma hükmü hariç kalmak kaydıyla feragat edilen dilekçeler dikkate alınarak hüküm verildiği gerekçesi ile kadının davasında kurulan boşanma hükmü feragat öncesi istinaf edilmeden kesinleştiğinden, kadının davasında kesinleşen boşanma hükmü ile bu boşanmaya bağlı harç ve yargılama giderleri hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının davasında kurulan ve kesinleşen boşanma hükmü ile asıl davadaki boşanmaya bağlı harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti dışındaki tüm hükümlerinin ve Dairenin 17.10.2023 tarih 2022/1409 Esas 2023/1705 Karar sayılı kararının tamamının kaldırılmasına ve esas hakkında karar verilmesine, erkeğin boşanma talepli davası ve boşanmaya bağlı fer'i taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararlarına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların 19.07.2023 tarihinde davalarından feragat ettiklerini, istinaf karar tarihinden önce feragatin vuku bulduğunu, kadın yönünden kesinleşen bir boşanma kararı bulunmadığını, istinaf dilekçeleri ile hükmün tüm yönleri ile kaldırılmasını istediklerini belirterek, kadının davasında verilen boşanma hükmünün kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına kararı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadının davasında verilen boşanma hükmünün, feragat tarihinden önce kesinleşip kesinleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.