"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/1089 E., 2024/215 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının ziynet alacağı davasının reddi ve kusur belirlemesi ve erkeğin davasının kabulü yönlerinden bozulmasına, temyize konu sair yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; erkeğin davasının reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlendikten kısa süre sonra kadının annesini eve bırakacağını söyleyerek evden ayrıldığını, sonrasında geç saate kadar eve dönmediğini görerek eşini aradığını, sonrasında telefonları açmadığını, mesajlara cevap vermediğini, eve gelmeyeceğini belirten mesajlar gönderdiğini ancak gece yarısı eve döndüğünü, hiçbir açıklamada bulunmadığını, 6 ay boyunca sık sık yatak odasını terk ederek çocuk odasında uyuduğunu, çalışmasına rağmen evin giderlerine katkı sağlamadığını, ailevi konuları annesine anlattığını, küstüğünü, ufak meseleleri dahi büyütüp olay çıkarttığını, beni arama, bitti şeklinde mesajlar gönderdiğini, psikolojik şiddette bulunduğunu, ortak konutu sürekli terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, bana sahip çıkmadın, bana değer vermiyorsun gibi mesajlar gönderdiğini belirterek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, sağlıkla bir cinsel beraberliğin yaşanmadığını, kadının aşırı ağrı duyduğunu, birçok defa doktora gittiğini, ameliyat olduğunu, yine de cinsel birlikteliğin sağlıklı olarak gerçekleşemediğini, kadının halen bakire olduğunu, bu durum karşısında erkeğin kadını suçlayarak kadının günlerce yüzüne dahi bakmadığını, eve geç saatlerde geldiğini, geldiğinde yatarak uyuduğunu, cinsel birliktelikte başarısız olunması sonrasında birçok kez darp edildiğini, bu konuda erkeğin duyduğu öfke ve hırsı kadınından çıkartmaya çalıştığını, hem fiziksel hem de psikolojik şiddet uyguladığını, öfke kontrol problemi olduğunu, evden kovulduğunu, ev ve kadının ihtiyaçları konusunda umursamaz davrandığını, destek olmadığını, ailesinin yanında özel hayatları ile ilgili sözler söylediğini, küçük düşürdüğünü, aşağıladığını, erkeğin ailesi tarafından da kadına psikolojik şiddet uygulandığını, küçük düşürüldüğünü, rencide edildiği ve aşağılayıcı davranıldığını belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata ve bir kısım ziynet alacağının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin iadesine ve karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2020/711 Esas, 2022/168 Karar sayılı kararıyla; ziynet alacağı yönünden; dinlenen tanık beyanlarına göre özellikle davacı tanığı Nimet'in beyanına göre, fiili ayrılık sırasında davalının ziynetlerini yanında götürdüğünün anlaşıldığını, ziynetleri kadında kaldığından erkek tarafından bu hususun ispatlandığını bu nedenle kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan davanın ziynetler yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, boşanma davası yönünden yapılan yargılama ve toplanan delillerden ise erkeğin kadına şiddet uyguladığını, ortak haneden birden çok kez kovduğunu, evdeki eşyalara layık olmadığını söylediğini ve kadının babasına cinsel ilişkilerine ilişkin mahrem konuları anlattığını, kadının ise cinsel birlikteliği gerçekleştiremediğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğunu, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının tedbir nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına aylık 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat talebinin reddine ve kadının ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili kusur belirlemesi, hükmedilen ve reddedilen tazminatlar yönünden; davalı- davacı kadın vekili kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, hükmedilen tazminatların miktarı, nafakaların reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.05.2022 tarihli ve 2023/7790 Esas, 2023/5363 Karar sayılı kararıyla; kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine ziynet alacağı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili kusur belirlemesi, hükmedilen ve reddedilen tazminatlar yönünden; davalı- davacı kadın vekili kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, hükmedilen tazminatların miktarı, nafakaların reddi yönünden yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 09.11.2023 tarihli ilamı ile kadının ziynet alacağı talebi yönünden yapılan incelemede; kadının temyiz dilekçesinde reddedilen ziynet alacağı talebi yönünden temyiz sebepleri açıkça belirtilmediğinden sadece hukuka açıkça aykırılık halleri yönünden değerlendirme yapıldığı, buna göre de kadına davasını ispat hakkı tanınmadığı, tanıkları dinlenmeden ve yemin delili hatırlatılmadan karar verildiği, bu nedenle kararın bozulması gerektiği; tarafların boşanma ve fer'ilerine yönelik temyiz incelemesinde ise kadının kusurunun ispatlanamadığı, bu nedenle erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile hükmün bozulmasına, boşanma davaları yönünden bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise; her ne kadar bozma ilamında kadının tanıklarının dinlenmediği belirtilmişse de Mahkemece kadının bildirmiş olduğu tanıkların bozma öncesinde dinlendiği, bu şekilde bozma ilamındaki tanıkların dinlenmediği yönündeki gerekçenin maddî hata sonucu yazıldığı kanaatine varıldığı, kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı, yargılama sırasında "yemin hususunda takdir mahkemenindir" şeklinde beyanda bulunup açıkça yemin teklif edilmediği, böylece davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine, kesinleşen hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tazminat miktarlarının tekrar değerlendirilmesi gerektiğini, ziynet alacağı talebi yönünden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek tazminatların miktarı ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ziynet alacağı davasının reddi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı- davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı- davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.