"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/981 E., 2024/1347 K.
KARAR : Bozma ilamına uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve manevî tazminatın miktarı yönünden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yoksulluk nafakası ile manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1983 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, fiziksel şiddet uyguladığını, ortak konutu çöp ev haline getirdiğini, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, küçük düşürücü davranışlar sergilediğini, erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığını, hırsızlık yaptığını, büyü yaptığını, hakaret ve beddua ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin ve ailesinin kadına sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, iftira attığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 5.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2020 tarih 2018/325 Esas ve 2020/421 Karar sayılı kararı ile kadının, erkeğin iş yerine gidip camlara vurup bağırdığı bu suretle erkeği iş yerinde küçük duruma düşürdüğü, ufak tartışmalarda balkona çıkıp yüksek sesle duyulacak bir şekilde bağırdığı, olup biteni anlattığı, büyü işleri ile uğraştığı, muska yaptırdığı, yaptığı yemeklere okunmuş sular koyduğu bu nedenle ortak çocuk ...'in evde yemek yiyemediği, tarafların oturduğu evin altındaki derneğin gardrobunun kaybolduğu daha sonra da bu gardrobun tarafların evinin önüne kadın tarafından getirildiğinin tespit edildiği, giyim mağazasından bedelini ödemeyerek eşyalar aldığı, dışarıda bulduğu halı kilim gibi malzemeleri eve kullanmak için getirdiği, misafirliğe gittiği evlerde ufak tefek eşyaları haber vermeden aldığı, erkeğin bu durumlar nedeniyle küçük düştüğü, erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ise kadını "...lan lun..." demek suretiyle azarladığı, fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun tüm dosya kapsamında ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkat alınarak tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkeğin tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
B Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 08.04.2021 tarih ve 2020/1424 Esas, 2021/607 Karar sayılı kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde kadının psikolojik rahatsızlığı bulunduğu yönünde iddiaların bulunduğu, ancak İlk Derece Mahkemesince bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadığı, dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğu, bu doğrultuda İlk Derece Mahkemesince Sosyal Güvenlik Kurumuna müzekkere yazılarak kadının kullandığı ilaçların listelerinin ve varsa psikolojik tedavi gördüğü hastane bilgilerinin istenmesi, hastane bilgileri geldikten sonra ilgili hastanelerden tedavi evraklarında istenerek dava dosyası ile birlikte kadının heyet raporu için tam teşekküllü bir hastaneye sevk edilerek psikolojik rahatsızlığının ve akıl hastalığının olup olmadığı, varsa türü ve ağırlık derecesi, evlilik birliğini sürdürmesine engel teşkil edip etmediği, iyileşmesinin mümkün olup olmayacağı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 405 inci maddesi hükmü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 56 ncı maddesi hükmü uyarınca vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması,vasi tayini gerekiyor ise, mahkemesine ihbarda bulunulması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi, vasi atanması halinde 6100 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesi hükmü gereğince kanuni temsilciye kesin süre verilerek 4721 sayılı Kanun'un 462 nci maddesi uyarınca vasinin vesayeti altındaki kişi adına dava açması için vesayet makamından husumete izin kararı alması gerektiği belirtilerek; davalı-karşı davacı kadın vekilinin bu aşamada diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin gerekçede belirtilen hususlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki 24.01.2022 tarih 2021/292 Esas, 2022/58 Karar sayılı kararı ile kadının, erkeğin iş yerine gidip camlara vurup bağırdığı bu suretle erkeği iş yerinde küçük duruma düşürdüğü, ufak tartışmalarda balkona çıkıp yüksek sesle duyulacak bir şekilde bağırdığı, olup biteni anlattığı, büyü işleri ile uğraştığı, muska yaptırdığı, yaptığı yemeklere okunmuş sular koyduğu bu nedenle ortak çocuk ...'in evde yemek yiyemediği, tarafların oturduğu evin altındaki derneğin gardrobunun kaybolduğu daha sonra da bu gardrobun tarafların evinin önüne kadın tarafından getirildiğinin tespit edildiği, giyim mağazasından bedelini ödemeyerek eşyalar aldığı, dışarıda bulduğu halı kilim gibi malzemeleri eve kullanmak için getirdiği, misafirliğe gittiği evlerde ufak tefek eşyaları haber vermeden aldığı, erkeğin bu durumlar nedeniyle küçük düştüğü, erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ise kadını "...lan..." demek suretiyle azarladığı ve fiziksel şiddet uyguladığı, her ne kadar tanıklar Hürü ve Nurşen'in alınan beyanlarında erkek tarafından kadına fiziksel şiddet uygulandığı belirtilmişse de bu olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, kadının bu davranışları affettiği, bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkat alınarak tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkeğin tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışların istinaf edilmeyerek kesinleştiği, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde erkeğin kadına sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, aynı zamanda erkeğin birlik görevini de ihmal ettiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen kusurlu davranışların ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından ilk kararı ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının kadın tarafından istinaf edilmediği, erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu, bu sebeple kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az kusurlu olduğu, dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davalı-karşı davacı kadın vekilinin kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesinin kusura ilişkin karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 5.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 28.02.2024 tarihli kararı ile kadının, taraflar arasında yaşanan tartışmalardan sonra ortak konutun balkonuna çıktığı ve bağırarak taraflar arasında yaşanan sorunları anlattığı, muska, büyü yaptırdığı, okunmuş sular yaptırdığı, bunları yemeklerin içerisine koyduğu, ortak çocuğun bu sebeple kadının yaptığı yemekleri yemek istemediği, başkalarına ait eşyaları haber vermeden alıp ortak konuta getirdiği, yine dışarıda bulduğu eşyaları eve getirdiği erkeğin ise sürekli olarak kadına "lan lun" demek suretiyle herkesin içerisinde kadını azarladığı terslediği, birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamadığı, gerçekleşen bu durumu karşısında yine de boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına 150.000,00TL manevî tazminata, tarafların sosyal ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına aylık 2.000,00TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili; yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmolunan manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci maddesi ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.