Logo

2. Hukuk Dairesi2024/626 E. 2024/8051 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimde olduğu, maddi ve manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği ve dava açıldıktan sonra tarafların bir süre aynı evde yaşamasının affedilme sayılıp sayılmayacağı hususları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların dava açıldıktan sonra bir süre aynı evde yaşamalarının, önceki olayların affedildiği veya hoşgörü ile karşılandığı şeklinde değerlendirilmesi ve tarafların usulüne uygun tanık deliline dayanmamaları nedeniyle beyanlarının hükme esas alınamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin boşanma davasının reddine dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1128 E., 2023/1419 K.

KARAR : Yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/85 E., 2022/192 K.

Taraflar arasındaki boşanma, fazla ödenen tedbir nafakasının iadesi ve boşanma davasında ödenecek tazminatların fazla ödenen nafakalardan mahsubu davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine kararı verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın kabulüne, fazla ödenen nafakanın iadesine, birleşen karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, evden kovduğunu ve birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma kararından sonra sunduğu 25.02.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ve çocuğa ilgisiz olduğunu, kadına hakaret ve küçük düşürücü sözler sarf ettiğini, bu konuda tanıklarının dinlenilmesi gerektiğini iddia ederek kadın yararına aylık 500,00 T tedbir nafakasına, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

3.Davacı-davalı kadın vekili tarafından 29.09.2021 tarihli birleşen davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;erkeğin kötü niyetli olduğunu, çocuğun babaya teslim edilmesine bilmesine rağmen ödemeleri yapmaya devam ettiğini, kadının lehine hükmedilecek tazminat olasılığı sebebiyle birleşen davacının fazladan ödemiş olduğu nafakanın maddî ve manevî tazminattan mahsup edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının sürekli kendi ailesinin sorunları ile ilgilendiğini, bu sebeple erkeğe ve çocuklarına ilgi göstermediğini, aralarında en son yaşanan herhangi bir olumsuz olayın olmadığını, kadının aşağıladığını, hakaret ettiğini, oğlunun yaşının küçük olması sebebiyle velâyetinin davacı annede kalmasını, ancak eşinin evlenmesi ve oğlunu görmesine engel olması durumunda oğlunun velâyetinin tarafına verilmesini, davacı eşinden boşanmak istemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; Gebze 3. Aile Mahkemesi'nin 2020/85 Esas sayılı dava dosyası ile taraflar arasında derdest boşanma davası olduğunu, ortak çocuk yararına aylık 1.200,00 TL tedbir nafakası takdir edildiğini, ortak çocuklarının 2018 yılından bu yana babada kaldığını, buna rağmen kadının ortak çocuk yararına verilen nafakayı almaya devam ettiğini, Gebze 3. Aile Mahkemesi'nin 2020/85 Esas sayılı dava dosyasında kadının geriye dönük velâyet hakkının kaldırıldığını, toplam 15 aylık tedbir nafakası miktarı olan 18.000,00 TL'nin iadesinin gerektiği iddia edilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 30.11.2017 tarih ve 2017/195 E 2017/814 K sayılı kararı ile; tarafların tanık deliline dayanmadıkları bu haliyle iddialarının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine, geçici velâyetin tedbiren anneye verilmesine baba ile çocuk arasında tedbiren kişisel ilişki düzenlenmesine, çocuk yararına aylık 1.200,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.10.2019 tarih ve 2018/789 E 2019/1663 K sayılı kararı ile; erkeğin cevap dilekçesinin kadına usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kadına cevaba cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması ve usulüne uygun tahkikat aşamalarının tamamlanıp delillerin toplanması gerektiği gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına "...salak, or...pu, aptal.." dediğini ve kadını evden kovduğunu, kadının ise; erkeği beğenmediğini, kilolarını eleştirdiğini, erkeğe "gerizekalı" dediğini, bu haliyle erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinini temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, çocuk lehine aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 5.000,00 TL manevî ve 7.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin birleşen davasının kadının kabulü doğrultusunda kabulüne, 18.000,00 TL fazla nafaka ödemesinin kadından alınarak erkeğe ödenmesine, kadının birleşen davaya karşı açtığı karşı davasının kabulüne, asıl dava ile birlikte hükmedildiğinden maddî ve manevî tazminat taleplerinin asıl dava yönünden kabul edildiği üzere icrada mükerrerlik oluşturmayacak şekilde asıl davanın 6 numaralı kararı uyarınca yerine getirilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, dava açıldıktan sonra evlilik birliğinin devam etmesi nedeniyle erkeğin kusurunun bulunmadığı, iştirak nafakasının miktarı, birleşen davasının kabulüne karşın kadın yararına vekâlet ücreti hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek, asıl davada hükmün bütünü, birleşen davada vekâlet ücreti, birleşen davanın karşı davasında hükmün bütünü yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların usulüne uygun şekilde tanık deliline dayanmadıkları, bu nedenle beyanlarının hükme esas alınmasının doğru olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma kararından önce yapılan 28.09.2017 tarihli oturumda davanın açılmasından sonraki tarihlere ilişkin mesajlar yönünden kadının "önceki problemleri silerek normal hayatımıza devam ediyorduk,...boşanma davası açtıktan sonra yaklaşık 4 ay aynı evde yaşamaya devam etmiş olsam da..." beyanları ile tanık ...'in "boşanma davası açıldıktan sonra bile ev eşyası almışlardır taraflar boşanma davasından sonra bir arada yaşamışlardır" beyanlarının dikkate alınmadığını, tarafların dava açıldıktan sonra ortak yaşama devam etmeleri nedeniyle önceki olayları affettikleri veya hoşgörü ile karşıladıkları, kadının davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, birleşen davada açılan karşı davaya ilişkin yapılan değerlendirmede; erkeğin talebinin açıkça fazladan ödenmiş olan nafakanın boşanma davasında hükmedilecek maddî ve manevî tazminat talebinden mahsubuna yönelik olmasına rağmen ilk derece mahkemesince hatalı olarak bu talebin maddî ve manevî tazminat istemine ilişkin olduğunun kabulü ile asıl davada maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesiyle asıl davanın 6 numaralı kararı uyarınca yerine getirilmesi yönündeki yorum doğru değilse de kadının boşanma davasının reddi gerekeceğinden birleşen davadaki boşanmanın feri niteliğindeki tazminatların mahsubuna ilişkin karşı davası konusuz kalacağı gerekçesi ile davacı-davalı kadının tazminat miktarlarına ilişkin istinaf talebi ile davalı-davacı erkeğin birleşen davadaki vekâlet ücretine ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, davalı-davacı erkeğin kusur tespiti, kadının kabul edilen boşanma davası ve birleşen davadaki karşı davaya yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin bu yönlere dair hükümlerinin kaldırılmasına, kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine,birleşen davadaki karşı dava yönünden fazla ödenen nafakanın boşanmanın fer'î niteliğindeki tazminatlardan mahsubuna ilişkin karşı davanın boşanma davasının reddine karar verilmiş olmakla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, mesajların af kapsamında kalmadığı yönünden temyiz dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı, dosyaya sunulan mesajların af kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Kanunun 50 inci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.