Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6495 E. 2025/431 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu niteliğindeki taşınmazın, malik eş tarafından diğer eşin rızası olmadan satılmasının geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu niteliğindeki taşınmazın satışı için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi uyarınca diğer eşin açık rızasının alınmasının zorunlu olduğu, aksi halde yapılan satış işleminin geçersiz olacağı gözetilerek, yerel mahkemenin ret kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/479 E., 2024/1090 K.

DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescili - İpoteğin Kaldırılması -Aile Konutu Şerhi Konulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/358 E., 2022/894 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı vekili tarafından tapu iptal ve tescil davasının reddi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dava; kadın tarafından açılan aile konutu niteliğinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda tapu iptal ve tescil davasının reddine, ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması talebinin ise kararın kesinleşmesine müteakip dosyadan tefriki ile yeni esasa kaydına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından reddedilen tapu iptal ve tescil davası yönünden istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyiz edilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 193 üncü maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte aynı Kanun'un 194 üncü madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal, işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabilir. Öte yandan bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh kurucu değil açıklayıcı şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sırınlandırma, emredici niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak belirli olan bir işlem için verilebilir. 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak da verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık” olması gerekir.

Somut uyuşmazlıkta, yapılan yargılama, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu ve malik olan davalı malik eş tarafından davalı şirket ... A.Ş.'ye satışı sırasında davacı eşin açık rızasının alınmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2015 tarih ve 2013/2-2053 Esas, 2015/1201 Karar sayılı kararında da açıkça ifade edildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere malik olmayan eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. Eş söyleyişle eşin "açık rızası alınmadan" yapılan işlemin "geçersiz olduğunu" kabul etmek zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında yukarıda açıklanan yasal düzenleme ile ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.