Logo

2. Hukuk Dairesi2024/64 E. 2024/7391 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2028 E., 2023/2793 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/419 E., 2023/147 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı gönderme kararı sonrası yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, erkeğin ailesini istemediğini, kız kardeşinin düğününe gitmesini istemediğini, ortak hesaplarında bulunan paraları şahsi hesabına geçirdiğini, güven sarsıcı hareketlerde bulunduğunu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının kusurlu olduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kusurlu olduğunu iddia ederek; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların öncelikle zina aksi halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 750.000,00 TL maddî ve 750.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 18.12.2020 tarih ve 2019/220 Esas 2020/641 Karar sayılı kararı ile; kadının zina hukuki nedenine dayalı olarak açtığı davayı ispat edemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davada ise, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin kadına, hakaret ettiği ve çocuğu korkutacak davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, ailesi ile beraber olabilmek için Antalya Pegasus hava yollarına tayin yaptırdığı, ve müşterek konuta dönmesinden itibaren tarafların arasında tartışmaların başladığı kadının ise ortak hesaptaki tüm parayı çektiği, titiz davrandığı, maddî anlamda eşinin güvenini sarsacak davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu oldukları, çocuğun yaşı, anne ile birlikte kalıyor olması, alınan uzman raporu dikkate alınarak müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu, kadın hakkında yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşmediği gerekçesi ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı kadının ve erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin ve tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili kusur, erkeğin kabul edilen boşanma davası ile kadının reddedilen talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 25.05.2022 tarih ve 2021/447 Esas ve 2022/1189 Karar sayılı kararı ile," ''...Davalı-davacı kadın vekili, 18.11.2019 tarihinde delil listesi sunarak 6 adet tanığının isim ve adresini bildirmiştir. Mahkemece bildirilen tanıklardan ikisi dinlenilerek davanın esası hakkında karar verilmiştir. Delil gösteren taraf, karşı tarafın açık izni olmadıkça, o delile dayanmaktan vazgeçemez , tanıklar açıkça vazgeçme ve karşı tarafın açık izni olmadıkça dinlenmek zorundadır. Başka bir anlatımla, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenilen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verilebilir. Buna göre, adı geçen tanıkların dinlenilmemeleri için, dinlenen tanıklarla ispat edilmek istenen hususun yeter derecede aydınlanmış olması gerekir. Böyle değilse bu hükme dayanılarak mahkeme tanığı dinlemekten kaçınamaz. Davalı-davacı kadın tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçmediği halde kadının diğer tanıkları dinlenilmeden hüküm kurulmuş olması hukuki dinlenilme hakkına aykırı olup, önemli bir usul hatası olduğu Kabule göre de, kadının zina nedenine dayanılan boşanma davası yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kararın gerekçesinin yazılmamış olması, usul ve yasaya aykırı...." olduğu gerekçesiyle başvurunun kabulü ile sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının zina hukuki nedenine dayalı olarak açtığı davayı ispat edemediği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadına hakaret ettiği, küçük düşürücü söz ve davranışta bulunduğu, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediği, çocuğuna ilgisiz davrandığı, kadının ise erkeği ailesi ile görüştürmediği, kadının maddî anlamda eşinin güvenini sarsacak davranışlarda bulunmak suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı ancak birlik yükümlülüklerini yerine getirmeyen erkek eşe tepki niteliğinde olduğundan kadına kusur olarak yüklenmediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kadının hafif kusurlu olduğu, ortak çocuğun velâyet hakkının anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının zinaya dayalı davasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve 10.000,00 TL iştirak nafakasına , kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir , 12.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası, velayet, kadının kabul edilen boşanma davası, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kadının reddedilen zina davası, maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı -davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, reddedilen zina hukuki nedenine dayalı davası, kusur belirlemesi, tazminatların, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci 182 inci ve 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.