Logo

2. Hukuk Dairesi2024/6726 E. 2024/7394 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, mahkemenin bozma kararına uygun hüküm kurup kurmadığı ve davanın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, erkeğin kadına sürekli fiziksel şiddet uygulaması ve onu babasının evine bırakması gibi fiillerin ispatlanmış olmasına rağmen erkeğe kusur yüklenmemesi ve kadının boşanma talebinin reddine karar verilmesi, bozma kararına aykırı ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede temelinden sarsılmış olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/281 E., 2023/130 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine, ziynet eşyası alacağı talebinin bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, sık sık evi ve çocuğunu terk ederek babasının evine gittiğini, tüm çabalara rağmen ortak konuta dönmediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, ölüm ile tehdit ettiğini, ziynet ve ev eşyalarını alamadığını iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, birleşen davanın kabulü ile; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması, hayata kast pek fena kötü muamele hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuk yararına aylık 250,00 TL iştirak kadın yararına 250,00 TL yoksulluk nafakası ile müvekkili lehine 7.500,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmaması halinde 38,320 TL bedelin ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.05.2016 tarihli ve 2015/47E., 2016/694K. sayılı kararı ile; evlilik birliğinin erkek eşin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, ortak çocuğun mevcut alışılmış düzenin bozulmaması ve çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle; asıl davanın reddine birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL manevî tazminata, liste halinde belirtilen eşya, 6 bilezik, 8 çeyrek altının mümkünse aynen iadesine aynen iade mümkün değilse eşya için 18.905,00 TL, bilezik için 11.400,00 TL, 8 çeyrek için 1.280,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili tarafından erkek tarafından, her iki dava ile fer'ileri, ziynet ve eşya alacağı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemiz 17.09.2019 tarihli 2019/5277 Esas, 2019/8771 Karar sayılı kararı ile; mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunlu olduğu, kararda tanık beyanları yazıldığı ve tanık beyanları dikkate alındığında da davacı-davalı erkeğin kusurlu olduğunun kabul edilmesine rağmen, denetime olanak verecek şekilde, davacı-davalı erkeğin kusurlu davranışlarına ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi hangi olayların sabit olduğu belirtilmediği, kararının gerekçesiz olduğu, ziynet altınlarına yönelik olarak ise; mahkeme gerekçeli kararında, davalı-davacı kadının ziynet ve eşya alacağı talebinin neden kabul edildiğine ilişkin hiçbir gerekçenin belirtilmediği, kararın, ziynet ve eşya talebi yönünden yeterli gerekçeden yoksun olduğunu, kabule göre de,kabul edilen ziynetler yönünden cins, nitelik, miktar ve değerleri ayrı ayrı gösterilmediği ve iadesine karar verilen eşyaların neler olduğu yazılmadığı,ziynet eşyalarından bedeline hükmedilenlerin hangi ziynetler olduğu, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmemesi, taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmemesi ve iadesine karar verilen eşyalar yönünden bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulması da doğru görülmediği gerekçesiyle; hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma kararına uyulmasına karar verilerek; kadının talep ettiği, onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekeceği, erkek eşe atfı kabil kusur tespit edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma kararı verilebilmesi için, evlilik birliğinin ortak yaşamın sürdürülmesi eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği, dinlenilen tanık beyanlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunu kabulü elverişli olmayan beyanlar olduğu, kadının fiziksel şiddete yönelik maddî vakıasına yönelik tanıklar kadının şiddet maruz kaldığını beyan etmişler ise de olay sonrası tarafların barışarak evliliğe bir süre daha devam ettiklerinden erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu iddia dışındaki diğer iddialar yönünden ise tanıkların sözlerinin, soyut açıklamalardan ibaret ve görgüye dayalı ve hükme esas alınamayacak özellikte beyanlar olduğu gerekçesi ile ; asıl dava ve birleşen davanın reddine, çocuk ve kadın için hükmedilen tedbir nafakalarının devamına, kadının ziynet alacağı ve çeyiz alacağına ilişkin taleplerinin iş bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Mahkemece bozmanın amacına uygun karar verilip verilmediği, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddenin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinnin birinci fıkrasında, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi kaçınılmazdır.

2. İlk Derece Mahkemesince, bozma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda her iki boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Ne var ki, toplanan deliller ve dinlenilen tanık beyanlarına göre, davacı karşı davalı erkeğin, kadına " sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, seni istemiyorum diyerek kadını babasının evin bıraktığı" maddî vakıalarının ispatlanmış olmasına karşılık erkek eşe kusur olarak yüklenmediği, erkek eş tarafından, kadına izafe edilen kusurların ispat edilemediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülmemesine göre kadının boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde hatalı değerlendirme ile kadın eşin boşanma davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

İlk Derece Mahkemesi Kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.