"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1489 E., 2023/2074 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/107 E., 2023/194 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının ziynet isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin evlendikleri ilk günden beri kadını eleştirdiğini, erkeğin annesi ile aynı apartmanda yaşadıklarını, buna rağmen erkeğin sürekli olarak kadını annesiyle aynı evde kalmaya zorlandığını, zaman zaman kadını evden kovduğunu, erkeğin aşağılayıcı sözler söylediğini, ziynet eşyalarını kadının haberi olmaksızın bozdurarak ev aldığını, alınan evin tapusunu ise annesinin üzerine yaptığını, erkeğin annesinin kadına karışıp, başkalarının yanında azarladığını, karşı davada boşanma talep edilmeksizin fer'îlerinin talebinin usulsüz olduğunu, harç tamamlatılmasının gerektiğini, kadının çalışmaması için üzerinde baskı kurduğunu, kadını ekonomik anlamda kısıtladığını, cinsel birlikteliklerinin devam etmediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, şimdilik 250,00 TL değerinde ziynet eşyasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili 01.02.2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarından yalnızca düğünde takılmış olan 14 ayar set takımının davacı kadının elinde olduğunu, bilirkişi raporundaki değerinin 31.400,00 TL olarak hesaplandığını, toplam ziynet bedeli 308.160,00 TL'den düşüldüğünde kalan tutarın 276.760,00 TL olarak kalmakta olduğunu, bu durumda talep etmiş oldukları ziynet eşyalarının 5 adet 22 ayar 13 gram bilezik, 10 adet 22 ayar 12 gram bilezik, 49 adet çeyrek lira, 5 adet yarım lira şeklinde olup, dava değerini 276.760,00TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili karşı dava ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, açılan davanın reddini talep ettiklerini, ziynet eşyalarının zaten kadında ve kadının kullanımında olduğunu, evi terk edenin kadın olduğunu, boşanmak istemediğini, kadının problemlerden dolayı psikoloğa gittiğini ve tedavi gördüğünü, kadının ev işlerinde de temiz ve düzenli olmadığını, kadının çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını ve hakaret ettiğini, erkeğe tehdit ettiğini, çocuklara ilgi ve sevgi göstermediğini, erkeği başkalarıyla kıyasladığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, yasal faizi ile 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına ''sen kimsin ki, ne bilirsin ki'' şeklinde aşağılayıcı sözler söylediği, sürekli olarak annesinin ortak konutuna gelmesine müsaade ederek evlilik birliğini ailesinin müdahalesine açık hale getirdiği, kadının kendi ailesiyle görüşmesini kısıtladığı, kadının ise ortak çocuklara sürekli olarak ''geri zekalı'' şeklinde hakaret içeren sözler söylediği, erkeğe kötü davrandığı, ''ben böyleyim, beni böyle kabullenin'' şeklinde sözler söylediği, erkek delil olarak mesaj çıktılarına dayanmış ise de, mesajların tarihinin belli olmadığı gibi içeriğinin başka delillerle desteklenmediği, boşanmaya yol açan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 800,00 TL tedbir nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadın için 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, ispatlanamadığından kadının ziynet isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı yanın karşı davasını ikame ederken dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında "müvekkil boşanmak istememektedir" şeklinde istemde bulunduğunu, o halde karşı davanın bir boşanma davası değil, kusura bağlı bir tazminat davası olduğunu, ıslah ya da taraflarınca kabul beyanının bulunmadığını, sonuç ve istemin "dava dilekçesinin açıklatılması" yolu ile değiştirilmesinin usul ve yasaya aykırı olup karşı davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakasının ve ziynet isteminin reddi, tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; sunulan mesaj kayıtlarının tarihlerinin belli olmadığı belirtilmişse de, Mahkeme isterse mesaj kayıtlarını doğrulamak ve inceleme için bilirkişi görevlendirilmesi, telefon dökümlerinin istenmesi vs... yollarla duruşmada belirtmelerine rağmen bu taleplerinin dikkate alınmadığını, delil olarak mesaj kayıtlarına itibar edilmediğini, bu mesaj kayıtları ile karşı tarafın aşağılama, tehdit ve evi kendi isteği ile terk etme eylemlerinin ispatlandığını, tazminat miktarlarının fazla olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakasının ve ziynet isteminin reddi, tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, karşı boşanma davasının kabulüne, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı-karşı davalı kadının davalı-davacı erkeğe kötü davrandığına ve ''ben böyleyim, beni böyle kabullenin'' şeklinde sözler söylediğine ilişkin tanık beyanının soyut beyanlar olduğunun, bu nedenle kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, yine davalı-karşı davacı erkeğin davacı-davalı kadına ''sen kimsin ki, ne bilirsin ki'' şeklinde sözler söylediğine ilişkin tanık beyanlarının yeri ve zamanı, sebep ve saiki açıklanmayan soyut beyanlar olduğunun, bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre yine de davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.