Logo

2. Hukuk Dairesi2024/711 E. 2024/8751 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki belgeler, tarafların iddia ve savunmaları ile hukuk kuralları değerlendirilerek davacı-karşı davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1373 E., 2023/1354 K.

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/84 E., 2022/180 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 16.08.1999 tarihinde evlendiklerini, üç ortak çocukları olduğunu, evliliğin ilk 10 yılında sorunları olmadığını, müvekkilinin ablasının evlenmesi ile taraflar arasında sorunların olmaya başladığını, davalının, müvekkilin ablasının istemediği kişi ile evlenmesi nedeniyle müvekkili darp ettiğini, psikolojik baskı uyguladığını, müvekkili ailesi ile görüştürmediğini, bu dönemde müvekkilin bir boşanma davası açtığını ancak aile büyüklerinin araya girmesi nedeniyle davasından vazgeçtiğini, erkeğin sürekli olarak yasaklarının arttığını, müvekkili çeşitli bahanelerle komşularla bile görüştürmediğini, sürekli olarak hakaret ve darp ettiğini, eve gelmediğini, geldiğinde de müvekkilini darp ettiğini, müvekkilinin 15.05.2020 tarihinde dayanamayarak ağabeyinin evine gittiğini, erkeğin 24.07.2020 tarihli anlaşmalı boşanma davasına gelmediğini, erkeğin yeniden barışmak için şans istediğini, müvekkilin evine döndükten 4 gün sonra erkeğin hakaret, küfür, psikolojik baskı ve darp eylemlerinin tekrar başladığını, müvekkili başka erkeklerle görüşmekle itham ettiğini, ortak çocukların bakımı ve ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, okul masraflarını dahi karşılamayarak ortak çocukları zor duruma düşürdüğünü belirterek, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar lehine 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 50.000,00 TL manevî tazminat ve 5.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının soyut ve gerçekten uzak olduğunu, 21 yıllık evliliğin müvekkilinin çabası uyumu ve fedakarlığı sonucunda sürdüğünü, kadının sürekli olarak huzursuzluk çıkardığını, müvekkiline karşı uzaklaştırma kararı alıp sonrasında ise müvekkili evi terk etmekle suçladığını, müvekkilinin ortak çocukların ve evin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, okul masraflarını ödediğini, sürekli olarak çalıştığını, kepçe operatörü olması nedeniyle ağırlıkla il dışında çalıştığını, bu nedenle kadını komşu ve ailesiyle görüştürmeme durumunun gerçeğe aykırı olduğunu, kadının evliliğin ilk günlerinden beri şiddet ve hakarete başvurduğunu, müvekkilin iletişim kurmaya çalışmasının bile sonuçsuz kaldığını, müvekkilin 22 yıl boyunca eşine ve çocuklarına sevgisini, merhametini hiçbir zaman kaybetmediğini, her zaman kadına karşı saygı ve sevgi çerçevesinde davrandığını, kadının kardeşlerinin müvekkili sürekli olarak tehdit ve takip ettiğini, daha öncesinde de ... ve ...'ün müvekkilin boğazına bıçak dayayarak darp etmeleri nedeniyle Mahkeme tarafından cezalandırıldıklarını, bu durumda bile müvekkilin eşine ve çocuklarına karşı huzursuzluk çıkarmayarak olan olayları sineye çektiğini, kadının psikolojik sıkıntılar yaşadığını, müvekkilin ailenin geçimini daha iyi sağlayabilmek için kredi çektiğini, müvekkilin yıllarca davacının düzeleceği umuduyla sabrettiğini, ancak kadının huzursuzluk çıkaran sorunlu davranışlarının düzelmediğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin karşı davacı babaya bırakılmasına, karşı davacı lehine 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına ve ailesine ve ailesine hakaret ve sinkaflı küfürler ettiği, kadının üzerine yürüdüğü, kadına başka erkeklerle gezip tozuyorsun diye iftira attığı, "orospu" dediği, ailesiyle görüştürmek istemediği, müşterek çocuğu kuzenleriyle görüştürmek istemediği ve ortak çocuk ...'yi kuzeniyle görüştüğü için evden kovduğu; kadının da erkeğe "sen erkekmisin, ben adliyenin önündeyim, erkeksen gel" diyerek hakaret ve ayrıca sinkaflı küfürler ettiği, "benim tanıdığım insanlar var, senin bacaklarını kırdıracağım, buralarda durma, gurbete git" diyerek erkeği tehdit ettiği gerekçesiyle; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, asıl davada reşit ortak çocuk ... lehine velâyet ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, reşit olmayan ortak çocuklar lehine aylık 500,00'er TL (Toplam aylık 1.000,00 TL) tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, 5.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karşı davanın reddine hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı - karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karşı davanın reddi, kusur ve tazminatlar yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece boşanmaya neden olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğuna yönelik kusur belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı; buna göre, Mahkemece, davalı-karşı davacı erkeğin açtığı karşı boşanma davasının kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin, karşı davanın reddine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile buna ilişkin hüküm kısımlarının kaldırılarak erkeğin açtığı karşı dava yönünden boşanma isteminin kabulüne, sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.