Logo

2. Hukuk Dairesi2024/724 E. 2024/8027 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin kusurlu davranışlarının sabit olduğu ve kadının kusurlu davranışlarını affettiği gözetilerek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ve boşanmaya karar verilmesinin doğru olduğuna karar verilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1133 E., 2023/1514 K.

KARAR : Başvurusunun kısmen kabulü, esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1684 E., 2021/605 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin geçimsiz ve sorumsuz olduğunu, aralarında saygı, sevgi ve güven ortamı kalmadığını, erkeğin hakaret ettiğini, küfür ettiğini, erkek kardeşleri ile görüşmesine izin vermediğini, kira ve eşya borçlarını ödemediğini, maddî olarak üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evi terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine iştirak nafakasına karar verilemesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; taraflar arasında şiddetli geçimsizlik ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunun söz konusu olmadığından, taraflar arasında sevgi ve saygı ilkelerinin halen devam etmekte olduğunu, eşini çok sevdiğini ve boşanmak istemediğini, davanın kadının erkek kardeşinin kaynanası aleyhine açmış olduğu işçilik alacakları davası sebebi ile kadının erkek kardeşlerinin baskısı sonucu açıldığını, erkek kardeşlerinin bu sebeple erkeği tehdit ettiğini, evden uzaklaştırdığını savunarak davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına küfür ve hakaret ettiği, kira ve eşya borçlarının ödemesini aksattığı, kendi ailesi ile görüşmesini istemediği bu konuda sorun çıkarttığı, belirlenen kusurlu davranışlarla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, uzman raporu, kapsamında küçük çocuğun velâyetinin babaya verilmesi yönünde görüş bildirilmişse de idrak çağındaki çocuğun velâyet hususunda kararsız olduğu, her iki tarafı sevdiği, her iki tarafa yönelik olumsuz bir öyküsünün bulunmadığı, tarafların sosyal inceleme raporu ve dosya kapsamına yansıyan sosyal durumları kapsımında davacı annenin çocuğun bakımıyla daha yakından ilgilenme imkanının bulunduğu, küçüğün ablasının da anne ile birlikte kaldığı, küçüğün süregelen düzeninin anne yanında devam ettirilmesinin ayrılığın küçük üzerindeki etkilerini azaltacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, aylık 550,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün boşanma, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi ve iştirak nafakası bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir .

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince tanık beyanları esas alınarak boşanma kararı verilmesi, erkeğe davacıya karşı küfür ve hakaret ettiği, kira ve eşya borçlarının ödemesini aksattığı, kendi ailesi ile görüşmesini istemediği bu konuda sorun çıkarttığı vakıalarının kusur olarak yüklendiği, erkeğe İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurların sabit olduğu, kadının da erkeğin kadının akrabalarından biri aleyhine açtığı davayı geri alması konusunda baskı yaptığı vakıası sabit ise de erkek vekilinin cevap dilekçesinde "müvekkilinin eşini çok sevdiğini ve boşanmak istemediğini, müvekkilinin eşini hala seviyor olması evlilik birliğini yürütmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazır olması nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, "belirten beyanı nedeni ile erkeğin kadından kaynaklanan kusurları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına ve mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışların da sabit olması, ortak çocuk 20.09.2005 doğum tarihli ...' nin inceleme tarihi itibari ile reşit olması gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün 2,3, ve 4 numaralı bentlerinin kaldırılmasına, ortak çocuğun velâyeti ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı erkeğin velâyet ve iştirak nafakası hakkında istinaf talebi konusuz kaldığından bu hususlardaki istinaf talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir .

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; hükmün boşanma ve kusur belirlemesi bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir .

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, bulunması halinde bulunan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı ve davanın kabulü kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci

fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.