Logo

2. Hukuk Dairesi2024/738 E. 2024/7999 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, velayet, kişisel ilişki, kadın lehine hükmedilen manevi tazminat ve yoksulluk nafakası ile erkeğin reddedilen manevi tazminat talebinin değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1208 E., 2023/1397 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1005 E., 2021/5 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasında dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle;tarafların 27.05.2015 tarihinden beri evli olduklarını, bu evliliklerinden bir ortak çocuklarının olduğunu, davalının ailesinin de bulunduğu aile apartmanında ikamet ettiklerini, davalının annesi tarafından müvekkiline baskı kurulduğunu, tüm düğün takılarının davacıdan alındığını, müvekkilinin rızası olmamasına rağmen davalının aldığını, daha sonra davalının annesinin evine hırsız girdiği iddiası ile altınların çalındığının söylendiğini, müvekkilinin kısa süre sonra hamile kaldığını, hamilelik süresi boyunca eşi ve ailesi tarafından büyük sıkıntılara maruz kaldığını, sürekli olarak aşağılandığını, küçük düşürüldüğünü, davalının eşine destek olmadığını, maddî ve manevî olarak müvekkilini yalnız bıraktığını, müvekkilinin yaşadığı sorunlar nedeniyle psikolojik destek aldığını, kayın validesinin davacının kapıyı çarptı gerekçesi ile müvekkilini darp ettiğini, bu olay üzerine müvekkilinin ailesini arayarak kendisini darp ettiklerini söylediğini, davalının olayla ilgili olarak ailesine karşı davacıyı korumaya yönelik hiç harekette bulunmadığını, olaya ilişkin en ufak bir üzüntü veya pişmanlık görmeyen müvekkilinin annesi kızının evine dönmesine izin vermediğini, davalının her zaman davacı ve ortak çocuklarına karşı hakaret vari kelimeler kullanmakta, saygısız ve kaba tavırlar sergilediğini belirterek müvekkili ile davalının boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk leine aylık 500,00 TL tedbir- iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ödenmesine, düğünde takılan ziynet eşyalarının karşılığı olarak şimdilik 10.000,00 TL maddî tazminata 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinin 3 numaralı maddesinde ve dilekçenin 3. sayfasında davacının babası tarafından kendilerine yeni bir ev tutulduğundan bahsettiğini, taraflar bu yeni evde birlikte yaşamaya devam ettiklerini, ve evlilik birliğini sürdürdüklerini, diğer iddiaları hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının bu tarih öncesindeki iddiaları "af " kapsamında değerlendirilmesini, tarafların 27.05.2015 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden bir ortak çocukları olduğunu, tarafların davalının ailesinin apartmanında kalma nedenlerinin davacı tarafın yemek, temizlik, ütü vb. Ev işlerini yapmayı bilmediği için davacı tarafın ve annesinin bu yönde talepte bulunmalarının olduğunu, davacının düğün takılarının davalı tarafından alınmadığını, davacının düğün takılarını kendisinin sakladığını, ziynet eşyalarına ilişkin davacının beyanlarını ve taleplerini kabul etmediklerini, davacının davalı ve annesi tarafından sürekli aşağılandığı, küçük düşürüldüğü, kendisine maddî ve manevî destekte bulunulmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının psikolojik problemlerinin evlenmeden öncesine dayandığını, düğüm sendromu yaşadığını, müşterek çocuğu emzirmediğini, psikolojik problemleri nedeniyle Çorlu Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü, 1-1,5 ay kadar hastaneye yattığını, müvekkilinin gündüz işe gitmesine rağmen akşamları davacı ile kaldığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın ve tüm taleplerin reddine, davalı lehine 25.000,00 TL manei tazminata hükmedilmesine, tazminata yasal faiz işletilmesine, müşterek çocuğun velâyetinin davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... tarafların evlendiklerinde davalının annesi ile aynı evde kaldıkları ,davalının annesinin davacıya müdahale ettiği ,küçük düşürücü sözler söylediği ,şiddet uyguladığı ,aralarındaki sıkıntıların son bulmaması üzerine davacının babasının ev tuttuğu ve tarafların yeni evde yaşamaya başladıkları ,tarafların yeni tutulan evde yaşarken ise davalının davacıya şiddet uyguladığı , tanık ... davacının ensesinde kırmızılık gördüğü ,davacıya sorduğunda davalının ensesine vurduğunu söylediği ,bu eylemin taraflar yeni eve taşındıktan sonra gerçekleştiği ,davalının davacının rızası olmadan yeni taşındıkları evden eşyaları alıp annesinin evine götürdüğü ,tarafların o günden beri ayrı yaşadıkları , davalının annesinin davacıya küçük düşürücü sözler söylediği ,şiddet uyguladığı davacı tanık anlatımları ile sabit olmuşsa da tarafların daha sonra yeni bir eve taşındıkları ,evliliklerini devam ettirdikleri ,bir arada yaşadıkları ,dolayısıyla davacının kayınvalidesinin bu eylemlerini affettiği ,ancak davalının yeni eve taşındıktan sonra davacıya şiddet uyguladığı ,bu şiddet olayından sonra tarafların bir araya gelip yaşadıkları yönünde dosyada bir delil bulunmadığı ,her ne kadar davacının psikolojık sorunları olsa da davalı tanığı ... beyanında anlaşıldığı üzere davalının davacının rahatsızlığını bilmesine rağmen evlenmek istediği ,davalının evlenirken de davacının rahatsızlıklarını bildiği ,bu sebeple davacının rahatsızlığından dolayı kendisine bir kusur yüklenemeyeceği ,ancak davalı tanık anlatımlarından anlaşılacağı üzere davacının da ev işleri ile ilgilenmediği ve yemek yapmadığı ,açıklanan nedenlerle davalının davacıya şiddet uygulaması ,davacının rızası olmadan eşyalarını annesinin evine taşıması nedeniyle ağır kusurlu ,davacının ise yemek ve ev işlerini yapmaması nedeniyle hafif kusurlu davranışları nedeniyle aralarında geçimsizlik ve huzursuzlukların yaşandığı, tartışma ve kavgalarının olduğu tanık anlatımlarından bu durumun tespit edildiği, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, bu olay ve maddi olgulara göre davacının hafif kusurlu,davalının ise ağır kusurlu davranışları sebebiyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin müşterek yaşamı eşlerden devam ettirmeleri beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının kabulünün gerektiği, birliğin devamında taraflar, müşterek çocuk ve toplum yönünden korunmaya değer bir yararın tespit edilmediği anlaşıldığından davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir...." gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, çocuk ile davalı baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakalarının TEFE-TÜFE oranında artırılması talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davalının manevî tazminat talebinin reddine, davacı kadının ziynete ilişkin maddi tazminat talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddî tazminata ilişkin tefrik kararı verilmesi, manevî tazminatın ve nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinafa başvurmuşlardır.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

davacı kadının nafaka miktarları ile maddî tazminata yönelik istinaf taleplerinin, davalı erkeğin de kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve reddedilen manevî tazminat talebine yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, davacı kadının manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının manevî tazminata ilişkin 8.bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm tesisi ile davacı kadın lehine 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakası ile reddedilen manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci , 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.