Logo

2. Hukuk Dairesi2024/7460 E. 2024/7518 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ziynet alacağı davasında, ziynet eşyalarının dava tarihindeki değil de önceki tarihteki bilirkişi raporuna göre değerlendirilmesi ve faiz işletilmemesinin temyiz incelemesinde düzeltilip düzeltilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Ziynet eşyalarının değerinin zaman içerisinde artması nedeniyle güncel değer üzerinden hesaplama yapılması ve faiz işletilmesi talebinin, Yargıtay karar düzeltme sebeplerinden hiçbirisine uymadığı ve önceki temyiz incelemesinde bozma nedeni yapılmadığı gözetilerek karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/140 E., 2023/526 K.

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı kadın vekili

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece ziynet alacağı davasının kabulüne, diğer yönlerden hüküm kesinleşmekle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili 06.04.2014 tarihli dava dilekçesinde; tarafların 09.05.2007 tarihinde evlendiklerini, ortak iki çocuklarının bulunduğunu, davalının müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli alkol aldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına 400,00 TL tedbir-iştirak, müvekkili yararına 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat ve ayrıca 10 adet 22 ayar 15 gramlık toplamda 150 gram bilezik, 110 gramdan oluşan 22 ayarlık bir set, 1 adet 22 ayar 30 gramlık bilezik, her biri 4 gramdan oluşan toplamda 20 gram 5 adet yüzük, 22 adet çeyrek altının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili 23.06.2014 tarihli cevap dilekçesinde; tüm iddiaları inkârla, boşanmaya sebep olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, sürekli yalan söylediğini, ruh sağlığının yerinde olmadığını, müvekkiline hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ziynet alacağı davasına yönelik olarak ise takıların iddia edilen kadar olmadığını, davacının var olan altınları da evlilik süresince kendi keyfi doğrultusunda sattığını, kaldı ki aradan geçen süre göz önüne alındığında altınların hâla duruyor olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek boşanmaya karar verilmesini, bunun dışında kalan davacı tarafın tüm taleplerinin reddini, müvekkili yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Malatya 2. Aile Mahkemesinin 15.09.2015 tarihli ve 2014/393 Esas, 2015/727 Karar sayılı kararı ile; tarafların 09.05.2007 tarihinde evlendikleri, ortak iki çocuklarının bulunduğu, taraflar arasında süre gelen tartışmaların olduğu davacı tarafından davalıya karşı 22.05.2013 tarihinde boşanma davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Malatya 2. Aile Mahkemesinin 2013/339 Esas, 2013/537 Karar karar sayılı kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, bu aşamadan sonra taraflar arasında geçimsizliğin devam ettiği, son olarak taraflar arasında yaşanan tartışmada eşlerin karşılıklı olarak birbirine vurdukları ve davacının ortak konutu terk ettiği, hâl böyle olunca boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına 150,00 TL tedbir-iştirak, davacı yararına 200,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ödenmesine, eşit kusurlu olan eşlerin maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağı davası yönünden ise davacının yemin deliline başvurmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile tanıklardan ...’nin beyanı dikkate alınarak 22 ayar 4 adet toplam 44 gr bileziğin aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 3.594,80 TL bedelin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 06.02.2018 tarihli ve 2016/9941 Esas, 2018/1483 Karar sayılı kararı ile; “…1-Davacı kadının temyiz dilekçesi, davalı erkek vekiline 08.02.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Hükmü temyiz etmemiş olan tarafın, diğer tarafın temyizine cevapla hükme ilişkin itirazlarını bildirmek suretiyle hükmü katılma yolu ile temyizi mümkün (HUMK m. 433/2) ise de, bu şekilde yapılan temyizin süresi, temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren on gündür. Bu süreden sonra verilen cevap dilekçesindeki itirazların temyizen incelenmesi artık mümkün değildir. Davalı erkek vekili, hükme ilişkin itirazlarını içeren temyiz dilekçesini yasal on günlük süreden sonra 22.02.2016 günü verdiğine göre; süresinde olmayan katılma yoluyla temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2- Kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

b)Mahkemece; kısa kararda ve kısa karara uygun olarak düzenlenen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, dava konusu 22 ayar 4 adet toplam 44 gr bileziğin davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, eşyaların aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 3594.80 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmasına rağmen, kararın gerekçesinde ziynet talebinin kabulüne denildikten sonra devamında reddine denilerek hükmün gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında ziynet alacağı yönünden çelişki yaratıldığı gibi, ziynetlerin kabul edilen ve reddedilen kısmı açıkça belirtilmemiştir. Bu sebeplerle ziynet alacağı yönünden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir,…” gerekçesiyle karar, 2/b bendinde gösterilen sebep yönünden bozulmuş, diğer yönlerden ise onanmıştır.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Malatya 2. Aile Mahkemesinin 22.11.2018 tarihli ve 2018/418 Esas, 2018/1257 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada, kesinleşen yönler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre “kim tarafından takılırsa takılsın takı olarak kadına verilen ziynet eşyaları kural olarak kadına aittir. Ziynet eşyalarının birlik gereksinimleri için koca tarafından bozdurulmuş olması; geri istenmemek üzere verildiği ispatlanmadıkça kocayı iade yükümlülüğünden kurtarmaz” şeklinde olduğu, davacının yemin deliline başvurmamış olması gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile tanık ...’nin beyanı dikkate alınarak 22 ayar 4 adet toplam 44 gr bileziğin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması hâlinde dört bilezik için toplam 3.594,80 TL bedelin davacıya ödenmesine, sair taleplerin reddine karar verilmiştir.

2.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarihli ve 2019/3081 Esas, 2019/7291 Karar sayılı kararı ile;“…Davacı kadın dava dilekçesinde ziynet alacağı talebinde bulunmuş, talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ziynet davalarında kadın tarafından talep edilen tüm ziynetlerin dava tarihi itibariyle bedelleri hesaplanarak bunlardan hangilerinin sunulan delillerle (düğün CD’si, düğün fotoğrafı ya da ispata yarar başkaca bir delille) varlığının tespit edildiği de ayrı ayrı belirtilmek suretiyle, bilirkişi tarafından raporun düzenlenmesi gerekir. Ne var ki eldeki davada 19.01.2015 havale tarihli ziynetlere ilişkin bilirkişi raporunda “dosya içerisinde resim ve CD görülmediği “ belirtilmiş ve dava dilekçesindeki talaplere göre hesaplama yapılmış ise de, dosya içerisinde 2 adet düğün fotoğrafının olduğu anlaşılmaktadır. Ziynetler yönünden dosyada mevcut fotoğraflar, tarafların dilekçeler aşaması ve esasa ilişkin beyanlarında ziynete yönelik açıklamaları, ikrar ve tanık ifadeleri de değerlendirilerek, denetime elverişli bir rapor da alınmadan ziynete yönelik karar verilmiştir. O halde, açıklanan sebepler dikkate alınarak ve fotoğraf üzerinde ayrıntılı inceleme yapılmak suretiyle dosyada ziynete yönelik denetime elverişli ayrıntılı rapor alınıp, iddia, savunma ve tanık ifadeleri de değerlendirilmek suretiyle ziynet alacağı hakkında bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir-,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Malatya 2. Aile Mahkemesinin 06.12.2019 tarihli ve 2019/506 Esas, 2019/1137 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada mevcut fotoğraflara göre düzenlenen 12.11.2019 tarihli bilirkişi raporu uyarınca “4 adet her biri 15 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 22 ayar 47 gram set, 27 gram 22 ayar bileklik ve 4.30 gram küpeden oluşan” ziynet eşyasının tespit edildiği, dava dosyasının incelenmesinde davacının 1.000,00 TL üzerinden dava açtığı, bozma öncesi yapılan yargılamada alınan 19.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda ziynetlerin değerinin 29.194,00 TL olarak belirlendiği, davacının bu rapora göre 05.05.2015 tarihinde tamamlama harcı yatırdığı, bozma sonrası yapılan 06.12.2019 tarihli duruşmada davacı vekilinden talebini açıklamasını istendiği, bunun üzerine davacı vekilince “o tarihte yatırılan bu harç davanın ıslahı için yatırılmıştır. Nitekim son kararda da kısmen kabul, kısmen red hususunda karar verilmiştir. Talebimiz bu hali ile 29.194 TL tutarındaki ziynetlerin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedeli şeklindedir” yönünde beyanda bulunulduğu, TMK’nın 6 ncı maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğunun düzenleme altına alındığı, gerek doktrin gerek Yargıtay uygulamasında kabul edildiği üzere ispat yükünün hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşeceği, eldeki davada davacının yemin deliline dayanmadığı, hâl böyle olunca tanık ...’nin beyanı dikkate alındığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 12.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 22 ayar 4 adet toplam 60 gr bileziğin aynen iadesine, aynen iade olmadığı takdirde 4.602,36 TL bedelin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

2.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından reddedilen bölüm yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 18.02.2020 tarihli ve 2020/585 Esas, 2020/1212 Karar sayılı kararı ile; “…1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasında davacı kadın kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında satıldığını ileri sürerek ziynetlerinin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı erkek tarafından süresinde verilen cevap dilekçesiyle, ziynetlerin miktarının dava dilekçesindeki kadar olmadığı ve davacı kadının kendi ihtiyaçları için satıldığı iddia edilmiştir. Mahkemece ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak; yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı kadın tarafından talep edilen düğün fotoğraflarında açıkça görünen, tarafların ev alırken satıldığı tanık beyanları ile sabit olunan ve bilirkişi tarafından usulüne uygun bir şekilde değeri hesaplanan set yönünden de kabul kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir,,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

D. İlk Derece Mahkemesi Direnme Kararı

Malatya 2. Aile Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli ve 2020/343 Esas, 2020/576 Karar sayılı kararı ile önceki kararda yer alan gerekçenin yanında; her ne kadar bozma ilâmında set yönünden de kabul kararı verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de dinlenen tanıklardan ... ve ...’nin beyanlarının soyut olup görgüye değil duyuma dayalı olduğu gerekçesiyle bu tanıkların beyanlarına itibar edilmediği, tanık ...'nin “4 adet yaklaşık 44 gr gelen bilezik verdi” şeklindeki beyanı dışında diğer tanıkların kalan ziynetlere ilişkin görgüye dayalı somut bilgisinin olmadığı, tanık ... ve Sıdık'ın satıldığını duyduğu ziynetlerin ...'nin kendisinin bozdurduğunu kabul ettiği dört adet bilezikten ibaret olduğu, bunun dışında kalan ziynetlerin davalının uhdesinde diğer bir ifadeyle tasarrufunda olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

E. HUKUK GENEL KURULU KARARI

1.Direnme kararına karşı yasal sürede davacı vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.

2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizin 21.04.2021 tarihli kararı ile Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

3.Hukuk Genel Kurulu'nun 15.02.2023 tarihli bozma ilamı ile; "...Tüm bu genel açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlık konusu ziynet eşyaları hakkında düzenlenen 12.11.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı kadının her biri 22 ayar 15 gram 4 adet bilezik ile 47 gram kolye, 27 gram bileklik ve 4,30 gramdan oluşan 22 ayar 1 adet set takımının varlığını kanıtlandığı, varlığı kanıtlanan bu ziynetlerin evlilik birliği içinde kendisinden alındığına ve tekrar iade edilmediğine ilişkin tanık deliline dayandığı, bu tanıklardan ...’ın bilgisine göre düğünde takılan ziynet eşyalarının satılarak davalının babası adına ev alındığı, Sıdık’ın aynı şekilde “düğünde takılan ziynet eşyaları satılıp ev alındı, dolayısıyla davacıya iade edilmediği” şeklinde beyanda bulunduğu, davalının babası ...’nin ise bu beyanları doğrular şekilde ev alımında davacının ziynetlerini bozdurduğunu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; davacının düğünde takılan ziynetlerin varlığını ve kendinde olmadığını şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtladığı gözetilmeksizin set yönünden davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir...." şeklinde hüküm vermiştir.

F. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

Yukarıda başlıkta tarih ve sayısı verilen Mahkeme kararı ile; dosya kapsamı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.02.2023 tarih 2021/2-650 Esas ve 2023/76 Kararına göre davacı kadının her biri 22 ayar 15 gram 4 adet bilezik ile 47 gram kolye 27 gram bileklik 4,30 gramdan oluşan 22 ayar 1 adet küpeden oluşun set takımının varlığının kanıtlandığı ve davalı tarafından kullanılarak tekrar iade edilmediğinin kabulü gerektiğinden; 1 adet 22 ayar 47 gram kolye, 1 adet 22 ayar 27 gram bileklik ve 1 adet 4.30 gram 22 ayar küpenin (toplam 78,30 gram) aynen davalıdan alınarak davacıya verilmesine, mümkün olmaması halinde 6.006,07 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, önceki yargılama sırasında diğer ziynet eşyaları ile ilgili verilen karar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı kapsamı dışında kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; 19.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda ziynetlerin değerinin 29.194,00 TL olarak belirlendiğini, 05.05.2015 de tamamlama harcı olarak 29.194,00 TL üzerinden davanın ıslah edildiğini, ıslah tarihinden itibaren 10 yıl geçtiğini, bu sürede altının değer kazandığını, ancak ziynet eşyalarının 10 yıl önceki fiyattan hüküm altına alındığını, hak kaybı yaşandığını, ziynet eşyalarının değerlerinin artmasının belirsiz alacak şeklinde kabul edilerek güncel değer hesaplaması yapılması gerektiğini ve Mahkemece faiz yönünden herhangi bir karar verilmediğini belirterek dava tarihinden itibaren faiz işletilmemesi ve güncel hesap yapılmaması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 22.04.2024 tarihli ve 2024/1038 Esas, 2024/2732 Karar sayılı kararıyla, hükmün onanmasına karar verilmiştir.

VII. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı kadın vekili; 19.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda ziynetlerin değerinin 29.194,00 TL olarak belirlendiğini, 05.05.2015 de tamamlama harcı olarak 29.194,00 TL üzerinden davanın ıslah edildiğini, ıslah tarihinden itibaren 10 yıl geçtiğini, bu sürede altının değer kazandığını, ancak ziynet eşyalarının 10 yıl önceki fiyattan hüküm altına alındığını, hak kaybı yaşandığını, güncel değer hesaplaması yapılması gerektiğini ve mahkemece faiz yönünden herhangi bir karar verilmediğini kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan ziynt alacağı davasında güncel değer hesaplaması yapılmaması ve mahkemece faiz yönünden herhangi bir karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 191 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285 inci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup temyiz ilamında yer alan açıklamalara, göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanun'un 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 891,50 TL para ceza ile 2.320,00 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Feride'ye yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.