Logo

2. Hukuk Dairesi2024/748 E. 2024/8693 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, boşanma nedeni, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı kadının zina eylemini gerçekleştirdiğinin sabit görülmesi ve bu hususta tam kusurlu olması karşısında, davacı-davalı erkeğe yetersiz miktarda manevi tazminat takdir edildiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden bozulmasına, diğer yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/168 E., 2023/301 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/566 E., 2021/828 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına ve ferilerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların öncelikle zina hukuki sebebi uyarınca, mümkün olmaması durumunda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir-iştirak nafakası ile lehine 100.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evliliği boyunca davacı/karşı davalı erkek tarafından tecavüze uğradığını, kocasının sürekli kendisine hakaret ettiğini, davalı erkeğin ailesinin davalı/karşı davacıya kötü muamele ettiği ve erkeğin eşini bu konuda desteklemediği, eşinin engellemesi nedeni ile çalışamadığını, aşırı kıskanç olduğu ve kadını kısıtladığını, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, aylık 850,00 TL tedbir- iştirak nafakasının erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş ve davalı-davacı kadın 03.03.2021 ıslah dilekçesinde talep edilen tedbir ve yoksulluk nafakasının 2.000,00 TL olarak ıslah edildiğini bildirmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı- karşı davacı kadın, aleyhine ileri sürülen zina iddialarını reddetmiş ise de bizzat kendisinin davacı/karşı davalıya "... isimli şahısla bir gönül ilişkisinin olduğunu" itiraf ettiği ve bu şahısla davacı/karşı davalıyı yüzleştirerek şahsın da "evli olduğu için şu anda bir şey olmaz ama güzel bir kadın, boşandığı takdirde olabilir, ben ondan hoşlanıyorum, neden olmasın” şeklinde beyanda bulunduğu hususlarının cevap ve karşı dava dilekçesinde açıkça kabul edildiği, davalı/karşı davacı, karşı tarafı boşanmaya ikna etmek için bu beyanlarda bulunduğunu savunmuş ise de kadının, gerçeğe aykırı olarak kendisini hukuki, ailevi ve toplumsal açıdan son derece zor durumda bırakacak böyle bir açıklamada bulunması inandırıcı olmayıp davacı/karşı davalının durumu öğrenmesi üzerine itiraf etmek zorunda kaldığı, yine üçüncü kişinin de bir ilişki bulunmaksızın kendisini ailevi ve hukuki sorunların arasına atarak kendisi açısından da ağır sonuçları olabilecek beyanlarda bulunması inandırıcı olmayıp ortaya çıkan bu durumla ilgili kadına destek olma çabasında olduğu, davalı/karşı davacı taraf ile ... arasındaki ilişkinin duygusal boyutta kalmadığı, cinsel birlikteliğin yaşandığı, davalı/karşı davacı tanığı ... K.'nin beyanları ve bu beyanlarla uyumlu olarak davalı/karşı davacının ilk muayene olduğu özel hastanede tedavi sürecini tamamlamayarak başka bir hastane arayışına girmesi, hastanelerce rapor edilen bulgular ve tanının ultrason işlemi ile konulan bulgular ve tanı olmasına rağmen ultrason görüntülerine ulaşılamaması, yapılan küretaj işlemi sonrası patoloji raporu alınmaması hususları bir arada değerlendirildiğinde davalı/karşı davacının bu beraberlikten hamile kalarak kürtaj yaptırdığı, özel sağlık sigortasını kullanmasının kocası tarafından engellendiğine dair bir delil sunmamış olmasına rağmen bu işlemlerde özel sağlık sigortasını kullanmadığı gibi hastane giderlerini ödemek için kendi adına yeni kredi kartının gelmesini beklemesinin de bu işlemleri davacı/karşı davalıdan gizlemeye yönelik olduğu, hamilelik ve kürtaj işleminin ispatlanamadığı kabul edilse dahi, davalı/karşı davacının gönül ilişkisini açıkça itiraf etmiş olması, davalı/karşı davacı ile ...'ın, Altınoluk'da sarmaş dolaş dolaştıklarına dair tanık beyanı, davalı/karşı davacının Altınoluk'da gece çocuğu bir arkadaşına bırakarak sabah alması, ...'ın davalı/karşı davacının yazlıkta kocasından ayrı kaldığı dönemde yazlığa gelip gittiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde ilişkinin duygusal boyutta kalmadığı ve zinanın gerçekleştiği sabit görüldüğü, davalı/ karşı davacı kadının zina eylemini gerçekleştirdiği ve bu nedenle tam kusurlu olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, kadının karşı davasının reddine, tarafların müşterek çocuğu 13.03.2012 doğumlu Musa Poyraz'ın velâyetinin babaya verilmesine; anne ile kişisel ilişki tesisine, geçici velayetin babaya verildiği 05.10.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar kesinleşinceye kadar müşterek çocuk lehine aylık 200,00 TL tedbir nafakasının kadından alınarak erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar kesinleştiğinde müşterek çocuk lehine aylık 300,00 TL iştirak nafakasının kadından alınarak erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, kadının tedbir, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, ortak çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihi ile tedbir ve iştirak nafakası ile hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, asıl davanın ve ferilerinin kabulü ile karşı davanın ve ferilerinin reddi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihine, tedbir-iştirak nafakası ile maddî tazminatın miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının çocuk için hükmedilen tedbir-iştirak nafakası ve erkek lehine hükmedilen tazminatlara ilişkin bentlerinin infazda tereddüt yaratmamak adına bütünüyle kaldırılmasına, dava tarihi olan 13.08.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar kesinleşinceye kadar müşterek çocuk lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalı-davacı kadından alınarak davacı/ davalı erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine (hükme 5. bent olarak yazılmasına) karar kesinleştiğinde müşterek çocuk lehine aylık 600,00 TL iştirak nafakasının davalı-davacı kadından alınarak davacı- davalı erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine (hükme 6. bent olarak yazılmasına) davacı/davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı-davacı kadından alınarak davacı- davalı erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine (hükme 7. bent olarak yazılmasına), kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafaka, maddî/manevî tazminat miktarları yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın ve ferilerinin kabulü ile karşı davanın ve ferilerinin reddi yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık açılan karşılıklı boşanma davalarında kusur belirlemesi, asıl davada zinanın ispatlanıp ispatlanmadığı, asıl davanın ve fer'ilerinin kabulü, karşı davanın ve fer'îlerinin reddi ile nafaka ve tazminat miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu , 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran davacı-davalı erkek yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak erkek yararına daha uygun miktarda manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat miktarı yönünden davacı-davalı erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'a iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'ye yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.