Logo

2. Hukuk Dairesi2024/754 E. 2024/7888 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı eşin, davacı eşin rızası olmadan aile konutu niteliğindeki taşınmazı ipotek ettirmesinden dolayı açılan ipoteğin kaldırılması davasında, taşınmazın aile konutu olup olmadığı ve bankanın davacı eşin rızasını alıp almadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın ipotek tarihinde aile konutu olduğu ve davalı bankanın, davacı eşin açık rızasını alma yükümlülüğünü yerine getirmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/482 E., 2023/1450 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/279 E., 2021/39 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davacı kadın ve davalı ...'nin 1979 tarihinden bu yana evli olduklarını, dava konusu taşınmazın davalı eş adına tescil edildiğini ve taraflarca aile konutu olarak kullanıldığını, davalının kadının haberi, bilgisi, izni bulunmaksızın ve aksini teyit ve tevsik eder mahiyette hiçbir evrakta bugüne dek imzası ve sözlü bir beyanı da olmaksızın işbu taşınmazı Ziraat Bankası lehine ipotek ettirdiğini, kadının bu ipotek şerhini haricen öğrendiğini, kadının davaya konu taşınmaz üzerindeki hakların muvafakati ve açık rızası olmaksızın kısıtlandığını, davalıların kötü niyet içinde birlikte hareket ettiklerini iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı kadının kötü niyetli olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek işlemi ile ilgili bilgi sahibi olduğunu, taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği tarihte taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, davanın borçlu firmanın ödenmeyen kredi borcu sebebiyle kredi hesaplarının kat edilmesinin akabinde açılmasının davacı kadının kötü niyetinin göstergesi olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...'a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı ... tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davaya konu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2458 Ada, 44 Parsel, 3 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın ipoteğin tesis edildiği zaman diliminde ve öncesinde tarafların ortak kullanımında bulunan aile konutu olduğu, dosya arasına bulunan İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2018/1823 Esas sayılı dosyasında alınan 28.04.2017 tarihli eksper raporunda ilgili taşınmazın konut olarak kullanıldığının tespit edildiği, davacı kadının taşınmaza ipotek konulduğundan veya konulmuş olan ipoteğe açık bir rızasının bulunduğunun dosya kapsamı itibariyle sabit olmadığı, ipotek alacaklısı davalı bankanın, konutun aile konutu olduğunu bilmekte olduğu, davacı eşin açık rızasını geçerli bir şekilde alma yükümlülüğü altında olduğu, tacir olan davalı bankanın basiretli biçimde davranmayarak taşınmaza ipotek konulması için davacının rızası alınmaksızın işlem yaptığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığı, bankanın iyiniyetinin korunması gerektiği, davacı tanıklarının akrabaları olması nedeniyle tarafsız olduklarından bahsedilemeyeceği, vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; UYAP üzerinden dosya arasına alınan davacı ve davalı eşine ait adres kayıt belgelerine göre tarafların davaya konu taşınmazı 26.03.2007 tarihinden itibaren ve ipotek tarihi itibariyle yerleşim yeri olarak kullandıkları, davaya konu taşınmazın tarafların aile konutu olduğu hususunda duraksamanın olmadığı, dava konusu taşınmazın tapuda tam hisse ile davalı eş ... adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 04.05.2017 tarihinde 700.000,00 TL bedelli ve fekki bildirilinceye kadar geçerli olmak üzere ipotek tesis edildiği, davacı kadın eş tarafından dava konusu taşınmazın tapu kaydına 13.02.2018 tarihinde aile konutu şerhi koydurulduğu, alacaklı Ziraat Bankası A.Ş tarafından İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2018/1823 Esas sayılı takip dosyası ile 30.03.2018 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiğini, 05/04/2018 tarihinde ise ipoteğin paraya çevrilmesi için takibe geçildiği yönünde şerh işlendiği, tacir olan bankanın sözleşmenin hakim tarafı olarak objektif özen yükümlülüğünün bir gereği olarak davacı eşin açık rızasının bulunup bulunmadığını araştırması gerektiğinin anlaşılmasına göre davanın kabulü ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olduğu, davanın niteliği gereği dava değeri üzerinden nispi avukatlık ücretine hükmedilmesinde de yanlışlık olmadığı gerekçesi ile davalı bankanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Dava; ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olup olmadığı, davacı kadının açık rızasının alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.