"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1287 E., 2024/1300 K.
DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/115 E., 2023/347 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı kadın vekili tarafından ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasına göre, kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Davacı kadın, ziynetlerinin düğün günü davalı erkeğin annesi tarafından alındığını iddia ederek aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedel talebinde bulunmuştur. Davalı erkek ise, davacı kadının evi terk ettiğini, ziynetlerin davacıda olduğunu savunmuş, daha sonra verdiği ıslah dilekçesinde maddi vakıayı değiştirerek eşi tarafından kendisine bıçak çekildiği için balkondan kaçmak suretiyle evden ayrıldığını, bu sebeple yanına hiçbir şey alamadığını beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davacı tanığı Aysun beyanının çelişkili olduğu, tanık Murat beyanının hayatın olağan akışında makul ve mantıklı olmadığı, davacı kadının iddiasını, iddiasını dayandırdığı vakıaları, altınların davalı ve annesi tarafından kendinden alındığını, kendine iade edilmediğini, altınların davalının ve annesinin uhdesinde olduğunu tüm dosya kapsamında toplanan deliller ile ispatlayamadığı, davacı kadının yemin deliline dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı kadın vekilince istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadının vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusu kabul edilerek hükmün bu yönden düzeltilerek esas hakkında hüküm tesisine karar verilmiş, sair istinaf başvurusu ise esastan reddedilmiştir. Karar, davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta iddia ve savunma doğrultusunda ispat yükü davacı kadındadır. Davacı kadının tanığı Murat, boşanma davası sırasında vekil aracılığı ile aynı zamanda kadının teyzesi olan kayınvalidesinden altınlarını istediğini, ancak kayınvalidesinin ziynetleri kredi borcu için kullandığını söylediğini ve iade etmediğini beyan etmiştir. Diğer tanık Aysun ise İlk Derece Mahkemesince iki kez dinlenmiş ve beyanları arasında çelişki bulunduğundan bahisle beyanlarına itibar edilmemiş ise de; tanığın beyanlarında bir çelişkinin bulunmadığı, sadece tanığın ek beyanının sorulan sorular doğrultusunda ilk beyanının açıklanması niteliğinde olduğu, tanığın ziynetlerin düğün günü davacının kayınvalidesi tarafından alındığını bizzat gördüğünü, kredi borcu için satıldığını ise ailesinden duyduğunu, ancak sonrasında davacının kayınvalidesinden altınları istemesine rağmen iade etmediğini beyan etmiştir. Tanık beyanlarını değerden düşürecek maddi bir olayın varlığı iddia ve ispat edilememiş olup aslolan tanıkların doğruyu söylemiş olmasıdır. (6100 sayılı Kanun m.255). Bu durumda yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kadının ziynet eşyalarının kendisinden alınarak iade edilmediği anlaşılmıştır. O halde, davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.