Logo

2. Hukuk Dairesi2024/796 E. 2024/8563 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarının azlığı ve ziynet eşyalarının iade talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz talebi reddedilmiş ve karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3152 E., 2023/2034 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/631 E., 2022/506 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilere, ziynet davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı dava cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinin yalan söylediğini, bu nedenle eşine olan güveninin sarsıldığını, kendisini üstün gördüğünü, kırıcı ve aşağılayıcı konuştuğunu, maddî manevî olarak sürekli eleştirdiğini, masraflarının ve ihtiyaçlarının karşılamak için sürekli kredi çektiğini, kredi kartı borçlarının olduğunu, borçlarını kapatmak için evin satılması konusunda anlaşmalarına rağmen davalının evin üzerine aile konutu şerhi koydurduğunu, kızı kendisine bırakıp oturdukları evi boşaltıp, işine yaramayan eşyaları sattığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin müşterek evdeki kiracıyı çıkarıp satılık ilanı koyduğu için aile konutu şerhi koydurduğunu, eşinin yatağını ayırdığını eve geç saatlerde geldiğini, psikolojik baskı yaptığını, evi terk edip kendisini ve çocuğunu yalnız bıraktığını, müşterek evin aboneliklerini iptal ettirdiğini, eşinin kendisine hakaret edip, aşağılayıcı konuştuğunu, tartışmalarda evdeki eşyalara zarar verdiğini, kredi çekip döviz alım satımı yaptığını, aile bilincinin olmadığını, evdeki her şeyi ailesine anlattığını, ailesinin yönlendirmesiyle hareket ettiğini, bilgi vermeden ek kartını kapattığını ekonomik şiddet uyguladığını beyan ederek asıl davanın reddine, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00'er TL maddî ve manevî tazminat ile aylık 2.000,00 TL tedbir/yoksulluk, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, ziynet eşyalarının aynen iadesine, iadesinin mümkün olmadığı takdirde 50.000,00 TL bedelinin yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında ekonomik sebeplerle sürekli bir tartışmanın olduğu, taraflarla aynı binada oturan komşuların tarafların tartışma seslerini sürekli duyduklarını beyan ettikleri, yine tartışma sırasında kocanın evdeki eşyalara zarar verdiği, tanık ...'nin "....evdeki bir kapının kırık olduğunu gördüm, sorunca kavga esnasında ...'in kapıyı kırdığını öğrendim,..." şeklinde beyanda bulunduğu, tarafların karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ettikleri ( patates çuvalı, asker bavulu, Allah belanı versin sen ne biçim kadınsın gibi) dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına göre tatile gitmek için bile kredi çekilmesi nedeniyle geçim zorluğu yaşadıkları, kocanın kredi kartı borçlarını ödemekte zorlandığı, ailesinden destek aldığı, tarafların ekonomik olarak geçinememeleri nedeniyle ailelerin toplanıp konuştuğu, krediyle alınan ve içerisinde kiracı bulunan evin satılmasının kararlaştırıldığı, kadının bu toplantıdan sonra işe başladığı, iş çıkışı evlilik birliği içerisinde alınan ve içerisinde kiracı olan taşınmazın içerisindeki kiracının çıkarıldığını ve satılık ilanı konulduğu görünce adresini taşıyarak taşınmaza aile konutu şerhi koydurduğu, kocanın gelen mesaj üzerine aile konutu şerhi konulmasını öğrenince ortak çocuk ...'i komşu tanık ...'a bırakıp evdeki eşyalarını alıp evi terk ettiği, tanık ...'in "... tarafların ayrı yaşamaya başladığı günün gündüzü ... eşyalarını aldı eşyaların bir kısımı götürdü ben taşınıyormusunuz diye sordum kendisi yok dedi. Aynı günün akşam üzere çocuğu bahçeye bıraktı ben babamlara gidiyorum dedi. ... bu gün işe gitti çocuğu alacak dedi. Gidiş o gidiş bir daha gelmedi...." şeklinde beyanda bulunduğu, tanık ...'un ".... tarafların ayrıldığı gün bahçede otururken ... yanıma geldi, çocuğu sana emanet edebilir miyim dedi, büyük bir valizi arabaya koydu, bende bahçedeyim ...'e bakarım dedim, daha sonra eve çıktı, büyük bir hurcu omzuna atıp getirdi, ben hayırdır taşınıyor musun dedim, yok dedi, daha sonra evin anahtarını da bana verdi, çocuğu da bana teslim ederek gitti, bu tarihten sonra ... bir daha eve gelmedi..." şeklinde beyanda bulunduğu, kocanın evi terk ettikten sonra evin aboneliklerini tanık olarak da dinlenen abisi ...'ın da yönlendirmesiyle kapattığı, müşterek çocuğa bakacak kimse olmadığı için kadının işten çıktığı, elektrik, su, doğalgaz olmadığı için suyu ve diğer ihtiyaçlarını komşulardan alarak kullandığı, bir süre müşterek evde kaldığı, tanık Bilal Alpdoğanın da beyan ettiği gibi koca ev sahibine giderek evle bir ilgisinin olmadığını beyan ettiği için ev sahibinin sürekli kadını evi boşaltması için sıkıştırdığı, bu arada ...'ın kadına mesaj atarak ".... borçların ödenmesi ile kendisi ile görüşmesi gerektiğini, bütçeyi kendisinin yaptığını...." beyan ettiği, koca evden gittikten bir süre sonra kadın ev kirasını ödeyemediği için bir kısım eşyalarını nakliye karşılığı vererek evden taşındığı, bu olaylardan sonra tarafların bir araya gelmedikleri, halen ayrı yaşadıkları anlaşılmakla yapılan kusur belirlemesinde; koca her ne kadar müşterek evin satılması kararlaştırılmasına rağmen eşinin eve aile konutu şerhi koydurduğunu beyan etmiş ise de bu durumun kusur olmadığı gibi evin satılmasına da engel olmadığı, kaldı ki eşinin rızası ile borçların ödenmesi için evin her zaman satılabileceği, kadına bir hakkını kullandı diye kusur atfedilemeyeceği anlaşılmakla, boşanmaya sebep olan olaylarda iki tarafında kusurlu olduğu, ancak kocanın kusurunun daha ağır olduğu, ziynet alacağı davası yönünden ise; " ...Davalı karşı davacı 10 tane bilezik, 12 çeyrekten oluşan bileklik, 5 adet burma bilezik, 4 yüzük ve setin evlilik birliği içerisinde eşi tarafından alındığını beyan beyan ederek aynen iadesini talep etmiş olup, davalı ziynetlerin davacıda olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı karşı davacı dosyaya sunmuş olduğu fotoğraflarla ziynetlerin varlığını ispat etmiş olup, koca da ziynetlerin varlığına itiraz etmemiştir. İspat yükü davalı karşı davacıda olup, karşı davacı altınların zorla elinden alındığını ve bir daha kendisine verilmediğini ispat etmelidir. Dinlenen tanıkların ziynet eşyalarına ilişkin bilgilerinin olmadığı beyanda bulunanların da duyuma dayalı beyanda bulunduğu karşı davacı tarafın yemin deliline de dayanmaktan vazgeçtiği, altınların koca tarafından zorla alındığının karşı davacı taraça ispat edilemediği anlaşılmakla ispatlanamayan ziynet davasının reddine karar verilmiştir..." gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davalı-karşı davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ile davacı-karşı davalı baba arasında şahsi ilişki tesisine, davalı-karşı davacı lehine 30.000,00'er TL maddî ve manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, davacı-karşı davalının maddî ve manevî tazminat ile davalı-karşı davacının ziynet alacağı davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili: kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet ve ziynet alacağı davasında vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı kadın vekili; kusur belirlemesi ile iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı, tazminatların miktarı ve reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakaların niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk/iştirak nafakalarının miktarının az olduğu belirtilerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gereğince davalı-davacı kadının maddî-manevî tazminat ile yoksulluk/iştirak nafakaların miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile davalı-karşı davacı yararına 75.000,00'er TL maddî ve manevî tazminat ile aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin tüm, kadının sair istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların ve nafakaların miktarı ile reddedilen ziynet alacağı davası yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve nafakaların miktarları ile kadının aynen iade talebi bulunan ziynet alacağı davasının reddi kararı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü, 175 inci, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddeleri. 6098 sayılı kanun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.