Logo

2. Hukuk Dairesi2024/7984 E. 2024/8337 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozma kararı sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi'nin verdiği nihai kararda kusur belirlemesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan hususlara ve bozmaya uyularak karşı taraf lehine oluşan haklara ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyeceği ve bozma ilamına uygun olarak verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuki bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1542 E., 2024/1810 K.

KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet ve yoksulluk nafakası yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın için yoksulluk nafakası ile tazminata ve velayet ile iştirak nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, sürekli şiddet uyguladığını, sürekli eşini evden kovduğunu, tehdit ettiğini, sabah 5'te kalkıp ailesine hizmet etmesi için baskı yapıp tehdit ettiğini, en son olayda evden kovduğunu, dolmuş parası dahi vermediğini, arayıp sormadığını, çocuğu görmek için girişimde bulunmadığını, ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli hakaret ettiğini, beddua ettiğini, tehdit ettiğini, sürekli evi terk ettiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, bu konuda tedaviden kaçındığını, aile sırlarını başkalarına anlattığını, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, hakaret ve tehdit etiğini, ailesini de tehdit ettiklerini, iftira attıklarını, ev işlerini yerine getirmediğini, öğlene kadar uyuduğunu, eş ve çocuğa ilgi alaka göstermediğini, çocuğun bakımıyla ilgilenmediğini, küstüğünü, surat astığını, çocuğa sürekli şiddet uyguladığını, eşine kötü davrandığını, çocuğu göstermediğini, kendine zarar vererek çocuğu düşürmeye çalıştığını, doktorun uyarısına aldırmayarak normal doğum yapmak istediğini söylediğini, kişisel temizliğe önem vermediğini, aşırı maddî isteklerde bulunduğunu iddia ederek kadının davasının reddini, karşı davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, çocuğun tedbiren ve kesin velâyetinin babaya verilmesini, 50.000,00TL maddî, 50.000,00TL manevî tazminata (faiziyle) karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.02.2022 tarihli ve 2019/904 Esas, 2022/131 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin; kadının boğazını sıktığı, ortak çocuğu görmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı kadının ise, sabah kahvaltısı ve çocuğun bakımı hususunda yeterli özeni göstermeyerek birlik görevlerini tam anlamı ile yerine getirmediği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, uzman raporu da dikkate alındığında yargılama sürecinde anne ile yaşayan ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesi ile aylık 500,00 TL olarak devamına karar kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00 TL iştirak nafakasına kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesi ile aylık 600,00 TL olarak karar kesinleşmesinden itibaren aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 24.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının mehir'den kaynaklı alacak talebinden feragat ettiğinden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2023 tarihli ve 2022/1229 Esas, 2023/485 Karar sayılı kararıyla; kadının kanun yolu itirazı olmadığından izafe edilen kusurların kesinleştiği, dinlenen davalı- davacı tanıklarından ...'nin beyanı ve erkek tarafından sunulan CD içerisindeki video kaydından anlaşılacağı üzere kadının "evi sık sık terk ettiği ve ortak çocuğa sürekli şiddet uyguladığı", gerçekleşen ve kesinleşen duruma göre evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin az kadının ise ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen tazminatların ağır kusurlu olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, tarafların ortak çocuğu velâyeti hususunda Mahkemece aldırılan sosyal inceleme raporunda davacı annenin çocuğa bir kez şiddet uyguladığı, bir kere daha tekrarlamadığı ve ayrılık sürecinden itibaren çocuğun anne yanında kalması nedeniyle çocuğun velâyeti anneye verilmiş ise de tanık beyanı ve davalı erkek tarafından dosyaya sunulan CD içerisindeki video kayıtları ve mesaj içeriğinden davacı kadının çocuğa sürekli şiddet uyguladığı ve şiddetin görüntülerini kayıt altına alarak davalı erkeğe gönderen kadının bu davranışının çocuğun psikolojik gelişimi üzerinde ciddi tehlike arz edeceği gerekçesiyle; erkek eşin; kusur belirlemesine, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlara, velâyet ve çocuk için hükmedilen nafakalara yönelik istinaf başvurularının kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, ortak çocuk ...'nin velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için bağlanan nafakaların karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 8.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata, erkek vekilinin kadının davasının kabulü ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 14.03.2024 tarihli kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan, birlik görevlerini yerine getirmeyen erkeğin ağır, birlik görevlerini yerine getirmeyen kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, hatalı kusur belirlemesine göre erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru görülmediği, kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceğinden yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddi ve 24.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek veşili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, velayet, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği, tazminatların ve nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilinin; yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Azmi'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.