Logo

2. Hukuk Dairesi2024/8013 E. 2024/7793 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/717 E., 2023/1059 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/535 E., 2022/586 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının ortada herhangi bir durum yokken tartışmalar çıkarmaya başladığını, müvekkiline karşı saldırgan tavır takınmaya başladığını, müvekkilinin ailesini hiçbir zaman kendi ailesi gibi görmediğini, müvekkilinin ailesine saygı duymadığını, müvekkilinin anne ve babasının evlerine gelmesini istemediğini, geldikleri zaman ilgi göstermediğini, onlar yokmuş gibi davrandığını, kendi ailesine tamamıyla farklı davrandığını, kadının düğünde takılan takılardan 100 gram kadarını müvekkilinin ailesinden habersiz olarak annesine verdiğini, verdiği takıların hem müvekkiline hem de kadına takılan takılar olduğunu, müvekkilinin Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz ortamı nedeniyle Hollanda ülkesine gitmek istediğini, kadının Türkiye'de herhangi bir işi de olmadığı halde Holladaya gelmediğini, müvekkilinin Hollanda'ya gittiğini ve kadının müvekkili ile ortak çocuğun internet üzerinden görüşmelerine izin vermediğini, müvekkilinin ile kadın arasındaki evlilik birliğinin devamının artık imkansız hale geldiğini, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve soyut iddiaları olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, tarafların evlendikten bir süre sonra erkeğin ailesi ile altlı üstlü oturmaya başladıklarını, kendi ailesine davrandığı gibi kadının anne ve babasına davranmadığını, evliliğin bitmemesi için çok uğraştığını, ancak erkeğin ikna olmadığını, hep kendinden küçük gördüğünü ileri sürerek müvekkiline karşı açılan asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşi hamileyken çalışmak için eşiyle anlaşarak Hollanda'ya gittiği, kadının erkeğin telefonlarını engellediği, erkeğin ailesine ilgisiz davrandığı, erkeğin ise bağımsız konut temin etmediği, evlilik birliğini ailesinin müdahalesine açık hale getirdiği, kadına ve kadının ailesine soğuk davrandığı, kadının evdeki eşyaların bir kısmını taşımaya başladıktan sonra erkeğin ailesinin müşterek konutun kilidini değiştirdiği, duyuma dayalı tanık beyanlarına itibar edilmediği, olayların akışı karşısında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadının İş Kur kapsamında asgari ücretle çlaışmaya başladığı, kira ödemediği, asgari ücretle çalışmanın yoksulluktan kurtaran bir durum olmadığı, bu hususun nafaka miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği, üzerine kayıtlı mal varlığının olmadığı, erkeğin yurtdışında çalıştığı, restoranlarda aşçılık yaptığı, kadınının boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında her ayın birinci ve dördüncü haftasına denk gelen Cumartesi günü saat 09.00'dan aynı gün saat 17.00'e kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09.00’dan aynı gün saat 17.00’e kadar ve her yıl 15 Ağustos günü saat 09.00’dan 31 Ağustos günü saat 17.00 arası kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için takdir edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 150,00 TL artırımla toplam aylık 900,00 TL nafakanın hükmün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası, hüküm kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kadın için takdir edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 150,00 TL arttırım ile aylık 900,00 TL nafakanın hükmün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın için 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusurlu olanın kadın olduğunu, yeterli ve düzenli geliri olmadığını, kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, kadının için hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece "bağımsız konut temin etmeyen, evlilik birliğini ailesinin müdahalesine açık hale getiren, eşine ve eşinin ailesine soğuk davranan erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda ağır kusurlu olduğu, eşinin telefonlarını engelleyen, eşinin ailesine ilgisiz davranan kadının boşanmaya yol açan olaylarda hafif kusurlu olduğu," şeklinde karar verilmiş ise de; yargılama sırasında dinlenen kadın tanığı ...'ın beyanından eşinin doğumunda yanında olmadığı ve para göndermediği anlaşıldığından, bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, öte yandan erkek tanığı İbrahim'in beyanından ise kadının eşinin ailesine ters cevaplar verdiği, çocuğun çifte vatandaşlığa geçmesini istemediği vakıalarının kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, bu durumda yine de tarafların kusur dağılımında bir değişiklik olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının ve kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının, yine kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, ortak çocuğun üstün menfaatleri de gözetilerek babalık duygularını tatmine elverişli, çocukların da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve kişisel ilişkinin süresi yönlerinden, kadının istinaf başvurusunun ise kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakalarının ve tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftaları Cumartesi sabah saat 09:00’dan Pazar akşamı saat 17:00’a, her yıl 15 Temmuz saat 09:00’dan 31 Temmuz saat 17:00’a, sömestr tatilinin ikinci haftası Cumartesi Sabah saat 09:00'dan takip eden Cuma günü akşam saat 17.00'a, her yıl ilk ara tatilin birinci günü saat 09:00'dan son günü saat 17:00'a, ayrıca dini bayramların 2. günü saat 09:00’dan bayramın 3. gün saat 17:00’a, babalar günü sabah saat 09:00’dan aynı gün saat 17:00’a kadar olmak üzere kişisel ilişkiye, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.