Logo

2. Hukuk Dairesi2024/8049 E. 2024/8499 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler gözetilerek, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/451 E., 2024/759 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; nafakalara ve tazminatlara karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sabit bir işi ve geliri olmadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, eve sarhoş ve geç geldiğini, yoktan yere kavga çıkarttığını, sürekli boşanmak istediğini dile getirdiğini, evlilik birliği yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tehdit ve hakaret ettiğini, müvekkiline saldırdığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 200.000,00TL manevî tazminata ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak

çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının müvekkilinin ailesini istemediğini, evlerine gelmesine karşı çıktığını, müvekkilinin de görüşmesine izin vermediğini, yeğeninin nikahına dahi gidemediğini, müvekkilini ve ailesini sürekli hor gördüğünü, küçük düşürücü sözler söylediğini, "seni boşarım, seni evden uzaklaştırırım" şeklinde tehditler ettiğini, ortak çocukları müvekkiline karşı kışkırttığını, müvekkilini evden kovduğunu, yatakları ayırdığını, özel hayatlarına ilişkin konuları başkalarına, müvekkilinin iş arkadaşlarına anlattığını beyan ederek; taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesinde davacı kadının kusurlu olduğundan ve kusurlu eşin dava açma hakkı bulunmadığından, davacının haksız ve mesnet davasının reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin : 03.03.2020 tarihli, 2018/137 Esas, 2020/138 kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin , davacı kadına haber vermeden sürekli evden ayrıldığı, hasta annesini ziyarete gittiğini söyleyip gitmediği, yalan söylediği, kadından gizli ailesine, arkadaşlarına maddî yardımlar yapıp söylemediği, bir başka kadınla mesajlaştığı, yine el ele gezerken görüldüğü, davacıya "o...." şeklinde hakaret edip fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir 250,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden, davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, velâyet, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli, 2020/722 Esas, 2022/1815 Karar sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de kabul edilen ve gerçekleşen kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, eşine ve akrabalarına hakaret eden ve eşinin ailesi ile görüşmek istemeyen kadının az kusurlu olduğu, kusur belirlemesine ilişkin karar gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği; kadının boşanmakla yoksulluğa düşecek olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olduğu, ortak çocukların fiili olarak anne yanında kalıyor oluşu dikkate alınarak, velâyetlerinin annelerine verilmesi çocukların menfaatine olduğu velâyeti kendisine verilmeyen ebeveynin çocuğun giderlerine katkıda bulunması gerektiği ve çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ve nafakaların miktarının doğru olduğu gerekçesi ile; kadının kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarlarına yönelik istinaf talebi ile; davalı erkeğin ise tazminatlar, velâyet ve nafakalara yönelik istinaf talebinin ayrı ayrı esastan reddine, davalı erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kusura yönelik karar gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekilinin kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden , davalı erkek vekili kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 06.02.2024 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat az olduğu, velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası az olduğu, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ortak çocuklar için takdir edilen ayrı ayrı aylık 500,00 TL'den toplam aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamı ile boşanma hükmünün kesinleştiği 10.06.2020 tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 1.000,00 'er TL iştirak nafakasının davalıdan alınıp davacıya velâyeten verilmesine, davacı kadın için dava tarihi olan 20.02.2018 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına, boşanma hükmünün kesinleşiği 10.06.2020 tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL 'ye çıkartırılarak yoksulluk nafakası olarak erkekten alınıp kadına verilmesine, 70.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınıp kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile tazminatların miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.